16 Kasım 2025, Pazar
13.8 C
Lefkoşa
arşivden yazılarArif Hasan TahsinOsmanlının artığı değil, Kıbrıslıyız! – Arif Hasan Tahsin

Osmanlının artığı değil, Kıbrıslıyız! – Arif Hasan Tahsin

3 Ağustos 2006

3 olayın yıl dönümü birlikte kutlandı.

1- TMT’nin kuruluşunun 48’inci,

2- Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının 30’uncu,

3- Kıbrıs’ın Osmanlılar tarafından fethinin 435’inci yıl dönümü.

Bu üç tarih gerçekten çakıştı mı?

Ne yapalım?

Çakışmadıysa da çakıştırdık.

Tarihe keşke tahrifimiz bu kadarcık olsa.

Ama, bu üç olayın yaşandığı bir gerçektir. TMT diye bir örgütün kurulduğu, ve bu örgütün Türkçe konuşan topluma kuruluşundan itibaren egemen olduğu kesinlikle bir gerçektir.

Nereye kadar sürdü TMT’nin egemenliği?

Halen sürmektedir.

Neden?

TMT bir yer altı örgütü olarak kurulmadı mı?

Öyle oldu.

Peki, 1963 yılında yerin üstüne çıkmadı mı?

Çıktı.

Ve adı “Mücahit Teşkilatı” olmadı mı?

Oldu.

Peki “Mücahit Teşkilatı”’nın bugünkü Güvenlik Kuvvetleri’nden bir farkı mı vardı?

Ya da tersini söyleyelim.

Bugün “Güvenlik Kuvvetleri” dediğimiz askeri birliğin “Mücahit Teşkilatı”’ndan bir farkı var mı?

Yoktur.

TMT’nin ne yetkisi varsaydı bugün, Güvenlik Kuvvetlerinin yetkisi de o kadardır.

Toplumun her şeyisine TMT nasıl hükmedersaydı, Mücahit Teşkilatı da o kadar hükmetti. Bugün de Güvenlik Kuvvetleri, aynı derecede toplumun her şeyisine hükmetmektedir.

Örneğin; Polis örgütüne hükmetmek de TMT’nin bir mirasıdır,

Hükümete hükmetmek de…

Yani aslında Güvenlik Kuvvetleri, TMT’nin başka bir ismidir.

Nasıl ki KKTC, Geçici Türk Yönetimi’nin son ismi ise.

Çünkü, kim ne derse desin, Geçici Türk Yönetimi de, Türk Yönetimi de Otonom Türk Yönetimi de, Kıbrıs Türk Federe Devleti de, ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de, aynı mekanizmanın, aynı örgütlenmenin, değişik isimleridirler.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kıbrıs’ı fethettiği da bir gerçekliktir.

Ama Osmanlı İmparatorluğu’nun bir Türk İmparatorluğu olduğunu iddia etmek doğru değildir, gerçek değildir.

Çünkü Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim kademelerinde en etkisiz toplum, en az, hiç derecesinde, sözü olan toplum, Türklerdi.

Demek, Kıbrıs’ı fetheden Türkler değildi.

Ama aslında burada bu da pek önemli değildir.

Nedir önemli olan?

Önemli olan, Türkçe konuşan Kıbrıslıların temsilcilerinin, “biz Kıbrıs’a, Osmanlıların Kıbrıs’ı fethetmeleri sonucunda geldik, 435 yıldır buradayık, o nedenle Kıbrıs’ın sahipleri biziz” gibi bir söylemi ısrarla sürdürmeleridir.

Yanlış mı?

Kıbrıs’ta yaşam 9-10 bin sene öncesine kadar dayandığına göre, 10 bin yıllık bir yaşam sürecinde 435 yılın esamesi mi okunur?

Ve bu ısrarın altından, “biz, yani Türkçe konuşanlar. Osmanlı işgalinin artıklarıyız” anlamı değil mi çıkan?

Yaşayanlar anımsayacaklar. Makarios, “Türkçe konuşanlar işgalcilerin artıklarıdırlar. Geldikleri yere gitsinler” derdi.

Doğru muydu Makarios’un dediği?

Doğru değildi. Ama “435 yıl önce geldik” deyenlerin dedikleri de yanlıştır.

Tarihi süreç içerisinde, bir kısmı Müslümanlığı, bir kısmı Hristiyanlığı kabul eden iki toplum ortaya çıktı başlıca Kıbrıs’ta. Ulusçuluk sürecinde de Müslümanlar Türk, Hristiyanlar Yunanlı sayılınca, Kıbrıslı ikiye bölündü. Yoksa Kıbrıs insan yapısı, Türkiye ile de, Yunanistan’la da uyuşmamaktadır. Araştırmalar açıklanmıştır. Kıbrıslıların genetik yapıları kendilerine özgüdür.

Kıbrıslı olduğumuzu anlayalım, İçimize sindirelim, ve huzura kavuşalım artık.

Diğer yazıları

İşgal altında bu kadar olur… – Arif Hasan Tahsin

11 Şubat 2005 Kuzey Kıbrıs’ta, Kıbrıslıların kendilerini taraf saymadıkları, ya...

Kıbrıs: “geldikleri gibi gidecekler” – Arif Hasan Tahsin

“Kıbrıs’ta Kıbrıslı yoktur. Kıbrıslı Kıbrıs’ta sadece eşeklerdir,” “Kıbrıs’ta iki millet...

Siz utanın! – Arif Hasan Tahsin

19 Şubat 2009 17 Şubat 2009 Salı günü Afrika gazetesinin...

Çatışan, can derdi ile yağ derdidir! Arif Hasan Tahsin

11 Ocak 2007 Türkiye’nin Sayın Genel Kurmay Başkanı’nın açık sözlülüğü...

Ordusu ile değil, nüfusu ile! – Arif Hasan Tahsin

8 Şubat 2007 Geçtiğimiz Salı akşamı Türkiye’nin CNN televizyonunda Can...
4,157BeğenenlerBeğen
946TakipçilerTakip Et
4,081TakipçilerTakip Et
732AboneAbone Ol

Son eklenenler

Venezuela gerçeğinden ırak anısına – Özkan Yıkıcı

Özelikle şunu yazarak konuya başlayacam: günümüz emperyalizmi doğru okumak...

Dünün Güneşiynan Gurudurug Çamaşırlarmızı! – Halil Karapaşaoğlu

Yamır damlacıglarnın içine sıkışır garannıg… Garamuza olur gög… İşgillenir yüreyim…Diynemeyi övrenemedim...

Istrancaların kalbine nükleer santral – Özgür Gürbüz

Kırklareli’nde yapılmak istenen nükleer santralın sır gibi saklanan yeri...

İklim ve çocuk hakları – Serdar M. Değirmencioğlu

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansı, resmi kısaltmasıyla COP30, Brezilya’nın Belém...

Donald’a karşı Zohran: Somut söylem ve taban örgütlenmesinin gücü – Yonca Özdemir

Zohran Mamdani’nin New York belediye başkanlığına uzanan hikâyesi, Amerikan siyasetinde uzun...

Barcelona acı vatan – Kıvanç Eliaçık

Barcelona Stadyumu’nun önünde toplanan kalabalık “İşte bir sabah… Uyandığımda”...

Onbeş Kasım yakın tarih kısa dolaşımı – Özkan Yıkıcı

Onbeş kasımın artık son saatine geldim. Aklımda hep bir...

Canlı yayın