Özgür Can Sunata Erdoğan – Gökyüzü Çocukları Derneği Başkanı
2 Nisan Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla bu sene sizlere vereceğim mesaj, benim dışımda milyonlarca insanın da meselesi olan “bakım krizi” meselesi.
Sevmek yüce bir duygu. Duygusal ve fedakârca bakım veren, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu grubun bir ferdiyim. Sürdürülebilir bir bakım güvencesine muhtaç bir halde, adeta bir girdapta çabalayıp duruyorum.
Doğal ve değersiz (karşılığı olmayan) kabul edilen bu işler büyük duygusal baskı ile her zaman üstümüzde. Kadın hareketi bugüne kadar bakım emeği üzerine epeyce laf söylemiştir. Benim de çok muhteşem yeni bir durum tespitim yok.
∗∗∗
Somut, sürdürülebilir ve adil bir bakım politikası üzerine konuşmanın vakti diye düşünüyorum. Bu bir zorunluluk gibi aslında. Dünya’da ve ülkemizde nüfusun yapısı, durumu, dinamik özellikleri, devlet politikaları, kentleşme, yaşlılık, başlıca noktalar olarak önümüze çıkıyor. Tüm dünyada yaş skalasının genişlediğine ve yaşam ömrünün uzadığına şahitlik ediyoruz. Bu durumun bakıma ihtiyaç duyan insan sayısını çoğalttığını, dolayısıyla bakımı acilen politikalarımızın merkezine yerleştirmemiz gerektiğine dikkat çekmek isterim. “Sosyal devlet” yeniden tanımlamamız gereken, çok ciddi olarak ihtiyaç duyulan önemli bir mesele olarak önümüzde duruyor.
Otizmli yakınları olarak bakım sorumluluğunu ömrümüzün sonuna kadar taşımakla kalmıyoruz; öldükten sonrasını planlamak için de kafa yoruyoruz. Kaygı, endişe, yok sayma gibi çok sık yaşadığımız duygu halleri içinde, yoğun bir bakım emeği veriyoruz. Yetmiyor, yetemiyor hissediyoruz.
Bakım emeğinin kapitalizmin varlığı için ne kadar büyük bir katkı sağladığı ve son derece sınıfsal bir mesele olduğu çok açık. Veriler de bunu destekliyor. Geldiğimiz noktada ise patlamak üzere olan bir kriz ve profesyonel bakım desteği kaçınılmaz bir ihtiyaç. Devletler için maliyeti oldukça yüksek olsa dahi yüzün dönülmesi gereken yer. Çünkü bu maliyetler tek tek aileler için de karşılanabilir ve sürdürülmesi oldukça zor.
∗∗∗
Tüm bunları ifade etmemin asıl amacı ise, bu konu hakkında sadece otizmli yakınlarının çözüm istemesi yeterli değil. Bir bütün olarak toplum olarak hepimizin içine düştüğü bir çıkmaz söz konusudur. Özel gereksinimli çocuklara bakım veren yakınlarının değil, tüm toplumun sahip çıkması gereken kocaman bir hak mücadelesi var ortada. Bu sebeple fark etmez yetmez diyoruz. Sevgi tüm engelleri aşamıyor bazen. Hepimiz sorumluyuz.
Tam da bu bağlamda Türkiye Otizm Meclisi bu yıl 2 Nisan farkındalık günü için #otizm365günbizimle sözünü öne çıkararak Eşitlik talebimizi yükseltiyor. Verdiğimiz mesaj ise net ve güçlü:
“Bu ülkede hepimizin eşit hakları var, çalışma hayatında, sosyal yaşamda, ulaşımda, adalete erişimde.”
Peki, gerçekten eşit miyiz?
Türkiye Otizm Meclisi, otizmli bireylerin haklarının hayata geçmesi için çalışıyor. Bu kampanya Nisan ayı boyunca devam edecek. Kampanyayı hep birlikte paylaşalım, dâhil olalım, ihtiyaçlarımızı da birlikte konuşalım istiyoruz.