Şiirler yazdınız, biz okuduk. Şiirler yazdık, siz okudunuz. Bir gün şiir dediniz, bir gün değil dediniz. Biz sustuk, siz sustunuz. Peki, bizim meselemiz ne?
Şiirler okuyorum yine; Orhan Veli’den mesela:
“Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin, kalaylı kapta;
Benimki aslan ağzında;
Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik.
Ama seninki de kolay değil, kardeşim;
Kolay değil hani,
Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü.”
Sonra devam ediyorum okumaya:
“Açlıktan bahsediyorsun;
Demek ki sen komünistsin.
Demek bütün binaları yakan sensin.
İstanbul’dakileri sen,
Ankara’dakileri sen. . .
Sen ne domuzsun, sen!”
Şiir yazanın meselesi ne şairim? Senin meselen ne, benim meselem ne, bizim meselemiz ne?
Sokakta kim kimle dövüşür, kim kimle sövüşür? Kim kime ne yazar da bu düzen böyle didişir?
Düzen kurucuları sahaya çıkar, takımlar kurulur, takımlar bozulur. Diller eskir, dinler eskimez. İnsanlar eskir insanlık eskimez. Herkes kendi derdine düşer. Ben Orhan Veli’ye:
“Ama hepiniz hepiniz. . .
Hepiniz geçim derdinde.
Bir ben miyim keyif ehli, içinizde?
Bakmayın, gün olur, ben de
Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
Elime üç beş kuruş geçer;
Karnım doyar benim de”
Açlıktan çöpleri karıştırıyormuş, İzmir’de hem de, tanımadığım bir yüz; tanınmış yüzsüzler yüzünden. Yüzümüze yüzümüze sürüyorlar pis gülüşlerini hem de bu virüs döneminde. İçimize kadar işliyorlar, dalga geçiyorlar milletle. Şiir okumaya devam ediyorum, Orhan Veli onu anmamı istercesine karşıma dikiliyor her cümlemde.
“İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.”
Şairler de şiirler de karışıyor kafamda, kafamda bir güzellik.
“Bak! Dünya renkler içinde
Bu güzel dünya içinde
Sevin sevinebilirsen,
İnsanlığın haline karşı.”O.Veli
Sevinebilen insanlara hayranım hep. Çünkü kafam kalabalıktır benim şairim. Öyle kalabalık ki, hatırlarsan demiştim sana “ben kalabalığım sana gidelim” diye. Şiirler bu yüzden mi dizilir dizelere? Şairler çok kalabalık mı diye?
Bir de bedava olan şeylere sevinenler var tabi. Düşününce bugün ne bedava ki? Orhan Veli için hayat ucuzdu “bedava” şiirinde. Ah Orhan Veli, dediğin gibi;
“Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.”
Ne zaman değişiyor ne çağ aslında. Hep bir kısır döngü hâkim dünyada. Herkes birbirinin karşısında.
“Durmadan işliyen saatlerde
Dişli dişliye karşı;
Dişlilerin arasında,
Güçsüz güçlüye karşı.
Herkes bir şeye karşı.”O.Veli
Şiirler okuyorum, okudukça kanıyorum. Kansızlar emerken iliklerimize kadar tenimizi. Sokağa çıkıp avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum.
“Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.”N.Hikmet
Sonra bir şeyler oluyor, hayat akıyor, insanlar akıyor. Bir sigara yakıyorum. Sigara dudaklarımla öpüşüyor. Camdan değil balkondan dışarı bakıyorum. “Ben seçmezsem, sen seçmezsen, kim seçecek?” diyor bir ses. Ben o sırada şiir okuyorum; Nâzım Hikmet’ten bu kez:
“Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak
nasıl çıkacak
karanlıklar aydınlığa?”
Gerçekten de anlıyor gibi oluyorum Nâzım’ı o anda. Bu şiirde, bu sözlerde. Ben yanmazsam, sen yanmazsan, biz yanmazsak; gerçekten nasıl çıkacağız bu karanlıktan diye düşünürken hava ağırlaşıyor üzerimde.
“Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.”