6 Kasım 2025, Perşembe
23.8 C
Lefkoşa
iktibasKavel AlpaslanKarayipler’den favelalara: Trump doktrini Rio’da - Kavel Alpaslan

Karayipler’den favelalara: Trump doktrini Rio’da – Kavel Alpaslan

Orjinal yazının kaynağıbianet.org

Brezilya’nın en büyük ikinci kenti Rio de Janeiro, geçtiğimiz hafta tarihinin en kanlı çatışmasına tanıklık etti. 28 Ekim Salı günü ‘favela’ denen yoksul mahallelere düzenlenen uyuşturucu çetesi operasyonunda şiddetli çatışmalar çıktı. Tam 2 bin 500 polis ve askerin katıldığı operasyon sabah erken saatlerde başladı. Çıkan çatışmalarda şimdiye kadar hayatını kaybedenlerin sayısı artarak 4’ü polis 132 kişiye yükseldi.

Federal Hükümet ile operasyonun sorumlusu Eyalet Hükümeti arasında ise ciddi görüş ayrılıkları var.

Olayın toplumsal yankıları da sürüyor. Penha Mahallesi sakinleri, operasyonda ölen 72 kişinin cesedini Sao Lucas Meydanı’nda toplayarak şiddeti protesto etti.[1] Mahalleliler, Rio de Janeiro Eyalet Valisi Cláudio Castro’ya karşı öfkeli. Cenazelerin üzerine serilen pankartta Vali hakkında ‘katil’, ‘terörist’ ve ‘kasap’ gibi ifadeler yer aldı.

Vali Castro şehrin “savaş halinde olduğunu” söyledi ve düzenlenen operasyonun 2010’dan bu yana bölgede yapılan en kapsamlı polis harekâtı olduğunu dile getirdi. “Artık sıradan suç yok, bunun adı narko-terörizm” dedi.

Castro, ABD Başkanı Donald Trump’ın müttefiki aşırı-sağcı eski Brezilya Devlet Bakanı Jair Bolsonaro’nun liderlik ettiği Liberal Parti’den (PL) geliyor. Bolsonaro’yla sıkı ilişkilere sahip. Tabii Yüksek Mahkeme, Bolsonaro’yu 2022 seçimlerinin ardından demokratik düzeni ortadan kaldırmaya yönelik darbe planı kurmak suçundan 27 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm etmişti.[2]

Eyalet yönetiminden yapılan açıklamada, uyuşturucu operasyonunun Comando Vermelho (Kızıl Komutanlık) gibi ülkenin en büyük suç örgütlerini hedef aldığını söylendi. Tutuklananlara ve ele geçirilen silahlara dair veriler paylaşıldı. Brezilya için favelalarda yaşanan silahlı çatışmalar yeni bir gündem değil. Asıl dikkat çekici olan, ölü sayılarının daha önce hiçbir zaman bu seviyelere ulaşmamış olması.[3]

En az 132 kişinin hayatını kaybetmesi, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’yı da şaşırttı. Adalet Bakanı Ricardo Lewandowski, Lula’nın yaşananlardan ‘şaşkınlık’ duyduğunu ve Federal Hükümet’e operasyon öncesinde bir bilgi verilmediğini söyledi. Lewandowski, “hayatını kaybeden masumların ailelerine” başsağlığı diledi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi de olayı ‘dehşet verici’ olarak niteledi.

Castro ise çatışmanın büyük bir bölümünün mahalle yakınlarındaki ormanlık arazide yaşandığını ifade ederek kendisini savundu. “Çatışma günü kimsenin ormanda öylesine dolaştığını zannetmiyorum. Bu yüzden suçluları kolayca ayırt edebiliyoruz” diyen Castro sözlerini şöyle sürdürdü: “Suçlular, Rio polisine karşı bomba yüklü insansız hava araçlarıyla saldırdılar. Karşılaştığımız zorluğun boyutu bu.”

Lula, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada organize suçla mücadele yöntemlerinin etkili olması için hayatları riske atmamak gerektiğini belirtti. Ayrıca eyalet ile Federal Hükümet arasında ‘koordineli çalışmadan’ bahsederek Castro’nun tek başına hareket etmesini eleştirdi:

“Organize suçun aileleri yok etmeye, halkı ezmeye ve şehirlerde uyuşturucu ve şiddet yaymaya devam etmesini kabul edemeyiz. Masum polis memurlarını, çocukları ve aileleri riske atmadan, uyuşturucu kaçakçılığının temelini hedef alan koordineli bir çalışmaya ihtiyacımız var.”

Castro’ya göre Lula yönetimi, çetelerle olan savaşta Rio’yu yalnız bıraktı. Lula, kendisine yöneltilen bu eleştirinin ardından Rio ile koordinasyon komisyonu kurulduğunu duyurdu ve parlamentoda organize suç örgütlerine karşı yapılacak düzenlemelere desteğini artırdı. Çatışmadan etkilenen favelalara ise iki bakanını gönderdi. İnsan Hakları Bakanı Macaé Evaristo, yaşananları ‘başarısızlık’ ve ‘tarifsiz bir felaket’ olarak değerlendirdi. Castro, dört polisin ölümünün böylesi bir operasyonda ‘askeri başarı’ olarak görülebileceğini düşünüyor.

Rio Valisi’nin bu iddialı tutumunun ardında yatan neden nedir diye sorduğumuzda bazı yanıtlar öne çıkıyor. Öncelikle Castro, gelecek yıl düzenlenecek seçimlerde bu operasyonu kendisi için bir propaganda aracı olarak kullanmak istiyor olabilir. Ancak Rio’da yaşananları bölgesel bir lensle değerlendirirsek, Castro’nun müttefiklerinin izini sürmek bize yardımcı olacaktır.

