tüm yazılar:

Önderin anısından Avusturalya seçimlerine – Özkan Yıkıcı

Avusturalya seçimlerini değerlendirmeden, Türkiyede hafta sonu ölen aydın sosyalist Sırrı Süreya Önder için birkaç kelime yazmak gerekiyor.

Hafta sonu Türkiyenin ünlü sinema yapımcısı, yönetmen ve siyasetçi sSırrı Süreya önder, hayata gözlerini yumdu. Esbirili yyönü, aydın sosyalist düşünceli oluşu renkli hayatıyla adeta simgeleşti. Türkiye gerçekleriyle yaşadı. Onun için de hapislik de hayatının bir parçası oldu. Önemli durumlarda dahi esbirisel yaklaşımı ile ortamı yumuşatıyordu. Enson kürt sorunu konusunda faaliyetler yaptı. Uzlaşma ve barış için riskleri göze aldı.

Önderin yaşamı aynen kendi duruşu gibi ikilemliydi. Bir düşünün: meclis başkan yardımcısı idi. Ama ne acıdır ki Türkiyenin meclis başkan yardımcısı olmasına karşın, yurtdışı çıkma yasağı vardı. Tam bir Türkiye gerçekli simge idi. Olayları esbiri şeklinde anlatması da kendi özeliği oluyordu.

Önder deyip de geçmeyin. Öyle bir aydın sosyalistdi ki bedeli ödese de sakınmazdı. K. Kıbrıs da nasibini elbet aldı. Hem de meclis kürsüsünden söyleyerek kayıda geçti. K. Kıbrıs için “kallın barsak” ifadesini kulandı. Türkiyenin pisliklerinin K. Kıbrısta temizlendiği sözleri mecliste vurgulandı. Pek de Türkiye vekilerinin yapmadığı bir tutumdu. Hem gerçeği hem de sanatçı yaratıcılığı ile kalın barsak benzetmesi adeta politik bir vurgu haline geldi. Bilmem: K. Kıbrısta Sırrı Süleyman Önderin ölüm haberiyle, kaçının aklına Kıbrısla alakalı sözleri geldi.

Kısaca, bu dünyadan bir aydın sosyalist Sırrı süreya Önder geçti. Esbiri ve sosyalist bakışıyla kendine has dünya yaratı. Onun için binler onun cenazesiyle adeta gözyaşları ile yıkandı. Ona saygılarla rahmet dilemekten başka şimdilik söz brakımıyor. Ama hep Önderin esbirileri yeri geldikçe politik damıtmayla mutlaka aklımıza gelecektir.

****

Kanada seçimlerinde de dokundum: bazı seçimler yapılır. Fakat onlar pek konu olmazdı. Fakat, yeni koşullarda konu edilmeyen seçimlerin, birden konu edilmesi aşamasına geldiği bir yılda yaşıyoruz. Kanada seçimleri bunlardan birisi idi.

Hafta sonu bazı seçimler gerçekleşti. İngilteredeki ara yerel seçimlerde faşist reforum partisi birinci oldu. Üstelik bir vekil ara seçimini de aldı. Romanyada ise AB baskısıyla ertlenip adayın çektirildiği seçimi, yine Avrupanın beyenmediği aday ilk turda birinci sırada çıktı.

Bunun yanında, Kıbrıslıların da bolca olduğu Avusturalya seçimleri de gerçekleşti. Seçimlerde, iktidardaki işçi partisi yeniden kazandı. Aslında sıralarken gayet normal olup, neden konu ediliyor sorusu sorulması daha önemliydi. Ben de buna deyinecem. Yoksa, neden tekrardan kazanılan ve daha önce pek konu edilmeyen Avusturalya seçimlerini neden konu edeyim…

Avusturalya parlemento seçimleri hafta sonu gerçekleşti. İşçi partisi uzun zaman sonra ikinci defa seçimi kazandı. Üstelik sandelye sayısını da artırdı. Liberal parti ise son anda hem de epey ezilerek kaybeti. Üstelik parti lideri de seçimi kaybederek, istifa ediyor. Bu taploda da fazla önemli söylenecek söz yok.

Biraz geriye, çok değil yılın başına gidelim. Yapılan anketlerde işçi partisinin hezimete uğrayacağı sonucu çıkıyordu. Fakat nasıl olduysa oldu, son anda hem de eski farkı açarak işçi partisi seçimi kazandı.

Yine baktığımızda bundan önceki seçimi kazanan işçi partisi bir referandum yaptı. Hem de kaybeti. Buda önemli darbeydi. Referandum yerli halka hakları verilmesi, eşit sayılması ile özür dilenmesini içeriyordu. Avusturalyalılar ret yaptılar. Buda işçi partisini epey terleti.

Seçime girerken, konu eflasyon ve konut sorunu ağırlıktaydı. Muhavazakarlar iyi probaganda hızıyla başladılar. Pek de burada söylenmese de ülkede mali krizden söz ediliyordu. İlk önemli kırılma burada başladı. Liberal parti mali kısıntıdan söz ediyordu. Kamu harcamaları azaltma önerisini belirtiyordu. Buda alehlerine işlemeğe başladı. Yine, liberal partinin daha sağdaki bazı faşist görüşleri de savunması, onları Trumpa benzetenler oldu. Oluşan durum, Trumpa karşı duruşların da seçim yelpazesine girmesini de yaratı. Bu Liberal partinin işine yaramadı. Hele Trumpa karşı duruşun da önemsenmesi ile birlikte daha tarafsız duran Albanesin işine yaradı. Taplo tersine döndü. İşçi partisi başta kaybedecek noktasından, giderek daha iyi aonuçla seçimi kazanmasına dek ulaştı.

Şimdi merak edilen, krizdeki ekonomi ile Amerikanın yeni strateji durumundaki koşullarda işçi partisinin tutumudur. Görüldüğü gibi seçimlerle fazla öne çıkmayan devletler, yeni Amerikan politikalarıyla konuşulur hale geldi. Şimdi sıra Romanyada bakalım AB müdahalelerle erteleyip adayına yasak konulan ülke, benzer adayı ikinci turda koltuğa taşıyacak mı:..

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img