tüm yazılar:

Fidias: “İki toplum birbirini affetmeli…” – Hasan Kahvecioğlu

Orjinal yazının kaynağınoktakibris.com
Avrupa Parlamentosu Üyesi, sosyal medya fenomeni Fidias, Rum-Türk dostluğunu savununca 5 milyon takipçisinde azalma oldu ama o “korkmuyorum” diyor ve Rum siyasal partilerine adeta “ders” veriyor

Avrupa Parlamentosu’nda, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin  6 sandalyesi var. Haziran 2024’te yapılan ve Kıbrıslı Türklerin ilgi göstermediği son seçimlerde 35 yaşında bir sosyal medya fenomeni, 71 bin 330 oy (%19.4) alarak ilk sıradan AP üyesi seçildi. Fidias Panayotu adındaki bu “deli-dolu” gencin seçilmesi, Rum toplumunun siyasal tercihlerde partiler sistemine “rest” çektiği anlamını taşıyordu.

Doğrusu Fidias, başlangıçta benim dikkatimi hiç çekmedi. Ancak bir gün; Makarios Druşotis ve Takis Hacidemetriu ile söyleşilerini içeren videolarını izledim. Baktım ki bu genç; Kıbrıslı Türklere “sempati” ile bakıyor, ortak tarihimizde bize söylenen yalanlardan söz ediyor ve Kıbrıs’ta çözümü savunuyor. İki değerli Rum aydınını kitlelerle buluşturması, özellikle Rum gençlere yakın tarihin yalanlarını anlatması çok değerliydi.

Fidias’ı Strazburg’ta, Avrupa Parlamentosu’nda buldum ve merak ettiklerimi ona sordum. İşte onunla konuştuklarımız…

SORU: Sevgili Fidias, sen kimsin, nereden çıktın da geldin?

FİDİAS: Bilmiyorum. Sokrates “kendini bil” diyor ama öğrenmeye çalışıyorum. Kıbrıslıyım. 35 yaşındayım ve Stiliana ismindeki kadını seviyorum.

SORU: Kim bu Stiliana?

FİDİAS: Nişanlım. Fidias kimdir diye sorarsanız; öğrenmeye çalışan, idealleri olan ve dünyayı bu idealleri ölçüsünde geliştirmek isteyen ve bunun için yeni araçlar kullanan bir Avrupalıyı kişiyim.

SORU: Dünyadan şikâyetin mi var?

FİDİAS: Tabii… Örneğin demokrasiyi dünyadaki bu formu ile sevmiyorum. Çok ayrıştırıcıdır. Her 5 yılda bir oy kullanıyorsun, önüne 2 kişi ya da parti koyuyorlar. Onlardan birini seç diyorlar. Bunu yeterli bulmuyorum. Demokrasiyi bu forumdan çıkarmak için adımlar atmalıyız. Yarış atları gibi insanlar ve partiler yarışıyor. Bu bağlamda birçok düşüncelerim var. Düşünün; Kıbrıs’ta halkın yarısı oy kullanmaya gitmedi. Bizi yönetenler, sandığa gidenlerin sadece yüzde 20’sini temsil ediyor. Ben halkın tepkisini yakaladım ve seçilmeyi başardım.

Dünya değişiyor. Kıbrıs halkı da değişiyor. Eskiden kamuoyu oluşumu televizyonların kontrolündeydi. Resmi tezler bu biçimde pazarlanırdı. Ama şimdi durum değişti.

SORU: Parlamentoya ısındın mı? Neler yapıyorsun burada?

FİDİAS: Aslında bu parlamentonun en popüler birkaç kişisinden biriyim. Burada 720 kişi içinde partilere bağımlı olmadan seçilip gelen sadece 3 kişi vardır. Ben bunlardan biriyim. Parti dışından seçilmek bu sistemde imkânsız gibidir. Kıbrıslılar parti dışından birilerine oy vererek o sisteme tepkilerini gösterdiler. Bu yeni ve farklı bir anlayıştır. Elimdeki sosyal medya gücüyle gerçekleşti bu başarı.

Yasa çalışmalarında çeşitli konularda değişiklik önerilerim oluyor zaman zaman. Bugüne kadar 5-6 önerim genel kurulda kabul gördü. Bazı yasalar değiştirildi. Kıbrıs’ın her iki toplumuna daha fazla mali kaynak aktarılmasına ilişkin önerilerim oldu. Kabul edildi. Bu yüzden verimli olduğumu düşünüyorum.

450 milyon kişi var Avrupa’da ve biz hepsine hitap ediyoruz. Kıbrıs’ın bu topluluktan daha fazla yarar sağlamasını da temin ediyoruz. Maddi bağlamda bunu sağlıyoruz. Her zaman olmasa da…

SORU: Sen bir “Youtuper”sin. Bu unvanı beğeniyor musun?

FİDİAS: Tabii, çok mutluyum. İnsanlar sana dikkat ediyor, seni izliyor. Önemlidir. İlk zamanlar komedi ve eğlence üzerinde duruyordum. Şimdi siyasal içerikli videolar da yapıyorum. İnsanlar izliyor. Fikirler sunuyorum ve beğeniyorlar. Modern çağda dikkat çekmek önemlidir.

Bütün sosyal medya platformlarını toplarsak 5 milyon takipçim vardır. AP’na üye seçildikten sonra beni izleyenlerin sayısı 2.5 milyarı buldu. Bu; 800 milyon kişinin benim videolarımı izlemesi demektir. Bu büyük bir avantajdır. Parlamentoda en çok izlenen kişiyim.

