tüm yazılar:

Ayşe Ramadan, 9 Mayıs’ta Lefkoşa Şehitliği’nde toprağa verilecek… – Sevgül Uludağ

Orjinal yazının kaynağıyeniduzen.com

22 Temmuz 1974’te Poli’de öldürülerek “kayıp” edilen Ayşe Ramadan’dan geride kalanlar, 2013’te göstermiş olduğumuz yerde bulunmasından 12 sene sonra 9 Mayıs 2025 Cuma sabahı Lefkoşa Şehitliği’nde toprağa veriliyor… Ayşe Ramadan için 9 Mayıs Cuma sabahı saat 10.00’da Ortaköy (Lefkoşa) Şehitliği’nde askeri cenaze töreni yapılacak ve Lefkoşa Mezarlığı içerisindeki bu şehitliğe defnedilecek. Ayşe Ramadan’ın ailesinin acısını paylaşıyoruz…

HENÜZ 25 YAŞINDAYDI…

Ayşe Ramadan, 1974’te Poli’de Kıbrıslırumlar’ın saldırısı esnasında  vurulup öldürüldüğünde henüz 25 yaşındaydı… Poli’deki Kıbrıslıtürk ilkokuluna sığınan Kıbrıslıtürkler arasındaydı ve ilkokuldayken vurularak ağır yaralanmış ve sonra da vefat etmişti…

Kayıplar Komitesi, uzun süre onun ve Ayşe Ramadan’la birlikte “kayıp” edilen diğer Kıbrıslıtürkler’in gömü yerlerini aradığı kazılar yürütmüş ancak herhangi bir ize rastlamamıştı…

2013 yılında kendisi de bir “kayıp” yakını olan Ünay Paşa’dan yardım istemiştim bu konuda.  1964 yılında Poli’de babası Ahmet Ethem İbrahim “kayıp” edilmiş olan ve babası hala “kayıp” olan Ünay hanım bize seve seve yardım etmiş ve hemen bana Şevket dayının adını vermişti. Şevket Rado, Londra’da yaşıyordu ama o günlerde Kıbrıs’taydı… Sağolsun Ünay hanım hemen Şevket dayının telefonunu da bulmuş ve onunla konuşmamı sağlamıştı.  Şevket dayı yaşlı bir adamdı, bastoncuğuyla yürüyordu, çeşitli sağlık sorunları vardı. Buna ragmen bizimle Poli’ye gelip 1974’te “kayıp” edilmiş Kıbrıslıtürkler’in gömü yerlerini göstermeyi kabul etmişti.  Böylece 21 Ekim 2013 Pazartesi günü hep birlikte Poli’ye gitmiştik – Kayıplar Komitesi’nin o günlerde yetkilileri olan rahmetlik Ksenofon Kallis, Murat Soysal, ben ve Şevket dayı… Şevket Dayı bizimle bildiklerini paylaşacaktı… Bilmesinin nedeni şuydu: 1974’te savaş esnasında Poli’de esir alınmış ve diğer Kıbrıslıtürkler’le birlikte hapsedilmişti – sonra bazı Kıbrıslırum yetkililer gelerek öldürülmüş olan bazı Kıbrıslıtürkler’i defnetmek üzere tutuklu Kıbrıslıtürkler arasından en güçlü kuvvetli beş kişiyi almışlardı, aralarında Şevket Rado da vardı ve onları, bu naaşları defnetmeye götürmüşlerdi. O nedenle Şevket dayı, gömü yerlerini tam olarak biliyordu.

