Talimatla yönetilen Ünal Üstel Hükümeti’nin bir anda kucağımıza attığı bu suni başörtüsü krizinin uzun vadeli hedefi evet, Ekim ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde ‘Türkiyeli-Kıbrıslı’ kamplaşması yaratmak ve Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan Türkiye kökenli seçmeni ‘tarafını seç, oyunu ona göre kullan’ noktasına getirmektir.
Ancak bize şırınga edilen maksatlı propagandanın aksine, toplum şu anda bu kriz üzerinden ayrışmış falan değildir.
Öncelikle bunun tespitini doğru bir şekilde yapmak ve ada yarısının bu mesele yüzünden iki kutba ayrıldığı yönündeki sanrıyı asla beslememek gerekiyor.
Ortada farklı düşünen iki kutup değil, sahip olduğu güçlü laik ve çağdaş değerleri savunan yekvücut bir toplum ve bu toplumu kendi emellerine alet etmeye uğraşan AKP iktidarının bir avuç işbirlikçisi vardır sadece.
Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı, öğretmeni polise kırdırma planı yapadursun, aklıselim herkesin bu oyunu bozmak için yapması gereken nettir!
Ersin Tatar, Cumhurbaşkanlığı adaylığını ve seçimde ‘yukarının’ desteğini garantilemek, Ünal Üstel yönetimi ise iktidar rantını korumak uğruna bütün bu olup biten karşısında üç maymunu oynayabilirler.
Peki ya Ulusal Birlik Partisi’nin gerçek sahipleri?
Onlar bu konuda ne düşünüyorlar?
Razı mıdırlar çocuklarının, tarikatların gölgesinde büyümesine, yetişmesine?
Değildirler.
Bugün bir avuç kendini bilmez tarafından tehdit edilen, hakarete uğrayan öğretmenlerimizin en az yarısı, UBP’lidir.
UBP’li öğretmenlerimiz ne hissediyorlar mesela?
Razı mıdırlar okullarındaki bu irticai faaliyetlere?
Değildirler.
Ve ben inanıyorum ki bu karanlığa en güzel cevabı, yine UBP’nin içerisindeki aydınlık insanlar verecektir.
UBP’nin aydınlığının da dahil olacağı dört kollu güçlü bir mücadelenin başarısızlıkla sonuçlanması, mümkün değildir.