tüm yazılar:

‘Katliam yasası’ ve insanlık sınavımız! – Gözde Bedeloğlu

Orjinal yazının kaynağıbirgun.net

Anayasa Mahkemesi (AYM), ‘katliam yasası’ olarak bilinen sokak hayvanlarının toplatılması ve ‘uyutulması’ yönündeki 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16 maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle CHP tarafından açılan iptal davasını reddetti. Yasa değişikliği 21 Mayıs 2024’te duyurulmuş ve kanun teklifi 2 Ağustos 2024’te TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yürürlüğe girmişti.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği, düzenlemeye dair ilk değerlendirmelerinde, uygulamalarda hiçbir sınır getirilmemiş olmasına dikkat çekmiş ve ‘kuduz şüphesi’, ‘saldırgan hayvan’ gibi geniş ifadelerin bilime ve kanun yapma tekniğine aykırı olduğunu vurgulamıştı. Yasanın, toplum vicdanında onarılamayacak zararlar oluşturacağı, hayvanların sokaklarda olmaması gerektiğini savunan vatandaşların bile bu yöntemle ilgili memnun olmayacağı sonuçlar doğuracağı düşüncesinde olduklarını açıklamışlardı.

***

Veteriner hekimler, yaşatmanın temel alındığı çözümlerin hala mümkün olduğunu, bu konuda inisiyatif almaya hazır olduklarını söylediyse de, yasa değişikliği mecliste kabul edilir edilmez katliam haberleri ardı ardına gelmeye başladı. Niğde Belediyesi köpeklerin doğal yolla ya da trafik kazasında öldüğünü açıkladı ancak barınağa getirilen yavru ve küçük köpeklerinin bazılarının enjeksiyon yöntemiyle uyutulduğu ortaya çıktı.

Ardından Ankara geldi. Altındağ Belediyesi’ne ait bir barınakta onlarca köpek öldürülmüş ve poşetlere konularak çukurlara atılmıştı. Belediye, çevresi çitlerle kapalı alanın ‘doğal’ ölen sokak hayvanlarının gömüldüğü bir mezarlık olduğunu öne sürdü. Ve Edirne Uzunköprü’de belediyeye ait çöp depolama alanında öldürülmüş yaklaşık 15 köpek bulundu. Hayvanların kimliği sahipsiz kişilerce öldürdüğünü öne süren belediye suç duyurusunda bulundu. İstanbul’un Kadıköy ilçesindeki Kalamış Parkı civarına bırakılan zehirli mamaları yiyen 3 köpek ve 27 kedi öldü.

Türkiye 2003 yılında, ‘Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ne taraf olmuş ve 24 Haziran 2004’te Hayvanları Koruma Kanunu çıkarmıştı. Dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeye atıfla, “bütün hayvanların eşit doğduğu ve eşit hakka sahip olduğu” temel ilkesi gözetilerek, sahipsiz hayvanların kontrolsüz üremesini önlemek amacıyla kısırlaştırılma yönteminin esas alınacağını söylemişti.

İstanbul ve Ankara dâhil Türkiye’nin pek çok il ve ilçesini yıllarca yöneten AKP bu konuya ilgisiz davrandı. Bütçesini bu sorunu çözmek için kullanmadı. Oysa Avrupa ülkelerinde uygulanan kısırlaştırma ve sokağa hayvan bırakılmasına yönelik uygulanan cezalar ile soruna kalıcı çözüm üretmekte başarılı olunduğu biliniyordu. Türkiye’de bunu örnek alan yerel yönetimlerden biri Hopa Belediyesi. Katliam haberlerinin birbirini takip ettiği günlerde Hopa’da sokak hayvanlarını yaşatmak üzere ‘Güvenli sokaklar, sağlıklı hayvanlar’ adında bir proje geliştirildi. Buna göre belediye köpekleri öncelikli olarak kısırlaştıracak, sonra küpe ve çip takarak bakım ve rehabilitasyon süreçlerini yakından takip edecek.

***

20 yıl önce taraf olduğumuz Avrupa Sözleşmesi’ne uysaydık ülkenin bugün sokak hayvanları diye bir gündemi olmayacaktı. Ama şimdi, hekimlerin uyardığı gibi toplum vicdanında onarılmayacak zararlar oluşturacak katliamlara mahkeme kararıyla yol verildi. Türkiye’nin bugün en büyük sorunu şiddettir. Başıboş gezen adamlar sokakta güpegündüz kadın öldürüyor. Çocuk katili çocuklar var artık ülkemizde. Üstelik öldürdükleri çocuğun ailesini açıktan tehdit edecek kadar da rahatlar. Bilim bize, hayvana uygulanan şiddetin daha sonra insana yönelmesi için basamak olabileceğini söylüyor. Yani şiddet görerek öğreniliyor, şiddet bulaşıyor, topluma yayılıyor!

Hayvan üretimi, satış ve ithalatı yasaklanmadı. Kısırlaştırma konusunda gereken yapılmadı. Bunun yerine sokak hayvanlarının barınaklara toplanıp öldürülmesine karar verildi. Ve AYM ne yazıktır ki, en temel hak olan yaşam hakına aykırı bir kararla, yasanın iptali için yapılan başvuruyu reddetti. Saçı sakalı ağarmış, illa ki de dindardır, bir iktidar medyası çalışanı, kalkmış AYM’ye ‘katliam yasasını’ destekleyen yazılarını göndermiş, red kararına katkı yaptıysa mutlu olacağını söylüyor. Hiçbir sorun, şiddeti artıran yöntem ve kararlarla çözülmez. Belediyelerin önünde artık büyük bir insanlık sınavı var.

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img