Ayşe Ramadan, Cuma günü toprağa verilecek…

TATİLE GELİP SAVAŞA YAKALANMIŞTI…

Şevket Rado 1953 yılından beridir İngiltere’de yaşıyordu – 1974 yazında da köyü Poli’ye tatile gelmiş ve savaş çıkınca esir alınmıştı. Başka Kıbrıslıtürkler’le birlikte tutuldukları yere bazı Kıbrıslırumlar gelerek, en güçlü-kuvvetli beş Kıbrıslıtürk’ü aralarından seçmişler – bu beş kişinin arasında Şevket Rado da varmış – onları savaşta öldürülen üç Kıbrıslıtürk’ü defnetmeye götürmüşlerdi…

Şevket Rado, üç “kayıp” Kıbrıslıtürk’ü hiç tereddütsüz tam olarak nereye gömdüklerini göstermişti Kayıplar Komitesi yetkililerine…

Birbuçuk-iki metre derinliğinde kazılan çukura Mehmet Çatallo, Ahmet Beyaz ve Ayşe Ramadan’ı defnetmişler. “Mezarın içinde yarım bir da iskelet bulacaksınız, onu yerinden çıkarmadıydık, kolu, başı, vücudunun yarısı vardı – bu eski mezarlıktan kalma bir iskeletti – onlarla birlikte bu iskelet da çıkabilir” diye anlatmıştı Şevket Rado.

Nitekim Kayıplar Komitesi’ne gösterdiğimiz bu yerde yürütülen kazılarda, Şevket Dayı’nın söylediği gibi Mehmet Çatallo, Ahmet Beyaz ve Ayşe Ramadan’dan geride kalanlar bulunmuştu… İlerleyen yıllarda Mehmet Çatallo ve Ahmet Beyaz kimliklendirilerek onlar için cenaze törenleri yapılmış, biz de bu törenlere katılarak ailelerinin acılarını paylaşmıştık. Ancak Ayşe Ramadan’ın kimliklendirme süreci bir türlü sonuçlandırılamamış ve bu süreç on yıldan fazla bir süre almış anladığımız kadarıyla… Kayıplar Komitesi’ne gömü yerini gösterdiğimiz Ayşe Ramadan, ancak 12 yıl sonra, önümüzdeki Cuma günü defnedilebiliyor…

Şevket Rado, 1974’te Poli’den “kayıp” edilen Kemal İsmail’in gömü yerini de başka bir alanda, mezarlıkta bir noktada göstermiş ve tam da söylediği mezarda Kemal İsmail’den geride kalanlar Kayıplar Komitesi’nin kazısında bulunarak kimliklendirilmiş ve onun da cenaze töreni yapılmıştı…

oncelikli-sayfa-17-polili-sevket-rado-polide-bize-ve-kayiplar-komitesinin-2013teki-yetkilileri-murat-soysal-ve-rahmetlik-kallise-polinin-dort-kaybinin-gomu-yerini-gostermisti-aaa.jpg

Polili Şevket Rado, Poli’de bize ve Kayıplar Komitesi’nin 2013’teki yetkilileri Murat Soysal ve rahmetlik Kallis’e, Poli’nin dört kaybının gömü yerini göstermişti…

ÜNAY PAŞA’YA ÇOK TEŞEKKÜRLER…

Bu konuda gerek çok değerli arkadaşımız, “kayıp” yakını Ünay Paşa’ya, gerekse rahmetlik Şevket Dayı’ya yürekten teşekkür ediyorum – onların çok değerli yardımları sonucu, 1974 “kaybı” Polili dört Kıbrıslıtürk’ün gömü yerlerini bulabilmiştik…

Birkaç yıl önce vefat etmiş olduğunu öğrendiğim çok değerli Şevket Dayı, nur içinde yatsın… Ölmeden önce bizimle bildiklerini paylaşmış olduğu için ona sonsuz bir minnettarlık duyuyorum, ona ve onu konuşmaya davet eden, bildiklerini paylaşmasını sağlayan çok değerli “kayıp” yakını Ünay Paşa’ya da çok çok teşekkürler…

POLİ’DEN BAŞKA “KAYIPLAR” DA VAR…

Poli’den hala “kayıp” Kıbrıslıtürkler var – bunlar arasında sevgili Ünay Paşa’nın babacığı Ahmet Ethem İbrahim hala “kayıp”…

