tüm yazılar:

Türkiye kazandı, biz kaybettik – Tümay Tuğyan

Orjinal yazının kaynağımediternews.com

Cenevre toplantısının sonucunu iyi niyetli bir iyimserlik içerisinde karşılayarak, ‘En azından iş birliği yolunda bir adım atıldı’ diyenlerin düşüncelerine saygı duymakla birlikte, bu görüşe asla katılmadığımı ifade ederek başlamalıyım.

Bu tam da bizi manipüle etmek, ağzımıza bir parmak bal çalarak aslında kaybettiklerimizi perdelemek için stratejik bir biçimde yazılıp oynanan bir tiyatro oyunundan daha fazlası değildir.

Kendi insanının geleceğine dair en ufak bir gailesi olmayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu oyunda ‘başrol’ oynadığını ve ‘iki devlet arası iş birliği’ diye diye Cenevre’de bir zafere imza attığını sanadursun, bu toplantının sonucu bana göre Kıbrıslı Türkler açısından bir nevi Pirus Zaferi’dir; yıkıcı bir bedel ödetecek, yenilmeye mahkûm bir sözde galibiyettir.

Bizim ihtiyacımız, kapsamlı bir çözümdür ve bu öyle ertelenebilecek, ötelenebilecek değil, ivedi bir ihtiyaçtır. Gemisini kurtaran kaptan misali, tüm konsantrasyonumuzla çözüme odaklanmak, bizi çözüme taşıyacak bir müzakere sürecinin kapılarını açmanın yollarını bulmak zorundayız. Bugün yaka silktiğimiz her türlü hukuksuzluktan kurtulabilmemizin tek yolu, budur.

Bize ‘olumlu bir gelişme’ olarak satılmaya çalışılan, Cenevre’de dün akşam saatlerinde düzenlediği basın toplantısında, “Bu bizim için yeni bir sayfa açılması anlamına geliyor” diyen Tatar’ın kastettiği o sayfa; ‘iki eşit egemen devlet masalı’ üzerinden kalıcılaştırılacak olan, kapkara bir çözümsüzlük sayfasıdır.

Ve bizler halihazırda pek çoğu zaten sittin senedir o veya bu şekilde güven yaratıcı önlemler bağlamında çalışılan konularla ‘oyalanırken’, aynı zamanda bizzat senaristi de olduğu Cenevre ‘tiyatrosunun’ gerçek zaferini kazanan Türkiye, tam da istediği bu sonucu cebine koyup, uluslararası platformda kendi önünü açmak için tepe tepe kullanacaktır.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in toplantı sonrasında yaptığı kısa açıklamada sarf ettiği ‘Yapıcı atmosfer – Anlamlı ilerleme – Diyaloğu sürdürme konusunda tarafların verdiği taahhüt’ gibi ifadeler, Türkiye’nin başta Avrupa Birliği olmak üzere önüne barikat kuran güçlere karşı kullanacağı bonus kart olacak, Kıbrıs sorununun çözümü için son derece ‘yapıcı adımlar atan’ ülke olarak, Ankara AB’den, ABD’den ve nicesinden ‘karşılık’ isteyecektir.

Bayram değil seyran değil ama eniştemiz bizi işte bu sebeple öpmüştür.

Geçtiğimiz hafta siyasi partilerle Cenevre gündemiyle gerçekleştirdiği toplantının ardından yaptığı açıklamada, federasyon görüştükleri için kendinden önceki liderleri ‘Ezik’ olarak nitelendirmiş ve kendinin yürüttüğü yeni politika sayesinde statümüzün yükseldiğini iddia etmişti Tatar.

Gazeteci büyüğümüz Hasan Kahvecioğlu’nun dünkü köşesinde okuduk, BM’den görüşme masasında kendisini TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yanına oturtmalarını istemiş.

‘Esas ezik kim?’ diye sormak geliyor içimden, ama çok da önemli değil aslında bu.

Önemli olan, bütün bu yaşananların esas olarak kimi ezdiği!

Yok olmaya yüz tutmuş, biz Kıbrıslı Türkleri!

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img