tüm yazılar:

Mayıs ayına yüklü sendromlarla başladık – Özkan Yıkıcı

Nisan ayını sanki yaza geçiyormuşuk gibi geçirdik. Ancak, mayısa girerken, birden tersdüz olundu. Polittik gelişmelere uygun yağışlarla günlere geçtik. Yoğun politik olaylarla, iklimsel uyum birlikteliği yağış kelimesiyle özdeşleştirildi. İster konuşusun, isterse konuşulmasın, adamız birden birçok konunun top olup havada savrulmasıyla gündeme düştü. Mafya tipi olaylardan Türkiye gerçeğibne sendromlar artık ağır gelerek uçuştu.

Kapitalist dünya son dönemde epey krizlerle boğuşuyor. Salt ekonomik krizler değil elbet. Gerçi, ekonomik krizler dalga dalga vuruyor. Etkileri oldukça sarsıcı. Fakat, önceki krizlerden farklı olarak, daha zengin alanlar da olaya katıldı. Ekonomi yanında ekoloji, uygarlık gibi krizlerde yaşanmaktadır. Bunlar daha değişik etkiler de oluşturmaya yetip artıyor. Ekonomik yanında kültürel ve doğa krizleri de adeta cendere içinde debelenmektedir. Kültürel alanda da gericileşme karanlığın da gelişmesine yardımcı oldu.

İklimler bozuldu, yoksuluk derinleşti ve kültürel olarak gericileşme tırmandı. Siyasal seçeneksizlik ise resmen faşizmin de yolunu aştı. Birçok ülkede yönetime faşist eksenli kesimler geldi. Tüm bunlar kapitalizmin aşmazını da üretmektedir.

Elbet bu konulardan K. Kıbrıs da nasibini aldı. Eksra olarak, ilhaklaşma adımları artı. Küliye ve anti laiklik hamleleri enson yapılanlardı. Yine yasadışı koşullar sonucu mafya tipi kurumsallaşma da evrensel hale dek uzadı. Falyalı gelişmeleri ile Önal cinayeti sadece birer son kanıtdır. Kısaca, sistem aşmazı ile Kıbrıs gerçeği, mayıs ayına iklim yağışına uyma adına gelişme sağlanıyla uyumlu halde geldi.

****

K: Kıbrıs mayıs ayına epey sorunlar ile gelişmeler cenderesinde girdi. Erdoğanın ziyaretiyle açılan küliye ile anti laik kararlarla genel greve dek gelen tepkiler dahi K. Kıbrısıın adeta aynadaki resmi oldu. Tabi ki teslim olan koltukçuların da tutumu, şovla boş laf atışları teslimiyetin derecesini de koydu. Onca yalnla itirafın birleştiği örneği, bukadar yalın bulamazdık.

Bir yanda koltukçular her kelimelerine ek olarak “Türkiyenin sayesinde” derken, TC yetkilileri yaptıklarını övmenib de ötesinde resmen kendi yaptıklarını haykırarak vurguladılar. Sonra da bağımsız devlet şiyarını eklediler. Bu resim gayet tarihi itiraftır.

Belli olan Türkiyede bildiğimiz siyasal islamın, K. Kıbrıstaki ilhaklaşma versyonuydu. Hele dış politikadaki küliye hamlesinin de Lefkoşada olmaması mümkün değildi. Öyle de oldu. Ama beklenen acarlama, hat bildirme pek olmadı. Ama irademi isterim yazan pankartlı eylemciler gözaltına alındı. Buda övülen demokrasinin nereye kadar olduğunun itirafıydı.

Tabi en basit konu dahi konuşulmadı. Türkiyeye yasaklanan kişilerin durumu nedense unutuldu. Buda iliikinin öteki kaymaklı şekliydi.

Mayıs ayına beklentili Erdoğan ziyareti yanında konuşturulmayan öteki öeemli yasadışılık mafy a gerçeği de vardı. Ccemil Önalın reportajı ve ardından öldürülmesi, salt K. Kıbrısta değil dünyada konu edildi. Fırtına etkisi yaratı. Ama yine de K. Kıbrısta resmi siyaset ekseninde kulaklar sağırdı. Resmi çoğu medya haberi görmezden geldi. Ama gerçekten fırtına yaratı. Öyle isimler geçti ki demeğin gitsin. Ufak bir K. Kıbrısın yasadışı koşullarında neleri üreteceğinin örneği oldu. Zaten herkes bilip de görmezden gelindi. Kirli işlerle siyasetin finansmanı özdeşleşince de işler tamamlanıyordu.

Genel grev, laiklik karşıtı olaylar da peşpeşe geldi. Ama yine de değişen pek bir şey yok. İlhaklaşma adımları ile gericilik beraberinde kültürünü de oluşturup teslimiyet işbirlikçilerle yola devam edilmektedir.

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img