17 Eylül 2025, Çarşamba
23.8 C
Lefkoşa
yaklaşımlarÖzkan Yıkıcıİngiltere'yi yazmaya uğraşırken - Özkan Yıkıcı

İngiltere’yi yazmaya uğraşırken – Özkan Yıkıcı

Son günlerde ingiltereden alışılmamış haberler geliyor. Elbet, konuyla ilgilenenler için bu durum geçerlidir. İlgilenmeyenler ise kendi kurguladıkları Birleşik Kralık gözlüğü ile konuşmaya devam ediyor. Hat ta kurgulanan veparanoyalaşan yalnıyla da mevkinden demeç savurmalar da gayet güzel şortlu görünümlerle yapılıyor. Ersin Tatar bu konuda resmen K. Kıbrısın resmi siyaset olarak ne derece gerileyip hiçeleştiğinin sözlerini uçururken, ingilterenin de nasibini almaması olamazdı. Zaten, bazı şahısların Tatarı başkanlıkta desteklerken sığındıkları teslimiyet de “onun Avrupa veya İngiltere görmüş” olması bahanesiydi. Ne dedi Mister Ersin Tatar, Avrupa görüp bol bol ingilterede kalan ve okuyan liderimiz ne buyurdu: “Muhavazakar parti başkanlık yarışında Kıbrıs konusunun önemli olduğunu” yine dilinin ucundan medyaya uçurdu. KKTC gerçeği ile ingilterede Muhavazakar parti lideri olma etkisini vurguladı. Böylesi paradoksal İngiltere gerçekelrimiz var. Tabi ingilterede yaşayan Kıbrıslı Türkler için de ayni paradoks malum. İngilterede yaşamalarına rağmen gerçekten orda senelerini vermelerine rağmen, burada yaşayan insanların bir kısmından daha az İngiltere yaşananının bilgisine sahip olduğuna bizat kendim tanık oldum. Ama değişmeyen gerçek; ingilterenin Kıbrısın garantörü olduğu, birçok konuda belirleyici etkisinin varlığı ve Kıbrıstan önemli sayıda insanın orada yaşamasıdır.

****

Bir giriş yaptık da dokununca banbaşka alanlara hemen sıçradık. Ne dedim: ingiltereden haberler geliyor. Fakat, İngiltere ilgisi derecesinde de o haberler gündeme de düşüyor. Son dönemlerde ingilterede alışılmamış şekilde grevler gerçekleşmeye başladı. Trenlerden tutun Postaya veya sağlıktan öteki alanlara grev haberleri duyulmaya başlandı. Senelerdir bu tür bilgiler ingiltereden gelmiyordu. Özellekle seksenler başındaki Madenciler uzun grevi ve Teçırın zaferiyle sonlanan direniş, sendikalara önemli darbe vurdu. Epey zaman ortak sendikal hareketli peşpeşe grev haberleri ingiltereden gelmiyordu.

Ancak başka bir paradoks oluşumu da sırıtıyordu. Sendikal grevler ve İngiltere olmasına karşın, hem de ingiltereyle alakalı bol konuşma yapılan K. KIbrısta dahi pek ön sayfalarda veya ilk teelvizyon bilgilenmelerinde raslanmadı. Bunun da nedeni şu: çoğunun küçümsediği veya yetersiz dediği yetmişler seksenler döneminde grev haberleri genelikle ön haber olarak verilirdi. Hele de ingilteredeki grevler  Kıbrısta ilk haber olarak verilme dışında, Kıbrısa etkielri de konuşulurdu. Çünkü gerçekten burada da sendikal muhalefet yanında sistemi dğeişmesini savunan sol hareketler ve aydınlar da vardı. Bir anlamda sendikal hareketler gündemde yer bulacak karşıt potansiyel vardı. Oysa şimdi grevlerin olmasına rağmen pek de haber yapılmıyor. Öyle ki bizim burada takkeci gazetecilerle resmen sendikaların nerede ise kapatılmasını savunuup karşılık bulan bir  noktaya geldik. Halbuki İngiltere örneği şunu gsterdi, sendikaların tepkileri sistemin çürümüşlüğü yanında gerilemeye başlayan çalılanların hakları ve kamusal alanın daralması nedeniyle oluşmaya başlayan yoksuluğa karşı tepki olarak yapılmaya başlandı. Pek de greve gitmeyen son dönem İngiltere sendikaları, şimdi grev yapmak zorunda kaldı. Çalışma saatlerinin uzaması, bazı kaynakların özele verilmek istenmesi, kamusal hakların daraltılıp özelleştirilmesi ve çalışanların uzun zaman çalışırken, kurumsal düzenlemelere önem verilmeme sonucu grevler patladı. Bir anlamda Krizin ingiltereyi vuruşunun tepkisini çalışanlar gerçekleştirdikleri grevlerle gündemleştiriyor. Kamuoyu da önemli destek veriyor. Konuşuulan, demiryollarının durumu ve çalışan, enerji krizi, ücretlerdeki duranlık, sağlıktaki çöküşe gidiş gibi toplumslal sorunların bütünsel durumudur. Sadece ek mesayi avantaların alınıp özelde de işlemenin doğalığı değil elbet.

