16 Kasım 2025, Pazar
17.8 C
Lefkoşa
Kıbrıs iktibasPınar TaşRedd-i Miras, kırığın soykütüğü - Pınar Taş

Redd-i Miras, kırığın soykütüğü – Pınar Taş

İnsan, yalnızca doğduğu yerin değil, yarım kalmış cümlelerin de mirasçısıdır. Hepimiz, atalarımızın suskunluklarından bir harita devralırız; yönü belirsiz, ama izleri derin.

Bazı acılar kalıtsaldır, DNA’da değil ama davranışta saklıdır. Bir kuşağın korkusu, diğerinin refleksi olur. Biri bağırdığı için diğeri susar, biri sustuğu için öteki bağırır. İşte o denge, bir toplumun görünmeyen soy ağacıdır.

Travma yalnızca bir yara değil, zamana direnen bir yankıdır. Bir ailenin sessizliğinde büyür, bir annenin titrek nefesinde, bir babanın uzak bakışında. Kimse bilmez, ama herkes hisseder. Ve o hissi adlandıramadığın her an, sen de onu bir sonraki nesle geçirirsin  farkında olmadan, iyi niyetle, sevgiyle bile bazen.

Bizim kuşağın yükü bu, mirası reddetmek. Ama nasıl reddedilir bir miras ki içinde sevgi de var, acı da, emek de, suskunluk da Bir yandan minnettarlık duyduğun, bir yandan özgürleşmek istediğin bir geçmiş bu. Hem kökün hem zincirin aynı bedende birleştiği yer.

Sevgiyle ilgili ilk derslerimizi yanlış kitaplardan okuduk. Sevilmek için uslu durmamız gerektiği söylendi. Koşulsuzluk bize öğretilmedi, hep bir beklentinin gölgesinde büyüdük. Şimdi o yanlış öğretinin kalıntılarını sökmeye çalışıyoruz.. Çocuklarımızın gözlerine bakarken kendi çocukluğumuzu telafi etmeye. Her sarılışta, alınmamış bir sarılmayı tamir ediyoruz.

Ama mesele sadece bireysel değil. Bu bir kuşaklar arası direniş. Çünkü geçmiş, sadece kişisel bir deneyim değildir.Toplumsal kodların sessiz bir sürekliliğidir. O yüzden redd-i miras, aslında kültürel bir başkaldırıdır. Bir neslin diğerine “ben bunu taşımayacağım” deme cesareti.

Bizim dilimizde “özür dilerim” yeni bir siyaset gibi..Bir iktidar biçimini reddediyor, kusursuz görünme zorunluluğunu, otoriteyi, susmayı.. Bir ebeveynin özrü, bir çocuğun özgürlüğüdür çünkü. Bizden öncekiler özür dilemedi, onlar sadece devam etti. Biz durduk, baktık, hatırladık. Ve şimdi, devam etmemenin erdemini öğreniyoruz.

Her sabır, eski öfkeye bir manifesto gibi. Her kırık, yeni bir anlayışın eşiği. Kırılmak artık zayıflık değil, dönüşümün işareti.

Belki de insanın en büyük görevi budur, kendi yarasından bir dil inşa etmek. O dille başkasının sessizliğine köprü olmak.

Kendini onarırken, bir başkasını da iyileştirebilecek bir yankı bırakmak.

Biz kırığız, evet. Ama kırık olmak, geçmişin ağırlığını taşırken bile geleceğe ışık taşımak demektir. Eksikliğimiz, başkalarına alan açıyor. Sarsak yürüyüşümüz, ardımızdakilere bir patika çiziyor.

Ve belki de tüm mesele şu kadar yalın.. Bizden sonraki çocuklar, bizden önceki sessizliği tekrar etmesin diye, kendimizle konuşmayı öğreniyoruz nihayet…

Diğer yazıları

Noel Baba’nın Sessizliği: Teyfur ve Hafızanın Direnişi – Pınar Taş

Çocukken Bulanık sokaklarında gördüğüm siyah paltolu adam, sırtında beyaz...

Tımarhane günlüğü – Pınar Taş

Tımarhanede bugün tören var. Bayrak yine ütülü, akıl yine...

Vasatın muteberliği – Pınar Taş

Ada artık bir harita üzerindeki toprak parçası değil, koskocaman...

Apê Musa’nın Ardından – Pınar Taş

Bir halkın dili yasaklandığında, suskunluk değil direniş doğar. Bir...

Çocuğun çantası ve devletsizliğin gölgesinde yükselen cemaatler – Pınar Taş

Okullar açılıyor. Raflar çocuk ayakkabıları ve çantalarıyla dolup taşarken,...
4,158BeğenenlerBeğen
946TakipçilerTakip Et
4,081TakipçilerTakip Et
732AboneAbone Ol

Son eklenenler

Dünün Güneşiynan Gurudurug Çamaşırlarmızı! – Halil Karapaşaoğlu

Yamır damlacıglarnın içine sıkışır garannıg… Garamuza olur gög… İşgillenir yüreyim…Diynemeyi övrenemedim...

Istrancaların kalbine nükleer santral – Özgür Gürbüz

Kırklareli’nde yapılmak istenen nükleer santralın sır gibi saklanan yeri...

İklim ve çocuk hakları – Serdar M. Değirmencioğlu

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansı, resmi kısaltmasıyla COP30, Brezilya’nın Belém...

Donald’a karşı Zohran: Somut söylem ve taban örgütlenmesinin gücü – Yonca Özdemir

Zohran Mamdani’nin New York belediye başkanlığına uzanan hikâyesi, Amerikan siyasetinde uzun...

Barcelona acı vatan – Kıvanç Eliaçık

Barcelona Stadyumu’nun önünde toplanan kalabalık “İşte bir sabah… Uyandığımda”...

Onbeş Kasım yakın tarih kısa dolaşımı – Özkan Yıkıcı

Onbeş kasımın artık son saatine geldim. Aklımda hep bir...

Yeniden bir Onbeş Kasıma ulaşırken – Özkan Yıkıcı

Genelde şu gerçek hep ister yanlış ister doru yapılsa...

Canlı yayın