16 Kasım 2025, Pazar
17.8 C
Lefkoşa
iktibasSerdar M. DeğirmencioğluNATO mu, iklim mi? - Serdar M. Değirmencioğlu

NATO mu, iklim mi? – Serdar M. Değirmencioğlu

Orjinal yazının kaynağıevrensel.net

NATO, tıpkı büyük şirketler gibi büyümeye doymuyor. NATO bir yandan yayılmayı sürdürürken, diğer yandan daha fazla askeri harcama yapmaları için üyesi olan ülkelere büyük baskı yapıyor.

Yaklaşık iki hafta önce Küresel Sorumluluk için Bilim İnsanları (Scientists for Global Responsibility) adlı kuruluş, askeri harcamalardaki artışın iklim için çok ciddi bir tehdit oluşturduğunu gösteren bir rapor yayımladı.

Raporda ilk olarak, 2024 yılında, küresel askeri harcamaların bir önceki yıla göre yüzde 9 artış gösterdiğine ve toplam askeri harcamanın hiç görülmemiş bir düzeye eriştiğine dikkat çekiliyor. Askeri harcamalar, tüm Afrika ülkelerinin toplam gayrisafi yurt içi hasılasına (GSYİH) denk düşüyor.

Raporda, bu artışın önümüzdeki yıllarda da süreceği vurgulanıyor çünkü NATO yeni bir harcama hedefi belirledi. Üye ülkeler, askeri harcamalarını GSYİH üzerinden sürdürmek zorundalar. Yeni hedef, harcamaların yüzde 2’den yüzde yüzde 3.5’e çıkarılması. Gerekçe, “güvenlik”.

Dünya çapında yapılan askeri harcamalarının yüzde 55’inden NATO sorumlu. NATO tarafından yapılan her artış, küresel toplamda önemli bir artış demek. Her artış, silahlanma yarışını körüklemek, savaş riskini daha da artırmak ve kaynakları yoksulluk, eşitsizlik, iklim ve doğal afetlerle mücadeleden alıkoymak dışında, iklime vurulan büyük bir darbe anlamına geliyor.

Bunu anlamak zor değil. Büyük veya küçük ordular, silah üretimi ve savaşlar –her nerede olursa olsunlar– yüksek karbon salınımı sağlarlar. Savaş gemilerinin, savaş uçaklarının ve tankların en ufak hareketi bile büyük yakıt harcaması gerektirir. Büyük savaş araçlarının fosil yakıt tüketimi akıllara sığmaz denli büyüktür. Askeri teçhizat tedarik zincirleri de salınım demektir. Silahlı kuvvetlerin ve tedarik zincirlerinin küresel toplam karbon salınımına, “askeri karbon ayak izi” denilebilir. Bu ayak izi, tek başına, küresel karbon salınımınının çok önemli bir bölümünü (yaklaşık yüzde 5.5) oluşturmaktadır. Bu hesaba, savaşların yarattığı ve yaratacağı salınımlar katılmamaktadır.

Askeri harcamalardaki her artış, küresel karbon salınımının artması demektir. Askeri harcamaların karbon salınımı üzerindeki etkisini tamı tamına tahmin etmek çok zor olsa da, son iki yıl içinde yapılan çalışmaların bulguları korkunç bir tabloya dikkat çekiyorlar.

Bulgular bir araya getirildiğinde, 100 milyar dolarlık bir harcama artışının, askeri karbon ayak izinde en azından 32 milyon ton karbondioksit eş değeri (tCO2e) artışa yol açacağı anlaşılıyor. Askeri salınımlara ilişkin verilerin kısıtlı olması ve hesaplamalardaki zorluklar göz önünde tutulduğunda söz konusu artış, 59 milyon tCO2e bile olabilir.

Raporda ayrıca geriye dönük bir örnek de var. NATO tarafından 2019-2024 yılları arasında beş yıllık askeri harcamalarda sağlanan artış, askeri karbon ayak izinde yaklaşık 64 milyon tCO2e düzeyinde bir artışa denk düşüyor. Ayrıca, NATO’nun önümüzdeki yıllar için planlanan yüzde 3.5 düzeyindeki artış, yaklaşık 132 milyon tCO2e düzeyinde ek bir artışa yol açacak.

