14 Kasım 2025, Cuma
15.8 C
Lefkoşa
arşivUlus IrkadSÖYLENENLERİ DAHA BAŞKA TÜRLÜ YORUMLAMAK - Ulus Irkad

SÖYLENENLERİ DAHA BAŞKA TÜRLÜ YORUMLAMAK – Ulus Irkad

Geçen haftaki gündem, Kuzey Kıbrıs’taki büyük mitinge Tayyip Erdoğanın gösterdiği tepkiye duyulan yorumlarla geçti. Tayyip Bey’in demeci elbette dış bir ülkede oldu ve  büyük bir duygusallık içinde buna bir tepki koyup bazı konuşmalarında da daha önce dediği gibi eylem yapanları da adeta nankörükle ve hainlikle suçladı. Beyefendiler, her ağızlarına geleni söyleyecekler, birileri veya Kıbrıstürk halkı tepkisini ortaya koydu mu hemen onlar da tepki koyacaklar. Kuzey Kıbrıs’ta yaşayanları adeta nankör diye suçlayan Tayyip Erdoğan daha sonra Arınç vasıtasıyla işi biraz da dengede tutmaya çalıştı ama kırılan kalpler daha önceden zaten kırılmıştı. Şimdi bundan 30 yıl önce bu şekilde mitingler yoktu ve Kuzey Kıbrıs insanı da hem sindirilmişti hem de şimdiki sistem bu kadar daha kırılma noktasına gelmemişti. Sağ oldukça güçlüydü çünkü daha sistemden nemalanan çok Kıbrıslıtürk vardı. Türkiye daha buraya taşıyacağı oyların şimdilerde olduğu gibi acil bir destek olacağını belki biliyordu da Kıbrıslıtürkler bu kurulan sistemin birgün ellerindeki bir tabak yemeği de alma noktasına geleceğini kestiremiyorlardı. Denge ne zaman bozulmaya başladı? 2000’li yılların başlarında bankaların iflaslarıyla denge bozuldu ve büyük bir kırılma noktası yaşandı.Türkiye eliyle bankalarda para yitirenler hemen telafi edildi ama herhangi bir durumda gene eğer AB mekanizması öngürülmezse kırılma yaşanacağı açıktı. Sağ baştaydı ve sağın bu kadar yıpranması durumları o güne kadar olmamıştı. Ama deprem devam etmekteydi. Halk sarsıntının siyasal durumdan da dolayı olduğunu ve eğer AB süreci yaşanmazsa daha da büyük sarsıntıların yaşanacağını sezdiği için bu defa da yollara sokaklara çıkıp AB sürecinden dışlanmak istemedi. Gereken tepki kondu ve hükümet değişikliğine gidildi , sistem değişmese bile bu defa da hükümet değişti. Ama referandumdan sonra ortaya çıkan suni refah daha sonra siyasal değişim ve çözüm olmadığı için tekrar kabusun yaşanmasına devam edildi. Statüko yani buradaki kurulu sistem bir kere daha hükümete değişim adıyla gelenlerce dağıtılmadığı için, statüko bırakıldığı yerden gene halkı tüketme noktasına  geldi ve kısa zamanda, hatta o partiyi de safdışı edip eski heyulayı tekrar diriltti.

Ortam bizi nereye taşımakta? Ortam bizi ister istemez 2003 yılında, seçim öncesi yaşanılan duruma taşımakta. Aynı ekonomik donukluk ve aynı  toplum psikolojisi etrafı sarmış durumda. Bezmiş bir kitle var Kuzey’de şu anda. Dünyada yaşanan Global kriz ama bu Global kriz bir çığ gibi büyüyüp Kuzey Kıbrıs’ın sorunlarıyla birleşip üzerine gelmekte. Referandum sonrası nasıl ki Kıbrıstürk toplumu hiçbir şey görememiş ve aksine her geçen günün aleyhine olduğunu görmüştü,şimdi de her geçen gün gene Kıbrıslıtürk’ün aleyhine yaşanmakta. Eğer aynı sistem yaşanacak ve gene seçimlerle mesela CTP’nin hükümete  geçerek gözboyayıcılık yaşanacaksa, şimdiden söyleyelim bu kriz artarak devam edecektir. Önceleri bir sol vizyon uygulama belki uygun değil ama şu anda öncelikle ekonominin AB’ye entegrasyonu gerekiyor. Tabi ekonomiden önce bir çözüm, gereken tavizlerin verilmesi ve gerekenlerin Güney tarafından yapılması zaten bir uzlaşmayı getirecek. Ha, bunların yaşanmaması ve Güney’in (öyle sanmıyorum diyeyim ama öyle diyelim)frijidite davranışının devamı halinde demokratik güçlerin destekleyeceği değişim dinamizmini temsil eden siyasal organ, derhal ekonomik entegrasyon için Brüksel ile işbirliğine gitmeli ve çözüm olana kadar bir yapılanma yaratmalı. Çözüme hazır olduğunu toplumun sesi olarak yükseltmeli ve derhal AB’den kolaylıklar ve sistemin devamı için ekonomik paket sunumlarına geçmeli. Turizm, üretilenlerin pazarlanması konularında işbirliği ve karşılıklı anlayış gösterilerek, çözüme de yatkın bir yapı olduğundan ötürü tüm engellerin açılması talep edilmeli. Buradaki ekonominin refah seviyesinin yükseltilmesi için taleplerde bulunulmalı, gerekirse Euro olarak AB bankalarından hükümet veya organ herkimse veya neyse, düşük faizle krediler almalı, onlarla masaya oturulup acil önlemler almalı, sistem ekonomik ve refah olarak AB’ye entegre edilmeli. Mesela Ercan’a direk uçak seferlerinin başlaması, ihracat işleri (tekrar edeyim çözüm görüşmeleri olurken bunlar da olmalı) halledilip hemen AB ülkerine belirli perspektiflerle ihracat başlamalı.