Ünay Hanım’ın babası Ahmet Ethem İbrahim, 21 Ağustos 1964’te, Baf çarpışmalarının ardından orada bulunan ailesini merak ettiği için  AH23 plakalı mavi renkli Morris van arabasıyla Baf’a gitmek üzere Poli’den ayrılmış, ondan bir daha ondan haber alınamamıştı… Ahmet Ethem İbrahim’e ait Morris van aracı bir süre sonra kamuflaj renklere boyanmış ama aynı araç plakasıyla Poli’den geçerken görmüş Ünay Hanım – aracı Kıbrıslırum askerler kullanıyormuş. Hemen Birleşmiş Milletler’e bilgi vermiş fakat hiçbirşey olmamış…

KÖPRÜNÜN ALTINA GÖMÜLDÜĞÜ SÖYLENİYOR…

Bu konuda Kayıplar Komitesi’nin elinde, Poli’nin girişinde bir köprü altına “kayıp” Ahmet Ethem İbrahim’in defnedilmiş olabileceği yönünde bazı bilgiler bulunuyor, bir Kıbrıslırum okurumuz da daha uzakta bir köprüyü işaret eden bir diğer şahit bulmuştu fakat henüz bu konuda herhangi bir adım atıldığını görmedik… Bu yüzden Ünay Hanım’ın da morali bozuk, bir “kayıp” yakını olarak 1964’ten 2025’e kadar geçen süre tam 61 sene ve 61 senedir, bu konuda hiçbir haber yok… Haklı olarak insanın morali bozuluyor… Bu konuda Kayıplar Komitesi yetkililerini bu sayfalardan bir kez daha göreve davet etmek istiyorum…

KIBRIS CUMHURİYETİ MİLLETVEKİLİ CENGİZ RATİP VE ÖĞRETMEN TURGUT SITKI HALA “KAYIP”…

Yine Poli’den 1964 “kaybı” iki kişi daha var: 14 Şubat 1964’te Poli’nin ortasında vurularak “kayıp” edilen Kıbrıs Cumhuriyeti Milletvekili Cengiz Ratip ve yanında bulunan öğretmen Turgut Sıtkı… Onlar için de bazı kazılar yürütülmüş bulunuyor ancak henüz herhangi bir ize rastlanmadı. Bu konuda da Kayıplar Komitesi’ni, çalışmalarını hızlandırmaya davet ediyoruz…

oncelikli-sayfa-16-sevket-rado-kayiplar-komitesi-yetkilileri-rahmetlik-kallis-ile-murat-soysala-2013te-ayse-ramadan-ve-diger-iki-kayip-polilinin-gomu-yerini-gosterirken.jpg

Şevket Rado, Kayıplar Komitesi yetkilileri rahmetlik Kallis ile Murat Soysal’a, 2013’te Ayşe Ramadan ve diğer iki kayıp Polili’nin gömü yerini gösterirken… 

NELER YAZMIŞTIK?

23 Ekim 2013’te yani bundan 12 sene önce, “kayıp” Ayşe Ramadan ve onunla birlikte aynı tarihlerde Poli’de “kayıp” edilen diğer Kıbrıslıtürkler’le ilgili olarak bu sayfalarda şöyle yazmıştık:

“Poli’den “kayıp” bazı Kıbrıslıtürkler’in olası gömü yerlerini onları defneden Şevket Rado’yla birlikte Kayıplar Komitesi yetkililerine gösterdik…

Poli’nin “kayıplar”ı…

Aslında herşey Güneşköy’e (Nikita) olası bir gömü yeri görmeye gittiğimiz zaman cereyan ediyor… Burada, bize evindeki kuyuyu gösterecek olan şahıs Magundalı – Magunda da Poli’ye yakın… Kayıplar Komitesi yetkilileri Murat Soysal ve Ksenofon Kallis, Magundalı yaşlı amcayla sohbet ederken, Kallis ona 1974’te Poli’de savaşta öldürülen Kıbrıslıtürkler’in nereye gömülü olduklarını bilip bilmediğini soruyor. Yaşlı adam da bu konuda bir şey bilmediğini söylüyor…