Bütün bunları anlamayı kolaylaştırmak için basit bir karşılaştırma yapalım. Sivil havacılık küresel düzeyde karbon salınımına yüzde 2; deniz taşımacılığı ise yüzde 3 kadar katkı yapıyor. Askeri karbon ayak izi ise yüzde 5.5 ile, tek başına, bu iki sektörden daha fazla salınıma yol açıyor.

Raporda sunulan bulgulardan birkaç sonuç çıkaralım. Dünya çapında karbon salınımının azaltılması için askeri salınımların azaltılması büyük önem taşıyor. Askeri harcamalardaki her artış, her zaman olduğu gibi “güvenlik” gerekçesiyle sunulsa da, aslında her artış dünyanın sonunu hazırlıyor. Bir diğer deyişle, “güvenlik” masalı aslında dünyadaki yaşamın sonuna giden büyük bir yutturmaca.

NATO bu yutturmacanın merkezinde yer alıyor. Önce yüzde 2, daha sonra yüzde 3.5 olarak belirlenen artışlar gezegenin ısınması ve sürmekte olan iklim değişikliğinin hızlanması demek. Söz konusu artış ve yol açacağı silahlanma yarışı, uluslararası iklim hedeflerine ulaşılması olasılığını da ortadan kaldırıyor.

İklim değişikliği bütün gezegeni ilgilendiriyor. Artık nereden bakıldığı hiç önemli değil. Türkiye, Yunanistan, İsveç, Norveç ve Portekiz’den bakıldığında NATO güvenlik değil, son demek. NATO üyesi olmayan Guatemala, Brezilya, Zambiya veya Malezya için de öyle. Soru aynı soru: NATO mu, iklim mi? Bu soruya tüm dünyanın çocukları adına yanıtı hemen verelim. Elbette, iklim!

Diğer yazıları

İklim ve çocuk hakları – Serdar M. Değirmencioğlu

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansı, resmi kısaltmasıyla COP30, Brezilya’nın Belém...

Tek adam ve nükleer silahlar – Serdar M. Değirmencioğlu

Nükleer silahların yarattığı büyük tehlikeyi ciddiye alanlar geçtiğimiz hafta...

Barıştan korkanlar – Serdar M. Değirmencioğlu

Doktora öğrencisi olduğum dönemde ücretsiz bir geziye katılmış ve...

Şarlo ve bir salon dolusu general – Serdar M. Değirmencioğlu

Küçükken çok sevdiğimiz ve izlemeye doyamadığımız Şarlo, asıl adıyla...

Militarizm mi, yaşam mı? – Serdar M. Değirmencioğlu

Militarizmin en belirgin ve bir o kadar da korkunç...
4,158BeğenenlerBeğen
946TakipçilerTakip Et
4,081TakipçilerTakip Et
732AboneAbone Ol

Son eklenenler

Dünün Güneşiynan Gurudurug Çamaşırlarmızı! – Halil Karapaşaoğlu

Yamır damlacıglarnın içine sıkışır garannıg… Garamuza olur gög… İşgillenir yüreyim…Diynemeyi övrenemedim...

Istrancaların kalbine nükleer santral – Özgür Gürbüz

Kırklareli’nde yapılmak istenen nükleer santralın sır gibi saklanan yeri...

İklim ve çocuk hakları – Serdar M. Değirmencioğlu

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansı, resmi kısaltmasıyla COP30, Brezilya’nın Belém...

Donald’a karşı Zohran: Somut söylem ve taban örgütlenmesinin gücü – Yonca Özdemir

Zohran Mamdani’nin New York belediye başkanlığına uzanan hikâyesi, Amerikan siyasetinde uzun...

Barcelona acı vatan – Kıvanç Eliaçık

Barcelona Stadyumu’nun önünde toplanan kalabalık “İşte bir sabah… Uyandığımda”...

Onbeş Kasım yakın tarih kısa dolaşımı – Özkan Yıkıcı

Onbeş kasımın artık son saatine geldim. Aklımda hep bir...

Yeniden bir Onbeş Kasıma ulaşırken – Özkan Yıkıcı

Genelde şu gerçek hep ister yanlış ister doru yapılsa...

Canlı yayın