16 Kasım 2025, Pazar
17.8 C
Lefkoşa
Kıbrıs iktibasLevent AtikoğluNaciye: Bir kadının, bir ülkenin ve bir duanın unutulan yüzü - Levent...

Naciye: Bir kadının, bir ülkenin ve bir duanın unutulan yüzü – Levent Atikoğlu

Bazı insanlar sessizliğiyle hatırlanır. Naciye de öyleydi. Bilmediği bir dilde okuduğu dua, çok şey aldı götürdü ondan. Sesindeki titrek harfler, Tanrı’ya değil, kendi içindeki boşluğa çarpıyordu. Anlamak bir inançtı, anlamamaksa kabullenmenin başka bir biçimi. Oysa onun inancı, çoğu zaman susarak var oluyordu. Kokulu çay, badadez, boğazına takılan kılçık oğlunda paniğe sebep oldu. Ne kadar absürt annenin en küçük bir boğulma vakası. Bir panik, ölümü ise hafif…

Küçük ayrıntılardı ama hepsi birer işaretti; hayatın hep kenarından ısırıldığı, hiçbir lokmanın tam yutulmadığı bir kaderin işaretleri. Yıllar geçtikçe, kendi içine açılan delikler büyüdü. Annesinin gençliğinde başlayan bir ihmaller zinciri, onda tamamlanmış gibiydi.

Hatırlıyorum; Kingston’dan döndüğümde kemikleri sayılıyordu. Ama gözlerinin içi hâlâ gülüyordu. O gülüş, sanki dünyaya “ben hâlâ buradayım” deme biçimiydi.

Temizlenip tekrar kirlenmek, onun hayatının özeti gibiydi. Ne kadar yıkanırsa yıkansın, kir her defasında geri dönerdi. Yine de o kire rağmen içinde bir masumiyet taşırdı; saf ve şeytan arasında gidip gelen bir ışık. Şahlanırdı bir at gibi gülüşü.

Bir ilkbahar günü babasının tayini çıktı kahveye ve sonra aniden başka bir coğrafyada varolmaya başladığı. Şillura mezarlığı.

Köydeki herkes belgeleri, emirleri konuşuyordu; kasaphanede bile devletin sırları dolaşırdı ama kimse Naciye’nin gidişini konuşmadı.

Onu unuttular, tıpkı ihmal edilen her şeyi unuttukları gibi. Oysa ben o yaşta, yirmimde, onun düştüğü yerden bakmayı öğreniyordum hayatın çırpınışlarında.

Bir gün, yavaş yavaş, “uykuda ölme korkuları” oldu bunun adı. Düğüm düğüm cümlelerle başlarken gün, tansiyon hapı girdi aramıza. Lewisham Kütüphanesi’ne gittiğim ilk günü hatırlıyorum: Alice Walker okuyan bir kadın votkadan yudum alıyor, dünyayı umursamıyordu. Bizse bir dilin kenarında, bir duanın içinde, nefes almayı unutmuştuk.

Naciye, en çok yeşili severdi. En çok o nefes alırdı. Perdeleri kapatan İngiliz kadına imrenirdi bazen; çünkü o kadın, utanmadan var olabiliyordu. Bizse hep ölçülüydük, hep temkinli.

Amcamın görünmeyen uzuvları, komşuların gizli dedikoduları, devletin unuttuğu mallar, küflü kerpiç duvarlar… Hepsi aynı hikâyenin devamıydı: ihmallerin sessizliği.

Yirmi dokuz yıl boyunca o ev, sahibini aradı. Örümcek ağlarına, sıcak havaya dolamıştı telaşını. O ev gibi biz de eksik yaşadık; ne tam sahip olabildik, ne tam vazgeçebildik.

Şimdi bazen, gece uykum kaçtığında, onun yüzünü hatırlıyorum. Gözlerinin içindeki o temizlik, sanki hâlâ beni çağırıyor. Belki dua hâlâ bitmedi. Belki biz, hâlâ aynı dilde susuyoruz ayrıntılarda…

Diğer yazıları

Yanlışı eleştirmek, doğruyu takdir etmek – Levent Atikoğlu

Sosyal medya, bilgi ve duygunun hızla yayıldığı bir mecradır....

“Elini yakamızdan çek” demek yeter mi? – Levent Atikoğlu

“AKP elini yakamızdan çek” demek yeter mi?Belki bir vesile,...

Çokkültürlülük Maskesi Altında: Savaş suçlarını aklayan “insan hakkı” savunucuları – Levent Atikoğlu

Kıbrıs’ın kuzeyi çokkültürlü değildir. Ada genelinde barış dilini, bütünlüğü...

İrlanda’nın militarizasyona karşı olan cumhurbaşkanı – Levent Atikoğlu

SAVAŞA DEĞİL, İNSANA YATIRIM ÇAĞRISI İrlanda’nın yeni cumhurbaşkanı Catherine Connolly'nin...

Sevişecek yer bulamayınca savaşan entel – Levent Atikoğlu

“İdare etmeyi” meslek sayanlara… Kırgınlık, Ortadoğu’nun resmi dili gibi: Her...
4,158BeğenenlerBeğen
946TakipçilerTakip Et
4,081TakipçilerTakip Et
732AboneAbone Ol

Son eklenenler

Dünün Güneşiynan Gurudurug Çamaşırlarmızı! – Halil Karapaşaoğlu

Yamır damlacıglarnın içine sıkışır garannıg… Garamuza olur gög… İşgillenir yüreyim…Diynemeyi övrenemedim...

Istrancaların kalbine nükleer santral – Özgür Gürbüz

Kırklareli’nde yapılmak istenen nükleer santralın sır gibi saklanan yeri...

İklim ve çocuk hakları – Serdar M. Değirmencioğlu

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansı, resmi kısaltmasıyla COP30, Brezilya’nın Belém...

Donald’a karşı Zohran: Somut söylem ve taban örgütlenmesinin gücü – Yonca Özdemir

Zohran Mamdani’nin New York belediye başkanlığına uzanan hikâyesi, Amerikan siyasetinde uzun...

Barcelona acı vatan – Kıvanç Eliaçık

Barcelona Stadyumu’nun önünde toplanan kalabalık “İşte bir sabah… Uyandığımda”...

Onbeş Kasım yakın tarih kısa dolaşımı – Özkan Yıkıcı

Onbeş kasımın artık son saatine geldim. Aklımda hep bir...

Yeniden bir Onbeş Kasıma ulaşırken – Özkan Yıkıcı

Genelde şu gerçek hep ister yanlış ister doru yapılsa...

Canlı yayın