Bu soru aklıma yıllar önce “Ölümün kıyısından dönenler” yazı dizim için röportaj yapmış olduğum ve öykülerine hem bu sayfalarda, hem de “İncisini Kaybeden İstiridyeler” başlıklı kitabımda yer verdiğim Ünay ve Hasan Paşa’nın anlattıkları geliyor. Henüz Güneşköy’deyken Ünay Hanım ve Hasan Bey’i arıyorum… Ünay Hanım’ın da babası “kayıp”…  Ünay Hanım’ın babası Ahmet Ethem İbrahim, 21 Ağustos 1964’te, Baf çarpışmalarının ardından orada bulunan ailesini merak ettiği için  AH23 plakalı mavi renkli Morris van arabasıyla Baf’a gitmek üzere Poli’den ayrılmış, ondan bir daha ondan haber alınamamış… Ahmet Ethem İbrahim’e ait Morris van aracı bir süre sonra kamuflaj renklere boyanmış ama aynı araç plakasıyla Poli’den geçerken görmüş Ünay Hanım – aracı Kıbrıslırum askerler kullanıyormuş. Hemen Birleşmiş Milletler’e bilgi vermiş fakat hiçbirşey olmamış…

Hasan Bey ise 1974’te Poli’deydi ve savaşta öldürülenler hakkında bildiklerini bizlerle paylaşmıştı.

Hem Hasan Paşa, hem de eşi Ünay Hanım gönüllü olarak yardıma girişiyorlar. Ünay Hanım, Poli’de 1974’te savaşta öldürülen, Kıbrıslıtürkler’in resmi Kayıplar Listesi’nde “kayıp” olarak listelendirilmiş olanları gömen şahsın halen Kıbrıs’ta tatilde olduğunu, adamın Londra’da yaşayan Polili bir Kıbrıslıtürk olduğunu anlatıyor ve hemen onun telefon numarasını bulacağını söylüyor. Bu “kayıplar” arasında bulunan Ayşe Ramadan’ın 1974’te savaş sırasında okula sığındıkları zaman, bir kurşunla boğazından vurulduğuna da tanıklığını 2004 yılında yaptığımız röportajda anlatmıştı Ünay Hanım…

Ünay Hanım hemen araştırmaya girişiyor ve bir süre sonra beni arıyor,  gömülerde yer almış olan Şevket Rado’nun telefonunu veriyor. Lefkoşa’ya döner dönmez Şevket Rado’yu arıyorum, bizimle Poli’ye gelerek bu “kayıp” Kıbrıslıtürkler’i gömmüş olduğu noktayı göstermeyi kabul ediyor.  Yaşı oldukça ileri olmasına, hasta olmasına, bacağında problemler olmasına, haftada üç kez diyalize girmesine rağmen, Şevket Rado son derece insani bir görevi seve seve kabul ediyor.

O zaman Kayıplar Komitesi yetkilileriyle de konuşup 21 Ekim 2013 Pazartesi sabahı Şevket Rado’yu da alıp hep birlikte Poli’ye gitmeyi kararlaştırıyoruz.

Sabahleyin Kayıplar Komitesi Kazılar Koordinatörü Antropolog Okan Oktay, gidip Şevket Rado’yu Gönyeli’deki evinden alıyor ve Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Yardımcısı Murat Soysal’la birlikte Ledra Palace barikatına geliyor. Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Yardımcısı Ksenofon Kallis’in ve kazılarda görevli arkeolog Yannis’in arabalarıyla hep birlikte Poli’ye doğru yola koyuluyoruz…

Sabah erkenden canyoldaşım kalkıp bizim için ikişer tane harika sandöviç hazırladı – sevgili Okan da meyva suyu ve su getirdi portatif bir buzlukta… Poli çok uzak, benim en geç 15.30’da Lefkoşa’ya dönmüş olmam gerekiyor, bu yüzden bir kahve için dahi durak yapmaya fırsatımız olmayacak – ayaküstü sandöviçlerimizi atıştırıp “tabbos” geri dönmemiz gerekecek.

