16 Kasım 2025, Pazar
21.8 C
Lefkoşa
yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSanırımların gölgesinde külliyeye giderken - Özkan Yıkıcı

Sanırımların gölgesinde külliyeye giderken – Özkan Yıkıcı

Aslı adı küliye olan yapının önemli binalarından saraya gidecek seçimle ilk kişisinin belirlenmesine günler kaldı. Kızışan söylemler ile içi boş atışların hesabı yok. Ama kimisi de ısrarla küliye tartışmaları yok saydırtma eylimine de devam ediliyor. Gerçekler bir yana, sanırımlarla davranıp gölgelere kaçıp ilerlemeler de sürüyor. Bir başkadır benim ülkemin seçim havası. Güneşin yakıcı sıcağında, snkilere sığınarak gölgedeymiş gibi davranma düşüncesiyle küliye yakınlarına dek geldiler. Artık sayılı günler kaldı. Ama bu sayılı günlerde dahi sözler sert ama anlamsız, ziyaretçi bol ama turist değil müdahale eden şahsiyetler olmaktadır. Kısaca küliye sarayı seçim sonrası “aynisimi, yenişimi” sahibini beklemektedir.

Normalmış gibi davranıp anormal gerçeklerden kaçmak adeti artık hem kültürleşti hem de politikleşti. Tabi ki gerçeklrden kaçınca da sanırımla oluşan sis perdesi çekip yokmuşçasına davranma kuralı sahnede konumlanıyor gibidir. Sanırım gölgesinde güneşte yürürken, karşıda duran külliyedeki saray bir başka işdahlı hal almaktadır. Elbet gerçeklerden kaça kaça, yalanlarla kocamanlaşan dağ haline gelirseniz, önemli denecek ve dünyada örnek gösterilecek koşullar da hiç dile gwelmez. Beyin ise şok tedavisi geçirdiği için, ilgili hücreler öldü. Bu yazımda Kıbrısta yaşamanın getirdiği önemli bazı koşulları yazacam. Üstelik önemsiz denecek durumların nasıl bilindiği zaman oldukça önemli haline de dokunacam.****

Kıbrısta yaşıyorum. Sanırımların veya otosansürlerin gömleklerini yırtarak düşünmeğe başladım. Bir de saray hesaplı bol bol içi boş çoğu zaman anlamsız, kulanılan kuramların da içi boşaltılarak istenildiği gibi doldurulduğu bir probaganda rüzgarının kasırgaya dönüştüğü son anlardayız. Turist gibi denilip aslında müdahalecilerin de ziyaretleri bir başkadır. Adı da tarafsızlık kelimesiyle pandora kutusu içine konmuş sanılmaktadır.

Kıbrısta yaşıyorum. Birçok gelişmede düşüncemle önemli buluşmalar yapmaktayım. Etkenlere dokununca da kendi resmimi de buluyoruz. Kolay değil gerçekler ile onları örtmek adına kocaman yalanlarla pandora kutusu yaratma sürecinde sıkışıp kaldık.

İlk önemli noktaya dokunalım. Müdahale Türkiye gerçeği gibi kelimeler nekadar sansür edilirse edilsin, yalanlarla yeni saptırma yapılırsa yapılsın, sonuçta karşıjmıza gelir. Gelen ziyaretçilerden tutun “türkiye sayesindeki” yalakalaşmalara dek bizi olayın içine çekerler. Zaten Fayiz kaymağın tasfiye  edilip yerine Denktaşın getirilmesiyle elilerden beri hep Türkiye müdahaleleri dyönetim mekanizmasında gerçekleşti. Lider Doktor Küçük dahi müdahale ile görevden çekildi. Enson da kocaman simgeli bayraklı UBP büyük oyla seçtiği başkanını bir gece yarısında istifasıyla sonlandırdı. Bunlar hep müdahalelerin normal olduğunu, tam aksi sölencelerde de bağımsız egemen yalanlarının birlikte savrulduğu koşullarda yaşandı ve yaşanacağı da kesindir.