İngiltere bir başka gerçeği de aslında haykırıyor. Yeter ki bilgi edinip bilimsel yorumlarsak: enerji sıkıntısının kışın artacağıdır. Fakat pek vurgulanmayan şu nokta var: İngiltere Rusya ile enrji gaz bağlantısı yok. Yani, bazı Avrupa ülkelerinin nedeni Rusya ile olan noktası burada yok. Yine de kışın belirli kesintiler olacağı beklentisi var. Sanırım birçoık ezberi bozacak durumdur. Çünkü, son gelmekte olan enerji ve gıda krizini çoğu kapitalist çevre kolayca Rusya Ukrayna savaşına fatura edip kendi gerçeklerini örtmeğe çalışıyor. Gerçi, Batı Avrupa ülkelerinin Rusyaya karşı Çaykoski yasağına vararn tavırlarıyla da tetiklerken suçu Rusyaya atıp kendilerini kurtarmaya çalışırken, İngiltere Rusyaile gaz hikayesi yok. Demek ki salt Rusya değil genel kapitalist enerji krizinden söz etmemiz gerekir. Daha geneli Kapitalizmin en gelişmiş ülkelerinden biri olan İngiltere bu krizleri yaşamaya başlıyor ve grevlerle de karşılık alıyorsa, demek oluyor ki genel sistemde krizler vardır. Bunu salt dar değil genel ile bütünleştirmemiz gerekir.

İngiltere breksit olayı, ülkesindeki bazı ekonomik kararlar ve kamusal alanı tameamen dıştalama politikaları sonucu kendi kendini krizin dibine getirdi. Eflasyon yükseldi. Sterlin dalgalanıyor. Üstelik AB ile ahyrışma sonucu yardımlaşma kriteri de kırıldı. Yabancı düşmanlığı ve göçmen tutumu ise yabancı ucuz emek kaybı daoldu. İşçi açığı da oluştu. Bunu daha fazla çalıştırma saatlerine çekince de sendikalar patladı. Şimdi birçok ülke çalışma saatlerini artırarak ucuz emeği başka alanla kapatmak istiyorlar. Ama, İngiltere ezberi bozuluyor. Fakat, kamuoyunun sosyal muhalefet ayağının kırık oluşu, nedyanın sınıfsal eksendeki duymazlığ bizi bu tür gelişmelerin dışında kalmamızı da getiriyor. Bunlar toplamda ingilterede olanları bilmeme eksenine nkaydırtma kayganlığını getiriyor. Bilmeyenler hala “ingilteredeki gibi” diyerek sanki seçenek oluşturmuş havasında moral bulmasına da yaramaktadır. Bakalım yeni İngiltere sendikal hareketlerr işçi partisini de sendikal eksene çekecekmi?

Diğer yazıları

Gelgit gerilim semptomlarında Pazartesi günü – Özkan Yıkıcı

Bugün 15 eylül pazartesi. Gözlerimi Lefkoşada açtım. Tam da...

Güncel Nepal’den, K. Kıbrıs hatırasına – Özkan Yıkıcı

Son hafta içinde, alışılmamış bir ülke adı sık sık...

Acayiplikler normalleşirse, bir tuhaflık yok mu? – Özkan Yıkıcı

İnsan yaşananları heran tekrarlarsa, birgün gelir anormal dediklerini bizat...

Yabancılaşma ile karışmaların saydamlaşması – Özkan Yıkıcı

Perşenbe günü, genelde dışarı çıkmadım. Öğleden sonra, bir arkadaşımla...

İki güne sığdırılan yakın tarihin günümüze uzanan yolları – Özkan Yıkıcı

Bugün 12 eylül.. dün 11 eylül. İki gün salt...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,052TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Şeylerin gerçeğiyle yüzleşebilmek! – Fikret Başkaya

“Bilimle ilgilenen bir kişinin zihnine egemen olması gereken şey,...

Kürt meselesini çözmek mi yönetmek mi? – Fatih Polat

Türkiye’de, bir yılını doldurmaya yaklaşan yeni ‘süreç’, PKK’nin fesih...

Uzakta bir diyarda öfkeli gençler siyaseti ateşe verdi – Ceren Ergenç

Ana muhalefet partisi binasının kuşatıldığı, on binlerin meydanlara toplandığı...

Köprüyü kiralatmam! – Hayri Kozanoğlu

AKP-MHP ittifakının baskıcı ve sermaye yanlısı politikalarının temel ayaklarından...

Kurtarıcısızlığın ve garantörsüzlüğün dayanılmaz ha(l)ksızlığı – Levent Atikoğlu

Ha(l)ktan ha(l)k doğuran bir ha(l)ksızlık hali... Kıbrıs’ta sağla solun arasında...

Gelgit gerilim semptomlarında Pazartesi günü – Özkan Yıkıcı

Bugün 15 eylül pazartesi. Gözlerimi Lefkoşada açtım. Tam da...

Darbecilere af yok – Ertan Erol

Brezilya Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz hafta Eski Devlet Başkanı Jair...

Sınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı – Fehim Taştekin

7 Ekim 2023’ten bu yana sahnelenen güç oyunları, bölgesel...

Canlı yayın