Son Filistin yaşananları gösterdi ki etiketi sol kulanmak demek, sosyalist düşüncede olup sistem sorgulayan ifadelerle eşit değildir. Örneğin Batı Avrupaya bakalım: sosyaldemokrat partilerin çoğu soykırıma karşı değil israili desteklediklerine tanık olduk. İspanya sosyalist partisini bir yana brakırsak, genelde sosyaldemokrat partiler ingilteresinden Almanyasına, isveçten Fransaya hepsi direk İsrail soykırımını savundular. Dünyada da aynen yansıtıldı.
Kolonbiya devlet başkanının aldığı tutum veya Güney Afrikanın konuyu birçok alana taşıması hareketleri olruken, Alman sosyaldemokrat ve Sol parti açıkça israili destekledi. Buda bize etiketle değil taşınan düşünce ile örgütlenme şeklindeki dayanılan sınıf gerçekleriyle ancak sağ sol değerlendirme yapabileceğimizi anlatmaktadır. Halbuki öyle bir algı tutsağı olduk ki Amerikan Demokrat parti ile Kolonbiyadaki Petronun siyasal partisi sanki ayniimiş gibi kabullenmektedir. Ayni durum son gelişmelere rağmen de tekrarlanmaktadır. Oysa özellikle sosyaldemokratların ve hat da daha soldaki partilerin sermaye eksenine çekilince, oluşan boşluk ile kitlesel tepkiler olma ikileminde, ister istemez bu durum faşist parti lehine de işlediğini en canlı şekliyle Almanya ve ingilterede direk yaşamaktayız.
Önümüzdeki Salı Amerikada ara seçimler var. belediye seçimleri de olacak. Bu defa klasik tartışma ikilemine bir bulgu miğde bulandırıyor. Nivyork belediye başkanlığına Madano adına bir önce Demokrat parti seçmeninin kalbini kazanarak aday oldu. Savunduğu tezler sol. Salı günkü seçim sonucu ilk defa Amerikada hem de Nivhyork kentinde merakla bekleniyor. Sol söylemler, çalışma şekli sadece rakiplerini değil aday olduğu Demokrat parti egemen elitini de tedirgin etmektedir. Konu Amerika olunca da iş bir başka oluyor. Örneğin Metanyahunun Nivyorka gitmesi halinde uluslarası ceza mahkemesi kararı nedeniyle tutuklanacağını açıkça ilan ediyor. Kamusal alanlara yatırımla yoksulara yönelik sözleri kimisine yeniden solu işaret etiriyor. Ama orası Amerika. Trump şimdiden müdahale edeceğini açıkça savunmaya başladı. Tıpkı son Arjantin ara seçimlerinde olduğu gibi…
İngilterede ise artık kimse işçi partisinin solda olduğunu pek babul etmediği görülmektedir. Başbakan Sdannmıra rağmen yine de ayni görüşler uygulanan politikalar nedeniyle işçi partisine tepki yükseldi. Başta Kormun “sizin partiniz” adıyla yeni bir oluşuma yelken açıldı. Ama sol hastalık gerçeği daha baştan azı sorunları da adeta davetihye ile başlatıldı. Bir de oluşan sol boşluk nedeniyle Yeşiler yeni lideri de sol söylemleri kulanıyor. Ama kendinin sosyalist olmadığını ve Ukrayna savaşı gibi konularda resmi görüşte olduğunu belirtiyor.
Bu kkarışıklıklarla girilen ara seçimde ilk defa Gallerde son dönemlerde görülmeyen biçimiyle, işçi partisi kaybeti. Kaybetmekle yetinilmedi faşist reforum partisi de ikinci sırada çıktı. Üçüncü sıraya hem de başbakan döneminde Gallerde işçi partisi geriledi. Kazanan aday kendini sosyaldemokrat ilan ediyor. Bildik soldan çok ulusal çizgide olduğu anlaşılıyor. Ama Galerin bağımsızlığını da savunuyor.
Bu son gelişmeler ingilterede oldukça boşluklar ve yükselen faşist hareket gerçeğini anlatmaktadır. Kormın ve arkadaşları ilk girişlerinde ilgi görseler de kendi aralarındaki krizi dışa vurmaları sonrası şimdilik soru işaretleriyle süreç devam ediyor.
****
Fransa konusu düşündürücü: ortak halk cepesi oluştu. İçinde sosyaldemokrat sosyalist parti de vardı. Parlemento seçimlerinde birinci sırada tamamladılar. Fakat daha önce de anlatığım gibi, Makron onlara başbakanlığı vermedi. Enson oluşan peşpeşe devrilen hükümetler sonrası tam da durum kritik haldeyken, Fransa sosyalist partisi Makronun son başbakan adayını destekleyeceğini belirtip, oyla hak edilen başbakanlık yerine teslim edilen makamın peşine takıldılar.
*****
Burada ufak bir yakın tarih hatırlatmaları yapalım: oluşan sol eksen sınıfsal yaklaşımlıydı. Özellikle sosyalistlerin devrim hyapma sürecinde bir kesim devrim yapıp sistemi değiştirme yerine sistem içi düzenlemelerle Sosyaldemokrat çizgiği oluşturdu. Böylelikle en tehlikeli gerçekle Almanyada Roza Lüksenburkun devrim girişimini de Almanya sosyal demokratlar bastırdı. Daha sonra bu çizgi gelişti.. taki yetmişler Kapitalist krizine dek. Ozaman kapitalist sermaye sosyal refah devlet yeerine Neoliberal döneme sıçrama yapmaya başladı. Birkısım sosyaldemokratlar teslim oldu. Direnenler ise değişik yöntemlerle tasfiye edildi. Daha sağda bir sosyal demokrat parti çizgisine gelindi.
Doksanlarda Sovyetlerin dağılmasıyla da yeni hamle Amerikan Demokratlar, İngiltere iişçi partisi ve Brezilya sosyaldemokrat partiden geldi. Teslim olup sağa gelen sosyaldemokrat çizgiği de yetersiz görüp daha sağda “üçüncü yol” olarak yeni çizgi oluşturdular. Bleyır ve Klinton da bu düşüncenin mimarları idiler. Böylelikle sosyaldemokrat partiler yeni neoliberal süreçte sağa ayıp faşist çizgiğe doğru kırılan muhavazakarların yerine liberal demokrat oynuna hazırlanıp soyundular.
***
Yukarda özetlediğim gelişmeler günümüz resminin de açıklamasına yeter ve artar. İşçi partisinin hükümet gerçeği, Amerikada hem de tabanın seçtiği Madanoya karşı tutumun daha kolay kavranılacağına inanıhorum.
***
Gelelim bize: kısa yanıt Mehmedali ile başlayıp Tufana dek geliriz. Üstelik sömürgesel koşullar da malumumuzdur. AKP işbirliği ile solculuk oynamak oldukça kolay oluyor. Çünkü değişim veya sistem sorgulama değil sistemden nemalanma haline tanık oluyoruz. Gericiliği bile savunacak esrumanlar çoktan oluştu. Şimdi biri çıkıp da sol ile Kıbrıs solunu kıyas apalım derse, acaba düşüncesi nerde? Boşuna son seçimde Tufan kazanırken ki kitlesel önemli refleksleri sıralamadım. AKP kaybetsin ve kaybetsin ki yeterki düşüncelerinin nasıl seçim kaybettirdiği gerçeği hala canlıdır. Tabi ki görmek isteyen varsa.