SORU: Fidias; yaptığın videolarınla; Kıbrıs’ta iki toplumun yaşadığını, tarihte her ikisinin de ciddi hatalar yaptığını açıkça söylüyorsun. Kıbrıs sorununda her iki tarafın da suçu olduğunu kabul eden, dengeli bir dil kullanman dikkatimi çekti. Özellikle Takis Hacidimitriu ve Makarios Druşotis ile yaptığın söyleşiler mükemmeldi. Bu, Rum toplumunda kolayca kabul gören bir durum değil. Cesur bir tavırdır bana göre. İki çözüm yanlısı yazarla yaptığın bu söyleşiler nasıl karşılandı?

FİDİAS: Çok tepkiler aldım muhafazakâr Rumlardan, EOKAcılardan… Sonra onlarla da konuştum, videolar yaptım. Videolarım yüz binlerce kişi tarafından izlendi.

SORU: Korkuttular mı seni?

FİDİAS: Hayır korkmadım. Ben bir pozisyon almadım. Bir yandaşlık yapmak istemedim. Sadece bir tartışma ortamı sağlamaya çalıştım.

Ben “iki toplum birbirini affetmeli” dediğim için çok büyük tepkiler aldım. Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs halkının yüzde 20’sini oluşturur ve ben de her iki toplumu temsil etmeye çalışıyorum. Her iki toplumu içeren taleplerde bulunduğumda genellikle Kıbrıslı Rumların çoğunun hoşuna gitmiyor. Bana saldırıyorlar. Ama bizim sorumluluğumuzdur onların da haklarını savunmak.

Özellikle benim jenerasyonum, 60 yıllık ayrılıktan sonra iki toplum arasında geçmişte yaşananları bilmiyor. Bize, özellikle benim neslime gerçeklerin hep yarısını öğrettiler. Sizinkiler de öyle yaptı. Ben; fotoğrafın her iki tarafını göstermek istiyorum.

Tabii bunları söylemenin hiçbir siyasi getirisi yoktur. Kıbrıslı Türklerle ilgili dostça yaklaşımım nedeniyle destekçilerimin yüzde 5-8’ini kaybettim. Fakat başka kesimlerden de saygı gördüm böyle yapınca.

Bunları konuşmasam, sussam daha çok oy alabilirim.

SORU: Bir TV programında Niyazi Kızılyürek’i kastederek sana “Biz bu Türk’ten kurtulalım diye sana oy verdik” demişler. Gerçekten öyle mi oldu?

FİDİAS: Tam tersi bir durum var. Bana şimdi ne diyorlar biliyor musunuz? Çözüme ilişkin videoları yaptıktan sonra “keşke sen seçileceğine bir Kıbrıslı Türk seçilseydi. Sen Kıbrıslı Türkler’den daha Türksün” diyorlar.  Seçmenlerin Niyazi’yi atmak için bana oy verdiklerini sanmıyorum. Seçmenlerin yarısı bana inandıkları için yarısı da mevcut politik sisteme tepkisini göstermek için bana oy verdiler. Mevcut hükümete bir ders vermek için.

SORU: Sen oy beklemiyor musun? Popülist değil misin?

FİDİAS: Bazen öyleyimdir. İstemediğim halde bazen ben de tuzağa düşüyorum bu anlamda.

“Direkt demokrasi” adında bir aplikasyon sahibiyim. Doğrudan takipçilerime soruyorum, anket yapıyorum ve ne istediklerini ortaya çıkarıyorum. Sonra da ona göre oyumu kullanıyorum.

Örneğin; takipçilerime şu anda “Türkiye’nin üyelik görüşmeleri donmuştur. Bu devam etsin mi?” diye sordum. Kıbrıslı Türkleri de davet ediyorum. Girsinler ve oy kullansınlar.

SORU: Elinde bir veri oluştu mu bu konuda?

FİDİAS: Evet. Kıbrıslı Rum takipçilerim, AB’nin Türkiye ile üyelik görüşmelerine devam etmesini istemiyorlar.

SORU: Politik olarak sağda mısı,n yoksa solda mı?

FİDİAS: Ben solun da sağın da üstündeyim. Zerre kadar umurumda değil sağcılık solculuk… Ben her konuyu kendi çerçevesinde değerlendirmek isterim. Sağı solu unut, bana problemi anlat ben de düşünce üreteyim. Ben ideolojik yelpazenin dışında kalmaya çalışıyorum.

SORU: Tabii “faşist” değilsin herhalde?

FİDİAS: Tabii ki… Ben Avrupalıyım. Anladım ki Avrupa büyük bir projedir. Avrupa’yı istiyoruz. Çok sorunlarımız var Avrupa’da. Daha iyi bir Avrupa istiyoruz.

SORU: Kıbrıslı Türklerle ilişkilerin nasıl?

FİDİAS: İbrahim arkadaşımdır. O en ünlü Youtuperdir Kıbrıslı Türk olarak. Çok arkadaşım var. Ben; Kıbrıs sorununda Özdil Nami ile ve Mavroyannis’in katıldığı panel düzenledim. 100 kişi geldi ama 500 bin kişi de videosunu izledi.

SORU: En sonda ne söylemek istersin?

FİDİAS: I love you…

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img