16 Eylül 2025, Salı
30.8 C
Lefkoşa
Kıbrıs iktibasNidai MesutoğluAKP ile "nereden nereye" uzay çağından orta çağa dönüş - Nidai Mesutoğlu

AKP ile “nereden nereye” uzay çağından orta çağa dönüş – Nidai Mesutoğlu

AKP için bestelenmiş bir şarkı vardır. Bazen televizyonlarda bu şarkıya Erdoğan’ın da eşlik ettiğini görebilirsiniz. :” Nereden nereye” diye sözleri olan bir müzik. Erdoğan ve AKP’ye göre Türkiye’nin “çağ atladığını” anlatan bir beste.
Evet Türkiye çağ atlamıştır ama bu geriye doğru bir atlamadır. 21. Yüzyılda bu çağa Uzay Çağı veya Teknoloji çağı derler. Bilim her geçen saniye büyük bir hızla büyüyor , gelişiyor. Oysa Erdoğan’ın Türkiye’si bu çağdan Ortaçağ’a doğru gitti?
Nereden Nereye?
Şimdi 60-70 yaşlarında olanlar veya daha yaşlılar hatırlayacaklar. Eski Türk filmlerinde insanların giyinişleri bugünkünden daha moderndi. Bu sadece filimde oynayan oyuncularda değil açık alanlarda yapılan çekimlerde de görülebilir.
Geçtiğimiz gün Ortaçağdaki Engizisyon mahkemelerini hatırlatan bir dava görüldü Türkiye’de.
Davalı Prof. Dr. Celal Şengör. Jeoloji profesörü olan Şengör birçok ulusal ve yurtdışı örgütlerden ödül aldı. ABD Ulusal Bilimler Akademisi ve Rusya Bilimler Akademisi Üyesidir.
Zaman zaman Türkiye’deki televizyon kanallarında programlara katılır ve orada kendi bilimsel görüşlerini anlatır.
Bu programların birinde İbrahim Peygamber ve Musa peygamber hakkında onların yaşadığına dair kanıt olmadığını savunarak :” Bunların hepsi masal “demişti.
İşte bu sözleri nedeniyle AKP’ye yaranmak için bilindik bir savcı hemen harekete geçti:
Bu savcı Şarkıcı Gülşen’i de :” Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan gözaltına alıp, tutuklamaya sevk eden savcı Türkşad Kunthan Uçuk’tır.
Şengör çıkarıldığı mahkemede yaptığı savunmada şöyle dedi:
“21. yüz yılda bilimi reddederek dinsel masalları değerlerin temeli yapan bir görüş için beni şüpheli ilan etmiştir. Bu yapılan hiç bir bilimsel ortamda savunulamaz, her iki kurumu (RTÜK ve DİYANET) da gülünç duruma düşürür. ”
Bu dava Ortaçağ’da Engizisyon mahkemelerini hatırlatmaktadır. O yıllarda din adamlarından kurulan mahkeme dini inançlara ters düşen bilimsel buluşları yargılar ve sonunda yakarak cezalandıralardı. Bunun en bilinen örneği Galileo’dur. Galile’o dünyanın güneş etrafında döndüğünü keşfetmiş fakat engizisyon mahkemesinde cezalanmamak için bunu inkar etmek zorunda kalmıştı.
Şengör’ün davası da dini inanç temeliyle açılmıştır. Şengör bilim insanı olarak bilimsel yöntemleri savunmaktadır. Bu da kanıtlanmayan bir iddiayı kabul etmemek demektir. Bu anlamda tüm dinlerde anlatılan olayların kanıtı yoktur. Kanıt diye gösterilen kitapların da Tanrı tarafından gönderildiği de kanıtlanmış değildir. Sadece inanç olarak nesilden nesile geçmektedir. Biimde kural: “ İddia eden kanıtlar” şeklindedir. Bu anlamda kanıtlama dinlere düşer. Onlar ise bunu “sorgulamadan inanma” olarak kabul ederler. Öyle olmasını isterler. Kanıt bulamazlar.
Avrup,a Reform ve Rönesans hareketleriyle dinin ve gericiliğinden, Engizisyon mahkemelerinden kurtulmuştu. Laik bir düzen kurarak dini inançların devlet yönetiminde ve hukuk sisteminde olmasını engellemiştir. Bu aydınlanma ile bugünkü medeniyete ve teknolojik, bilimsel seviyeye ulaşmıştır.
Bu gerçekler ışığında Türkiye hem devlet düzeni hem de hukuka yapılan müdahalelerle çağ atlamış olabilir. Bu çağ ne acıdır ki Ortaçağdır.

Diğer yazıları

Osmanlı’nın son yıllarında Düyûn-ı Umûmiye ve Erdoğan’ın tutumu – Nidai Mesutoğlu

Sürekli duyduğumuz bir söz var: “Tarih tekerrürden ibarettir” Anlamı...

Erdoğan’ın Sisi ziyareti ve bir fıkra – Nidai Nesutoğlu

Sosyal medyada kullanıcıları büyük olasılıkla bu fıkrayı biliyorlar. Haber...

Din bezirganlığından din tüccarlığına – Nidai Mesutoğlu

Bezirgan sözcüğünü şimdiki nesil bilmez. Yaşı 60’ı aşmış olanlar...

Kıbrıs Sorunu, Erdoğan ve Can Atalay – Nidai Mesutoğlu

Sol dünya görüşünü savunmak ulusal değil sınıfsal bir düşünceyi...

Nikos Hristodulidis’in paketi bireysel haklar verirken toplumsal haklardan söz etmiyor, en can alıcı nokta budur

Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis aylar önce duyurusunu yaptığı...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,057TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Şeylerin gerçeğiyle yüzleşebilmek! – Fikret Başkaya

“Bilimle ilgilenen bir kişinin zihnine egemen olması gereken şey,...

Kürt meselesini çözmek mi yönetmek mi? – Fatih Polat

Türkiye’de, bir yılını doldurmaya yaklaşan yeni ‘süreç’, PKK’nin fesih...

Uzakta bir diyarda öfkeli gençler siyaseti ateşe verdi – Ceren Ergenç

Ana muhalefet partisi binasının kuşatıldığı, on binlerin meydanlara toplandığı...

Köprüyü kiralatmam! – Hayri Kozanoğlu

AKP-MHP ittifakının baskıcı ve sermaye yanlısı politikalarının temel ayaklarından...

Kurtarıcısızlığın ve garantörsüzlüğün dayanılmaz ha(l)ksızlığı – Levent Atikoğlu

Ha(l)ktan ha(l)k doğuran bir ha(l)ksızlık hali... Kıbrıs’ta sağla solun arasında...

Gelgit gerilim semptomlarında Pazartesi günü – Özkan Yıkıcı

Bugün 15 eylül pazartesi. Gözlerimi Lefkoşada açtım. Tam da...

Darbecilere af yok – Ertan Erol

Brezilya Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz hafta Eski Devlet Başkanı Jair...

Sınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı – Fehim Taştekin

7 Ekim 2023’ten bu yana sahnelenen güç oyunları, bölgesel...

Canlı yayın