Birçok konuda yazarken, önemli idiyalı yorum gerçekleştirirken, mutlaka önemli donanımlarıma dayanıyorum. Bazen öyle gerçekler söylüyordum ki en yakınlarım dahi kuşkulara dalıyordu. Sovyetlerin dağılacağından tutun, günümüz Ortadoğu koşullarına hepsinde zaman zaman olacak veya olan gerçekleri anlatınca kimisinin inanmak istemediğine hep tanık oldum. Hat da bazısı ileri gidip duygusal engelilik romantizimle benin söylediklerime karşı çıktılar.
İki konuda epey deneyimim var. senelerin oluşturduğu birikim ile öngörme, ötekisi de dünyayı çok yönlü takip ederek, çok kaynaklı kıyasalama yapma şansım olmasıdır. Elbet siyasal düşünce duruşum da sistemi eleştiren, değişime inanan idolojik bakışın da katgısını dıştalayamam.
Nitekim, özelikle sosyalizlim seçenek olarak zayıfladığı, daha ileri gidilerek, sol görülüp neoliberal liberalizmi savunma çizgisine gelirken, düşünsel yaklaşımları da sistemleştirdi. Buda sol görünüp sağ sabunan veya emperyalizme karşıymış davranışı ile emperhyalis seçeneklerin çözüm veya demokrasi taşıyacağı paradoksuna hapsolmaları da artırdı. Bu yaklaşımlar ise bazen algı operasyonları kısgacına taşınırsınız. En basit gerçekleri dahi beyninizden silersiniz.
Sıraladığım ve daha nicesini ekleme şansım olan düşünce şekli, ortadoğuda çokça yaşanıyor. Enson Suriye gerçeğinde yaşandı. Göstere göstere idlipten çıkıp, Şamaı ele geçiren HTŞ olgusunda yaşadık. Türkiye kontrolü idlip, başta İngiltere ile ABD desteği olmadan olamayacak siyasal rol resmen açıkça alındı. Öyle net gerçekler vardı ki cihatçı savunu ile israile resmen teslim olma gelişmeleri dahi bazı basit gerçekleri hem de solda olanlara söyletemedi. Oysa resmi net. Çizenlerin de her türlü el izleri vardı.
Sankili feslefi model başladı. Hem örgüt hem de GÜLANİ veya asıl adı ELŞARA üzerinden görünüm reklamı ve geçek politik hesaplar yapıldı. Krevat giydirilerek resmen gericlik örtülmeye çalışındı. Ama kimse ABD veya ingiltereği açııkça konuya sokmadı. Sadece tavırları yorumlandı. Oda sistem içinde kalarak.
Israrla konuyu aktarırken ingiltereği unutmama ve Amerikasız düşünmeme gerçeğine parmak bastım. Yeri gelince avucumla dahi mühür vurdum. Fakat, konu Gulani çizgisinde sıkıştırılıp brakıldı.
Bir acı cümle vardır: gerçekler gizlenemez. Sadece ertelenir. Birgün gelip bu gerçek açığa çıkar…
Birkça gün önce bir haber yayıldı. Araştırmacı gazeteciler bunu haberleştirdi. Başta Tele 1 konu haberleşti. Aslında bu gelişme dahi birçok çevreye şok olarak etki yapması gerekiyordu. Olmadı. Nerede ise önemsiz bilgi gibi akıp geçti. Oysa sadece Trumpun açıklamaları ve yaptığı dörtlü toplantı ilgili haberin karşıt olarak daha bir yerleşir hal bulması gerekirdi. Üstelik dörtlü toplantıda İngiltere yoktu!
Neydi açıklanan bilgi: ikibinyirmiüç yılının başında, idlipteki HTŞ lideri Golaniyle ingilterenin bazı yetkilileri görüştü. Sivil toplum örgütü adıyla kuruluşlar da katıldı. Birçok kesime göre, bu toplantı başlangıcı sonrası Amerika da olayın içindeydi. İdlip, Türkiyenin konytrolundaydı. Üstelik Amerika gGOLANİNİN kelesine onmilyon dolar koyduydu. Örgüt terörist listesinde bulunuyordu. İdlip, Türkiyenin kontrolundsaydı.
Bilgiğe göre, Suriye operasyonu o tarihten sonra hazırlanıp planlandı. Öyle planlandı ki sonuçta klasik İngiltere planının özü şu anda Suriyede oluşturuluyor. Tabi ki İsrail gerçeği ile birlikte.
Yayınlanan bu bilginin etki yapması gerekirdi. Türkiyede konuya dikat çekilmesi şartı. Nasıl olur da kendi kontrolundaki bölgede böyle ilişkiler kuruluyor da sonuçta Şamda yönetime geliniyordu sorusu olması gerekirdi. Özde ise klasik bir emperyalst gerçek vardı. Elbet emperyalğist kuramı iyi bilmek, nasıl kurumsallaştığını akılda tutumakla mümkündü. Demokrasi ve özgürlük itali yapılan Suriyede, baş rolde cihatçı elnusra ile israilin olması tesadüf olamazdı. Tabi emperyalist kuram kulanımı da önemli. İşbirliğini sağlayan ve gericilik planlamasında adını sivil toplum denilen örgütlerin rolleriyle de uygulatılar. Tıpkı Ukrayna gibi. Ancak, tüm Suriye ezberlerini bozan, sistemi yeniden kanıtlayan ilgili haber karşılık bulmadı. Sanki hiç olmamışçasına kalındı. Hem de Trump anbargoyu kaldırıyor, HTŞ ile konuşuyor ve Suriyenin resmi siyasal gücü olarak tanıtığı anda. Anti emperyalizim denilen şekliyle güçlü olsa, bu bilgi epey yankı getirirdi. Üstelik HTŞ hamlelelri olurken, filistinde Gazzede başka planlar soykırımla geliiyordu. İki gerçek yine de sosyal muhalefet ivmesi yaratmaya yetmedi. Hani kimlikçi islam veya Arapçılık diyorlardı ya, bunların nedenli teslimiyet yapılar olduğu son gelişmelerle tekrardan yaşatıldı.