diğer yazılar:

Gıda Sisteminin Değişimi Kıbrıs’tan Başlayabilir – Mete Yolaş

392 Takipçiler
Takip Et
Orjinal yazının kaynağıgercekgundem.com

Gıdada acil durum seviyesindeyiz. Sağlıksız beslenme ciddi boyutlara ulaştı. Açlık artıyor. Gıda üretimi, iklim krizini tetikliyor. Birleşmiş Milletler’in 50 yıldır koyduğu hedeflerin hiçbirine ulaşılamıyor. Kriz, üretimi artırarak çözülmeye çalışılıyor. Gıda sistemlerini dönüştürmek için Kıbrıs’tan başlayabilir.

EKOLOJİK SİSTEMLER ZORLANIYOR

Dünya genelinde sürdürülebilir gıda sistemi kurabilen olmadı. Gıda sistemlerini sürdürülebilir hale getirebilecek bir ülke yönetimi de yok. Birleşmiş Milletler, neredeyse 50 yıldır gıda sistemlerine yönelik hedefler koyuyor ama bu hedeflerin hiçbirini başaramadık.

Son 50 yılda, gıda sistemlerimizi birçok noktadan birbirine bağladık. Küresel gıda üretimi ve beslenme alışkanlıklarımız ciddi şekilde değişti. Üretim verimliliğini artırdık, süreçleri iyileştirdik. Ancak yüksek kalorili, yoğun işlenmiş ve hayvansal gıdalardan oluşan sağlıksız beslenmeyi yarattık.

Yaklaşık 1 milyar insan, yüksek kalorili gıdalarla besleniyor. 2 milyardan fazla insan tükettiği gıdalardan yeterli vitamin ve mineralleri alamıyor. Sağlıksız beslenme, alkol, sigara ve uyuşturucu kullanımının toplamından daha fazla fiziksel ve psikolojik hastalığa, hatta ölüme neden oluyor. Toplumsal olarak ciddi bir tahribat yaşıyoruz.

Gıda üretimimiz, iklim krizinin ana nedenleri arasında yer alıyor. Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 30’undan ve tatlı su kullanımının yüzde 70’inden gıda üretimi sorumlu. Tarım ilacıyla azot ve fosforun aşırı kullanımı hem biyoçeşitliliği yok ediyor hem de sulak alanlarda ölü bölgelere neden oluyor.

Gıda sistemimizi sürdürülebilir hale getirebilmek için yıllık sera gazı emisyonunu 60 gigatondan 5 gigatona düşürmeli, tatlı su kullanımını yıllık 2500 km3’le sınırlandırmalıyız. 90 milyon ton azot ve 8 milyon ton fosfor sınırını aşmamalı, biyoçeşitlilik kaybını yılda 10 türün altına indirmeliyiz. Tarım arazileri kullanımını da kontrol altına almalıyız.

KIBRIS SORUNUN ÇÖZÜMÜ

Ve durum acil. Hem Yunanistan hem de Türkiye, Kıbrıs üzerindeki siyasi inatçılığını bir kenara bırakmalı. Tarihsel ve kimliksel yaralarla gerçek ve acı hesaplaşmayı artık gerçekleştirmeliyiz. Kıbrıs’ta çağın ötesinde bir gıda sistemi kurulabilmesi için harekete geçmeliyiz.

Ne Türkiye’nin ne Yunanistan’ın ne de başka bir ülkenin çevik ve kararlı hareket edebilme imkânı var. Ancak Kıbrıs, bu dönüşüm için mükemmel bir başlangıç olabilir.

Adada Türk-Yunan Gıda Akademisi’ni kurmalıyız. Gıda sistemine özgü bir eğitim altyapısı oluşturulması için bilgi aktarımı sağlamalıyız. Gastroturizm için adanın talep ettiği destekleri vermeliyiz.

Yerel üretici odaklı pilot tesisler kurulmasını, yönetişim mekanizmaları oluşturulmasını, üretim sahaları ve teknolojik kamu altyapısını, daha nicesini desteklemeli, ortak akıl yaratabilmeliyiz. Adadaki dönüşümü kademe kademe Türkiye ve Yunanistan’a yaymalıyız.

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
417AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin