Önce Fransa açıkladı. Eylül ayında: B.M. toplsntısında Filistin devletini tanıyacakmış. Çok geçmedi: bu defa İngiltere başbakanı Sdarmın da eğer kelimesini de ekleyerek, olmadığı taktirde Filistin devletini tanıyacağını belirti. Bunlar boşuna peşpeşe gelmedi. üstelik net olan, israilin eepey zamandır sürdürdüğü Gazze soykırımı ve Batı Şeryayı boşaltma hamleleri de hız geçmeden devam ediyordu. Silah veren, gerektiğinde veto kulanarak, bahanenin en utanmazıyla “israilin savunma hakı” diyenler, nedense şimdi sıkılmadan israili uyarıyor gibi davranıyorlar. Filistin devletini tanıyacağız Ha! Hangi devlet diye sorarsanız. İsrail destekli ve Filistin katliyanlarına ses çıkarmayan Ebu Abasın yönetiminden söz ediyorlar. Ama biraz politik bilgisi olup, düşüncesi kelepçelenmeyen herkes İngiltere başbakanını duyunca, yeni İngiliz oyunu diye mutlaka düşüncesinin bir yerinde karşılık buldu.
Herhalde İngiltere durup dururken bu açıklamayı yapmadı. Üstelik tarihi boyunca israilin yanında durmanın ötesinde, İsrail devletinin kuruluşunda dahi açık katılım gösterdi. Son Gazze katliyam sürecinde, ülke içindeki protestolara karşın da hem muhavazakarr hem de işçi partili yönetinler desteğin askeri yönüyle de katliyamın yanında açık tavır koydular. Filistin atliyamını eleştirenleri dıştalama tutumları sergilendi. Ama durup dururken gibi de işçi partisi lideri “filistin devletini tanıyabileceğini” söyledi. Tabi israile enazından ateşkes ilanını kabul etmesini de önerdi. Bugüne dek en vahşi katliyamlar olurken, takviye desteklerle yanında duran ingilterenin herhalde başına saksı düşmedi. Dünyadaki tepkilere rağmen epey zamandır tıpkı başlangıçtan beri İngiltere açık rol aldı.
Şimdi, açıkça israili uyararak, olmazsa Filistin devletini tanırım deniliyor. Düne dek kendi partisinden dahi kınama olsun yap görüşlerine dahi uymayan bir Sdarmın liderli işçi partisinin tutumlarından dem vuruyorum…
Demek ki bazı gelişmeler oldu. İngilterenin tıpkı Türkiye gibi israile karşı tavır konulamayacağını, yakın tarihle birlikte günümüzü bilenler elbet karşılığını bilirler. Hele de Kıbrısta yaşıyorsak, buranın yakın tarihi ile İngiliz oyunlarının farkındaysak, bu açıklamanın da adını kolayca koruz. Bir aldatmaca oluşunu kabulleniriz. Tıpkı Kıbrısın belirli dönemlerindeki söylenen ve uygulanan İngiltere gerçekleriyle de düşüncemizi zenginleştiririz.
Peki durup dururken değil ise ne oldu? Kısa zaman önce Sdarmın tüm açıklamalara karşın israilin arkasında askeri yönden de dururken, neler zorlama yapıyor. Herhalde israilin yaptıklarını bilmiyordu denemez. Politik değişim oluyor algısı dahi yok. Ama ansızın açıklama geldi. Birkaç önemli gelişme elbet İngiltere içinden gelişti. Parlementoda 221 vekil her görüşten olmak üzere İngiltere hükümetinin İsrail politikasını eleştirdiler. Filistin devletini tanımakla bir uayarının olmasını istediler.
Yetmedi: işçi partisinin eski başkanı Gırnun da Filistin destekli hamleler yaptı yeni oluşum oluşturdu. Soldan bir Filistin destekli siyaset açıkladı. Bu işçi partisi içinden de karşılık buldu. İngilterede sokaklar zaman zan israili kınayan ve Filistin bayraklı protestolar yapıldı. Bunlar işçi partisi içinde de yankı buldu. Elbet Sdarmın Amerikan hayranlı İsrail aşklı politik ekswnini zorlamaya yöneldi. Üstelik ara seçim ile yerel yönetim mağlubiyetleri ile parti içinde de karşılık bulmaya başlayan bir kırılmalar da yaşanıyordu. Onun için işçi partisi bir tavır sergilemek zorundaydı. Fakat en basiti, UCM mahkemesi kararına ıuyacağını dahi açıklamadı. Etrafında bile dolaşmadı. Ama klasik kaçış gibi de Filistin devletini tanıyabileceğini belirti. Oda israile bazı şartlar ileri sürerek.
Değişen İngiltere politikası değildir. Hele de durmadan tekrar sayfasına yazılan “iki devletli” olay hiç yoktur. Zaten Gazzenin durumu malum. Batı Şeryada yeni yerleşimlerle Filistinliler epey dar alana sıkıştırıldı. Filistin devleti denilen Abasın ise bir teslimiyetçi işbirlikçi siliksel konuma da sıkıştı. Tavı dahi koyamıyor.
Kısaca, dünya sosyal demokratların aşmazı, batı moderin devlet olguları Gazze katliyamı ile tarihsel sorguya yeniden konuldu. Savaş isteyen, soykırımı destekler tutumlar karanlık tarihe çoktan yazıldı. İngiltere işçi partisi ister iktidar ister muhalefetde olsun hep israilin katliyamcı soykırım politikalarına destek verdi veto kulanmaktan tutun askeri yardıma dek çeşitleme katgısı oldu. Belli ki işçi partinnin solunda oluşan dalga, muhalefet tepkisi, dünyadaki artık örtülemeyecek çizgiği çoktan aşan soykırım, işçi partisine yeni kurnaz politika kulanmaya yönelti. Ama bunların ne olduğunju bizat biz adalılar deeyimlerle çoktan öğrendik. Tabi Sdarmırın açıklaması ile probaganda algısı, abartı seçenekmiş boyutuna sokuldu. Ama kıral çıplaktır ve durmadan yeniden sahneye konulmaktadır. Net olan işçi partisine açıklamayı yaptırtan olgulardan biri de soldaki seçenek girişmidir. Kendilerinin de kovdukları Gormun ile arkadaşları sol parti kurdular. İnce, kurnaz poletik hamlesiyle İngiltere
