tüm yazılar:

Siz çok büyüksünüz efeler beyler – Tüge Dağaşan

Siz çok büyüksünüz efeler beyler. Sizin altın kaplı kalpleriniz var. Kimseyi alıp da kalbinize sevemezsiniz bu yüzden, sizin göğsünüzde kalbinizi sakladığınız altın işlemeli kasalarınız var. Kalbinize yaklaşabilene aşk olsun. Siz aşksız da yaşarsınız çok güzel. Sizin için ağaç aşkı, insan aşkı, kadın aşkı, erkek aşkı, çocuk aşkı, şiir aşkı ne ki…

Siz harika işler başarırsınız efeler beyler. Gümüş çerçeveli tablolarınız var sizin, anılarınızı içinde saklarsınız. Gümüşünüzü eritene, tablonuzda yer alabilene aşk olsun. Sizin kendi kalemleriniz, kendi kendinizi çizmenize yeter. Siz renkten ne anlarsınız, anlatabilene aşk olsun. Sizin duvarlarınız, sizin tablolarınız size yeter. Biz kimiz ki, sizin için biz aşkı, insan aşkı, kadın aşkı, erkek aşkı, öykü aşkı ne ki…

Siz yücelerin de yücesi, efendilerin de efendisisiniz efeler beyler. Sizin ululuğunuz her şeye yeter. Sözünüz kılıç, cümleniz asit, hükmünüz her yerde geçer. Yoğu var eden de varı yok eden de sizsiniz. Sizin önünüzde durabilene, sözünüze sözle karşılık verebilene, hükmünüzü devirebilene aşk olsun. Siz açlık nedir tokluk nedir ne anlarsınız, sizi doyurabilene de aç bırakabilene de aşk olsun. Sizin için çocuk aşkı, insan aşkı, roman aşkı ne ki…

Yerleriniz ölçülmez, boyunuz ölçülmez, bir burnunuz var Kaf dağından öte. Burunlarınız birbiriyle ölçülmez, ölçebilene aşk olsun.

Sonra tüm yazılar sustu, şiirler durdu, öyküler yarım kaldı, romanlara hiç başlanılamadı. Herkes kalemi bıraktı. Herkes kalemsiz kaldı, eller yüzünden kalemler bir bir çalındı. Şiire başlayan el, evinden oldu. Ev derdi kalemleri tüketirken, kaleler de kalemsiz kaldı diye devrildi.

Bir eski türkü dillere dolandı, diller söyledikçe eskidi türkü, sesini kaybetti her yüz, sessizlik insan yüzüne vuruldu. Vurgun yedi her bakış, kimse kimseyi görmedi o günden sonra, kimseler de duymadı. Hatırasız günleri hatırladı suratlar, suratsız kaldı anılar, suskunluk bedenlerin kâbusu oldu. Devrildi her güç, devrildi her güçlü, gözyaşı yağmura devretti tüm haklarını ve bir gün yağmur da şehirleri terk etti. Kurudu güz, kurudu bahar, mevsimsiz kaldı tüm canlılar. Baharsızlık evlerin kapısını tokmakladı, her tokmak bir tokattı. Her yüz baharsız kaldı. Yüzlerden yüzler yüzüldü, birer çıkmaz sokak; efeler beyler elinden her bedene mühür kaldı.

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img