Tabi ki uzun uzun ayni müdahale tarihçesine değinmeyecem. Takılıp kalmayacam. Pek yazılmayan öteki gerçeğe geçecem. Belirtim ya: Türkiye müdahaleleri, ingilterenin çeşitli oyunlarla Türkiyeği Kıbrıs sürecine katmasıyla başladı. İlk kurban da Fayiz Kaymaktı. Devamı de gelecek. Rıskının da aldığı ama değişik entrikalarla da çalınan seçimini de burada eklemeden haksızlık yapacağıma inanıyorum.

Demek ki Türkiye müdahalesi kesin. Enson Akıncı olayında veya UBP liderliği seçimlerinde de direk yaşandı. Ama burada başka bir nokta daha var. madem Türkiye müdahalelerinden söz ediyoruz. Dikkatli incelediğimizde, oranın koşularının da burdaki müdahalelere yansıdığını da görürüz. Devlet eksenli koşuldan elbet söz etmekteğim. Nitekim ortaklaşa devlet işleyişinde sorun olmadı. Fakat, Türkiye devlet içi mücadelelerin olduğu dönemlerde de K. Kıbrısta yapılan seçimlere yansıdı. Örnek biraz yakına gelerek hatırlatalım: Türkiye devletinde yeni krizler yaşanıp mücadeler olurken, K. Kıbrısta yine saray seçimi vardı. Üstelik ikinci tura Eroğlu ile Denktaş kaldıydı. Normalde Türkiye devletine aykırı değilerdi. Ama ısrarla Eroğluna çkilme baskısı yapıldı. Sonra da evine bonba konuldu. Direnen Eroğlu da seçimden apartopar hem de çok az zaman kalmasına rağmen çekildi.

Annan planı döneminde de ikibindört döneminde ayni devlet içi çelişkiler, K. Kıbrıstaki seçimlere yansıdı. Bir kısmı Denktaşcı iken bir kesim de AKP ağırlıklı yeni devlet ele geçirme kesimi de CTP destekçisi oldu. Bu krizlerin de yansımaları adaya yansıdı. Hat da bonba yüklü taksi durumu da sahibi açığa çıkmadan kapatıldı.

İsterseniz Atmışlara da gideriz. Öldürülen iki gazeteci “Hikmet ve Gürkan” Kemalisti. TC elçiliği de onlara yakındı. Fakat öldürüldüler. Karşı tarafın yaptığı kesindi. Buda sorgulanmadan kapatıldı. Anlayacağınız: Türkiye müdahale ederken, oradaki devlet ekseni önemlidir. Hatırlayın bir önceki saray seçimini: Türkiye devlet eksenli kesimler açıkça Tatara destek verdi. Akıncıya denilmeyen kalmadı. Oysa şimdiki seçimde CHP başkanı Özel açıkça müdahale edilmemesini açıklıyordu. Geçen seçimde Halk TV ve Tele 1 kanalar dahi Tatara destek verirken, şimdi ayni noktada değildirler. Burada Türkiye devlet içi çelişkilerin de Kıbrıs ayağında zaman zaman kırıldığının açık kanıtlarıdır.

Bu seçimde, Türkiyede olan yarılma, buraya da yansıdı. Buradaki önemli sayıdaki seçmenin TC vatandaşı da olması buna katgı yapıyor. Normal zamanda müdahalelerle ortak oy kulandırma kolayca ypılırken, şimdi Türkiyedeki yarılma ile uygulanan politika sonucu bazı TTürkiye seçmeni müdahalelerden rahatsız haldedir. AKP eksenli önerilere, baskılara nekadar uyar belli değildir. Buda yeni bazı koşullar yaratmaktadır. Yerel seçimlerde bunu Maraşta yaşadık. Yapılan birçok yöredeki TC merkezlin baskılardanoluşantepkiler Maraşta UBP değil de CTP adayına oyların kaymasına yaradı.

İkinci noktayı da kısaca belirtecem. İlerde daha uzun yazmam gerektiğini de bilerek özetleyecem. Herkes şu veya bu şekilde Kıbrıs sorununun olduğunu kabulenir. Yine bu sorunun resmi fazla söylenmese de uluslarası boyutunu da kavradı. Zaten, Kıbrısla ilgili önemli gelişmelerin içten değil dış müdahalelerle olduğu da yakın tarihle kesindir.