El Pais gazetesinde Naiara Galarraga Gortázar imzasıyla yayınlanan habere göre,[4] Castro, uyuşturucu gündeminde Trump’ın ‘yargısız infaz’ modelini takip ediyor. Gortázar, Castro’nun örnek aldığı tutumu “Uyuşturucu kaçakçıları, yasal yollara başvurulmadan askeri yöntemlerle peşlerine düşülmesi gereken teröristlerdir” şeklinde özetliyor.

Bu yaz aylarında Trump, ‘uyuşturucu kartelleri ile sınır dışında mücadele’ yönünde bir karara imza atmıştı. Beyaz Saray da Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu dayanakları son derece tartışmalı bir ‘uyuşturucu örgütü’ şemasında liderlik koltuğuna oturtmuş ve başına ödül koymuştu. Çok geçmeden, ağustos ayının sonuna doğru ABD donanmasına ait üç savaş gemisi ve bir nükleer denizaltı Venezuela kıyılarına yanaşmıştı.[5]

ABD ordusu, o gün bugündür Karayip Denizi’nde ve Pasifik Okyanusu’nda uyuşturucu kaçakçılarına ait olduğu öne sürülen teknelere saldırı görüntüleri paylaşıyor. Normal şartlarda suçluların yakalanıp yargıya teslim edilmesi gerektiği için bu infazlar Kolombiya, Venezuela ve Meksika gibi ülkeler tarafından ‘yasa dışı’ görülüyor. Hatta Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, Birleşmiş Milletler kürsüsünden yaptığı konuşmasında Trump’ın yargısız infazlar nedeniyle yargılanması gerektiğini söylemişti.

Rio’da yaşananlar Trump’ın Karayip Denizinde dile getirdiği ‘uyuşturucu ile mücadele’ söylemiyle örtüşüyor. Ancak daha da önemlisi bu ‘mücadelenin’ Beyaz Saray tarafından bir savaş bahanesi olarak dile getiriliyor oluşu. Venezuela sınıra askeri yığınağını her geçen gün artıran Trump, kısa süre önce “Maduro’nun günlerinin sayılı olduğunu” dile getirdi.

Rio’da yaşananları da Latin Amerika’da esen havayı düşünerek okumalıyız.

Dipnotlar:

[1] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/brezilyada-guvenlik-guclerinin-uyusturucu-operasyonunda-olenlerin-sayisi-132ye-yukseldi/3730745

[2] https://bianet.org/haber/eski-brezilya-devlet-baskani-bolsonaro-ya-darbe-girisimi-sucundan-27-yil-3-ay-hapis-cezasi-311420

[3] https://www.bbc.com/news/articles/c8x155engwpo

[4] https://elpais.com/america/2025-11-01/la-sangrienta-emboscada-de-la-policia-de-rio-en-la-sierra-de-la-misericordia.html

[5] https://bianet.org/yazi/abdnin-venezuela-kusatmasi-buyuyor-savasla-tehdit-ayricaligi-313057

Diğer yazıları

​​​​​​​​​​​Mars’tan Moskova’ya: Sovyetlerin alternatif internet tarihi – Kavel Alpaslan

Bolşeviklerin önde gelen felsefecilerinden Aleksandr Bogdanov’un 1909 yılında kaleme...

ABD’nin Venezuela kuşatması büyüyor: Savaşla tehdit ayrıcalığı – Kavel Alpaslan

Uluslararası ilişkilerde kuralları mutlak gücü elinde bulunduranın koyduğu, Karayip...

Sovyetlerin haftalık müzik keşif bülteni: Krugozor – Kavel Alpaslan

Sovyetler Birliği’ndeki müzik kültürü Batı merkezli antikomünist propaganda nedeniyle...

İki devrimci müze soygunu: Kolombiya ve İrlanda – Kavel Alpaslan

Müze soygunları tarihine baktığımızda, öyle ya da böyle, siyasi...

Tarihi acele etmeden okumak: Dünyada Z kuşağı protestoları – Kavel Alpaslan

Ne kadar zor bir şey, içinde bulunulan zamanı bir...
4,126BeğenenlerBeğen
937TakipçilerTakip Et
4,090TakipçilerTakip Et
721AboneAbone Ol

Son eklenenler

Siyasal sistem mi dediniz? – Şener Elcil

Siyasal sistemlerin, belirleyicisi “ekonomi” yani paradır. Şu basit anlatı,...

AKP ve MHP’yi ‘sımsıkı saran hakikat’ – Gözde Bedeloğlu

Kasım ayı hızlı başladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Kıbrıs’ın kuzeyindeki...

Cesurların Dansına Katıldı – Cenk Mutluyakalı

Ünlü Kıbrıslı yönetmen Alexia Papalazarou’yu kaybettik.Hem de genç yaşta…En...

Kıbrıs’ın bir Mandela’ya ihtiyacı var – Andreas Paraskos

Paraskos, 2 Kasım 2025 tarihinde FİLELEFTHEROS gazetesinde "Masum Kıbrıslıtükler’in...

Yeni ABD müdahaleciliği ve Venezuela – Ertan Erol

Nobel Barış Ödülü sahibi ve bugün için Venezuela muhalefetinin...

Çokkültürlülük Maskesi Altında: Savaş suçlarını aklayan “insan hakkı” savunucuları – Levent Atikoğlu

Kıbrıs’ın kuzeyi çokkültürlü değildir. Ada genelinde barış dilini, bütünlüğü...

Canlı yayın