Son sürat Poli’ye gidiyoruz…

Poli’nin girişinde eski mezarlığa gidiyoruz. Bu eski mezarlıkta “kayıp” milletvekili Cengiz Ratip ile “kayıp” öğretmen Turgut Sıtkı anısına 1970’li yıllarda halkın verdiği paralarla yaptırılmış olan anıtın hemen arkasına götürüyor bizi Şevket Rado.  “Kayıp” milletvekili Cengiz Ratip ve beraberindeki Turgut Sıtkı anısına böylesi bir anıt yapılmış olduğunu bilmiyordum…  Cengiz Ratip ve Turgut Sıtkı, 14 Şubat 1964’ten bu yana Poli’de “kayıp” – bu iki “kayıp” için bazı olası gömü yerleri kazıldı, herhangi bir sonuca ulaşılamadı…  Cengiz Ratip ile Turgut Sıtkı anısına yaptırılan  anıtın arkasına üç “kayıp” Kıbrıslıtürk’ü kazdıkları büyükçe bir mezara yan yana, hep birlikte gömmüş Şevket Rado. Burayı bize gösteriyor…

Şevket Rado 1953 yılından beridir İngiltere’de yaşıyor  – 1974 yazında da köyü Poli’ye tatile gelmiş ve savaş çıkınca esir alınmış. Başka Kıbrıslıtürkler’le birlikte tutuldukları yere bazı Kıbrıslırumlar gelerek, en güçlü-kuvvetli beş Kıbrıslıtürk’ü aralarından seçmişler – bu beş kişinin arasında Şevket Rado da varmış – onları savaşta öldürülen üç Kıbrıslıtürk’ü defnetmeye götürmüşler.

Şevket Rado, üç “kayıp” Kıbrıslıtürk’ü hiç tereddütsüz tam olarak nereye gömdüklerini gösteriyor Kayıplar Komitesi yetkililerine…

Birbuçuk-iki metre derinliğinde kazılan çukura Mehmet Çatallo, Ahmet Beyaz ve Ayşe Ramadan’ı defnetmişler. “Mezarın içinde yarım bir da iskelet bulacaksınız, onu yerinden çıkarmadıydık, kolu, başı, vücudunun yarısı vardı – bu eski mezarlıktan kalma bir iskeletti – onlarla birlikte bu iskelet da çıkabilir” diye anlatıyor Şevket Rado.

Bu eski mezarlıktan bazı mezarlar aileleri tarafından yeni mezarlığa taşınmış – eski mezarlık dümdüz, herhangi bir mezar yok burada. Yeni yaptırılmış tek bir mezar var, o da Poli’de 1974’te savaşta öldürülen dört “kayıp”tan biri olan Mehmet Abdurrahman Çatallo’nun mezarı bu – aslında mezar herhalde sembolik olarak yaptırılmış çünkü mezarda herhangi bir naaş yok, içi boş…

Bu eski mezarlığın yok edilmesini engelleyen de Kayıplar Komitesi yetkilisi Kallis olmuş çünkü aslında Poli’nin anayolu genişletilerek buradan geçirilecekmiş – fakat şimdi bu alan kurtulmuş görünüyor, etrafı tellenmiş… Kallis’in bu insani jesti için Polili Kıbrıslıtürkler, ona teşekkür etmeli…

Tepeye tırmanıp Poli’yi seyrederek ayaküstü sandöviçlerimizi atıştırıyoruz, sonra da yeni mezarlığa gidiyoruz…