Çözüm için ve her an için, Güneyle masaya oturulmalı, masadaki temsilcilerin de sadece Kıbrıslıtürkler olmasına dikkat edilmeli. Maraş ve sınır düzeltmeleri yapılarak gereken taviz ve uyuşmalar sağlanarak, acil olarak ortak okullar ve işletmeler kurulurken, ortak ekonomik temaslar başlamalı. Anayasa demokratikleşmeli, Kuzey Kıbrıs’ta geniş özgürlüklere ve insan haklarına dayalı, uluslar arası hukuka önem veren bir yapı kazandırılmalı. Sosyalizme açık ama öncelikle Kıbrıstürk halkının ekonomik refahını sağlayacak önlemlere ve ekonomik tedbirlere yaklaşmalı, Güney Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan’a da barış eli uzatılarak bugünkü durumun rahatlatılması, gerginliğin sona erdirilmesi, demokrasinin ve barışın tüm kurallarıyla işleyeceği bir Kıbrıs için hareket edilmelidir. Durumlar burada belirtildiği gibi gelişmezse kriz durumunda da gene halkın refahı öne çıkarılarak, tüm oteller, bankalar ve yatırımlar kontrol altına alınarak eşit paylaşımla gene refah içinde bir Kıbrıs yaratılabilir.

Bunu da daha sonra yazarız. Bilimde tek bir alternatif ve çözüm çok. Tek bir yanıt da yok…

Diğer yazıları

Tartışmanın ortasında federalizm ve üniterizm – Ulus Irkad

Bizim tanınmamış ve pek de tanınacağa benzemeyen “KKTC”de ,...

Tarihle hesaplaşmamız – Ulus Irkad

Osmanlı adayı İngilizlere kiraya verirken aslında tüm mallarını ve...

Ekonomi de Kıbrıs sorunu da kötüye giderken- Ulus Irkad

Kıbrıs Sorunu Türkiye’nin tekelinde kötüye giderken son zamanlarda artık...

Evrensel hukuk yoksa kaybettiniz demektir – Ulus Irkad

Haftalardır tüm konular dönüp dolanıyor ve Türkiye’de artık devletin...

Sağ milliyetçi politikacılar harakiri mi yapıyor? – Ulus Irkad

Şimdi öncelikle son 70 yılda Kıbrıs görüşmelerinin geldiği en...
4,154BeğenenlerBeğen
947TakipçilerTakip Et
4,081TakipçilerTakip Et
733AboneAbone Ol

Son eklenenler

Militarizm ve çevresel yıkım: toprağın da vicdanı var – Çağla Elektrikçi

Militarizm, yalnızca insan yaşamını değil, ekosistemleri de hedef alır: -...

Bir uygulanasını daha yaşayan Irak seçimleri – Özkan Yıkıcı

Irakta parlemento seçimleri gerçekleşti. Öteki önemli seçimlerden farkı, daha...

Yerel Yönetimler ve Gıda Egemenliği – Ecehan Balta

Yerel yönetimler artık yalnızca yol, su, temizlik hizmeti veren...

Bisküvi kokulu bir direniş: Lübnan’da mezhep değil sınıf savaşı! – Kavel Alpaslan

Batı merkezli burjuva-liberal bakış açısıyla yapılan tahlillerde sınıfsal doku...

Bölgede matruşka politikası ve Suriye! – Hediye Levent

Suriye’nin Geçici Lideri Ahmed Eş Şara’nın Beyaz Saray ziyareti...

Yanlışı eleştirmek, doğruyu takdir etmek – Levent Atikoğlu

Sosyal medya, bilgi ve duygunun hızla yayıldığı bir mecradır....

Gündemeleştirme ve sorunlarla ekonomik basit bir görünüm – Özkan Yıkıcı

Merak etmeyin: öyle ağır veya geniş bilgili bir makale...

Patron kim? – Şener Elcil

Temsili demokraside halk şeffaf, hesap verebilir bir seçim sistemi...

Canlı yayın