Bu özelikler nedeniyle, Kıbrısta yaşayan araştırmacılar, eğer uluslarası gelişmeleri bilmez veya dikate almazsa, sorunla hiç yakınlaşamaz. Onun için uluslarası gelişmeler, sorunlara yaklaşım şekileri önemlidir. Kisincir planlarını bilmeyenler yetmişdördü hep eksik brakır. Klasik sömürgecilikten yeni sömürgeciliğe başta İngiltere geçerken ki Kıbrıs ayarına dikat edilemzse, Kıbrısın şekillenmesini anlayamaz. Güneyde Akelin evetdeyken, istediği uluslarası güvence verilmesine hayır yanıtı aldığı zaman hayıra kaydığı gelişmesi eksik brakılırsa da Annan planı tam bütünüyle kavranamaz. Önemli son nokta, emperyalist çağda yaşadığımızı unutursak, iki toplum lideriyle sıkışırsak, sunulan herhangibir önerinin de anlamını hiç anlamamız imkansızdır.

Onun için son gelişmeleri doğru kavramak şart. Zaten Suriye, Gazze ve Zengezir durunları yeni anlayışların önemli pratik sonuçlarıdır. Öyle içi boş kelielere kalırsak hele de liderlerin istenilen veya yalaka aşkına çekilen nutuklarıyla yetinirsek, hep yanılmaktan yanıltmaya dolaşıp kalırız.

Kısaca, belirtiğim gibi: kıbrısta yaşıyorsak, buranın gerçekleriyle düşümeğe başlarsak, zengin deneğim ile dünyayı daha kolay anlamamız da sağlanır. Kıbrıs konusuna da gerçeklerle yaklaşıp sanırımların cenderesinden çıkarız.

Diğer yazıları

Onbeş Kasım yakın tarih kısa dolaşımı – Özkan Yıkıcı

Onbeş kasımın artık son saatine geldim. Aklımda hep bir...

Yeniden bir Onbeş Kasıma ulaşırken – Özkan Yıkıcı

Genelde şu gerçek hep ister yanlış ister doru yapılsa...

Bir uygulanasını daha yaşayan Irak seçimleri – Özkan Yıkıcı

Irakta parlemento seçimleri gerçekleşti. Öteki önemli seçimlerden farkı, daha...

Gündemeleştirme ve sorunlarla ekonomik basit bir görünüm – Özkan Yıkıcı

Merak etmeyin: öyle ağır veya geniş bilgili bir makale...

Gidişat ve beklenti kıskacında Türkiye – Özkan Yıkıcı

Yeniden K. Kıbrıstan siyasal uçaklar kalkıyor. Önce hükümet yetkilileri...
4,157BeğenenlerBeğen
946TakipçilerTakip Et
4,081TakipçilerTakip Et
732AboneAbone Ol

Son eklenenler

Dünün Güneşiynan Gurudurug Çamaşırlarmızı! – Halil Karapaşaoğlu

Yamır damlacıglarnın içine sıkışır garannıg… Garamuza olur gög… İşgillenir yüreyim…Diynemeyi övrenemedim...

Istrancaların kalbine nükleer santral – Özgür Gürbüz

Kırklareli’nde yapılmak istenen nükleer santralın sır gibi saklanan yeri...

İklim ve çocuk hakları – Serdar M. Değirmencioğlu

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansı, resmi kısaltmasıyla COP30, Brezilya’nın Belém...

Donald’a karşı Zohran: Somut söylem ve taban örgütlenmesinin gücü – Yonca Özdemir

Zohran Mamdani’nin New York belediye başkanlığına uzanan hikâyesi, Amerikan siyasetinde uzun...

Barcelona acı vatan – Kıvanç Eliaçık

Barcelona Stadyumu’nun önünde toplanan kalabalık “İşte bir sabah… Uyandığımda”...

Onbeş Kasım yakın tarih kısa dolaşımı – Özkan Yıkıcı

Onbeş kasımın artık son saatine geldim. Aklımda hep bir...

Yeniden bir Onbeş Kasıma ulaşırken – Özkan Yıkıcı

Genelde şu gerçek hep ister yanlış ister doru yapılsa...

Canlı yayın