Yeni mezarlığa giden toprak yolu otlar ve dikenler bürümüş, marahalar sarı çiçekleriyle boy atmışlar, bu yola ulaşmamız da problem oluyor çünkü bir araç toprak yolun girişini tıkamış. Bu yüzden başka bir giriş bulup bir tarlaya giriyoruz, ohtoları atlayıp mezarlığa giden toprak yolu buluyoruz… Tarlaya böğrülce eken Kıbrıslırum bizi selamlıyor… Az sonra otlar ve dikenler bürümüş toprak yolda tepeye doğru tırmanışa geçiyoruz… Şevket Rado, bastonuyla önden gidiyor ve yolu gösteriyor… En sonunda yeni mezarlığa varıyoruz – tepenin üstünde pek az mezarın bulunduğu küçük bir mezarlık bu… Burasının da tellenmesi gerekiyor… Bir mezarın kapağı kaldırılmış – bazı mezarların mezar taşları yitip gitmiş…

Bu mezarlığa da, 1974’te mevzide intihar eden ve vefat eden Kemal İsmail’in defnedildiği söyleniyor. Mezarlığı Kayıplar Komitesi arkeologlarından Ali Çulluoğlu ve Yannis birlikte temizlemişler – Yannis ve Ali’nin bu insani jesti için Polili Kıbrıslıtürkler onlara teşekkür etmeli…

Kemal İsmail’i buraya defneden, diğer üç “kayıp” Kıbrıslıtürk’ü defnedenler değilmiş.

Kemal İsmail’in intihar etmek istediğini çevresindekilere söylemiş olduğunu Hasan Paşa da anlatmıştı röportajımızda… Şevket Rado, adını bilmediği Yalyalı bir Kıbrıslıtürk’ün, Kemal İsmail’i intihardan vazgeçirmek üzere mevziye onunla konuşmaya gitmiş olduğunu öğrenmiş, “Belki bu Yalyalı Kıbrıslıtürk’ü bulursanız, o tam gömü yerini bilebilir. Kemal İsmail’i gömen şahıs şöför Ganaga idi, Ganaga bir Kıbrıslıtürk’tü ama vefat etti…” diyor. “Kemal İsmail’in intihar etmiş olduğu mevzi, bu yeni mezarlığa çok yakındı” diye anlatıyor.

Kayıplar Komitesi yetkilileri mezarlığı enine boyuna inceliyor, nereye gömü yapılmış olabileceğini araştırıyor…

Kemal İsmail, “Yero” olarak da bilinirmiş ve geçmişteki röportajımızda Hasan Paşa’nın anlattığına göre, çevresindekilere “Rumlar’ın geldiğini görürsam kendi kendimi vuracam” dermiş. Hasan Paşa da Kemal İsmail’in akrabalarını uyarmış ve onu mevzide yalnız bırakmamalarını, intihara eğilimli olduğunu söylemiş… Ama Kemal İsmail yine de intihar etmiş… Hasan Paşa bu intihar haberini ancak esir düştükten sonra öğrenmiş…

Ünay Paşa, “Kendini vurmuş olduğu mevziye gömüldüğünü da duyduyduk” diyor… Ancak Şevket Rado, onun bu yeni mezarlığa gömülmüş olduğunu söylüyor.

Poli’de işimiz biter bitmez, son sürat Lefkoşa’ya dönüyoruz. Gerek Şevket Rado’ya bizimle birlikte Poli’ye geldiği, bize üç “kayıp” Kıbrıslıtürk’ü nereye defnetmiş olduğunu gösterdiği ve bildiklerini paylaştığı için, gerekse Kayıplar Komitesi yetkililerine bu ziyaretimizi olanaklı kıldıkları için sonsuz teşekkürler diyoruz…”

(YENİDÜZEN – Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler – Sevgül Uludağ – 23.10.2013)

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img