8 Kasım 2025, Cumartesi
25.8 C
Lefkoşa
yazılariktibasABD-Çin tarife restleşmesinde teknoloji rekabeti - Ali Alper Alemdar

ABD-Çin tarife restleşmesinde teknoloji rekabeti – Ali Alper Alemdar

Orjinal yazının kaynağıevrensel.net

Trump’ın sözüm ona başlattığı ‘ticaret savaşı’ ve yüksek tarifelerle ABD’ye ithalatı pahalı hale getirerek, üretimi tekrardan ülke sınırları içine çekme stratejisi hem global hem de ABD içinde çok sert direnişle karşılandı. Aslında en başından beri Trump’ın hedefi tarifelerle diğer ülkeleri korkutup, onların ABD’ye uyguladıkları tarifeleri ortadan kaldırmak gibi gözükse de şu ana kadar bu plan da pek başarılı gitmiyor gibi görünüyor. Trump, her denemesinde yaşadığı piyasa krizleri ve diğer ülkelerin pek oralı olmaması sebebiyle bu tarifeleri şimdilik yine durdurdu, bir ülke hariç, Çin. Çin’in tarifelere cevabı ABD kadar sert olmakla beraber, aralarındaki ticari rekabette Çin’in çok daha avantajlı olduğunu söylemekte fayda var. Bunun nedenini ise basit bir ticaret dengesi üzerinden okumaktansa, iki ülkenin son zamanlarda aktif olarak rekabet ettiği teknoloji alanı üzerinden okumakta fayda var.

Çin menşeli, DeepSeek’in, ChatGPT gibi rakiplerinden, çok daha ucuza geliştirdiği DeepSeek-R1 sohbet robotu, yayımladığında ABD ve küresel piyasalarında büyük bir dalgalanmaya neden olmuştu. Çin’in teknolojik rekabetteki bu hamlesi, Amerikan dijital ve platform şirketleri için tehlike çanlarının en önemlisiydi. Çin teknoloji firmaları, devlet destekli devasa ARGE yatırımlarıyla ürettiği teknoloji metaları ile ABD şirketlerine meydan okurken, gözden kaçan çok önemli bir önemli alanda da önemli bir avantaja sahiptirler. Bu alan teknoloji üretiminin en kritik safhalarından biri olan ham madde çıkarımıdır. Yüksek teknoloji alanında bu ham maddeler nadir toprak elementleridir. Teknoloji, savunma sanayi ve yeşil enerji teknolojilerinde kullanılan samaryum, gadolinyum, terbiyum, disprosyum, lutesyum, skandiyum ve itriyum vb. gibi nadir toprak elementlerinin küresel arzının yüzde 70’e yakını Çin tarafından sağlanmaktadır. Ayrıca, Çin, çıkarılan bu elementlerin çıkarıldıktan sonra işlenmesinde küresel arzın yüzde 90’ına yakınını oluşturmaktadır. Akıllı telefonlardan, tabletlere, veri merkezlerinden, ağ servislerine, elektrikli araçlardan, bataryalara kadar birçok teknoloji metasının ham maddesini bu elementler oluşturmaktadır. Çin çıkardığı ve işlediği bu elemenletlerin yüzde 90’ına yakınını ise Huawei, Tencent, Alibaba gibi teknoloji firmalarına düşük maliyetlerle temin etmektedir. Her ne kadar Biden döneminde yürülüğe konan ve Amerikan teknoloji devlerinin Çin’e bağımlılığını azaltmayı amaçlayan Çip ve Bilim Yasası, belirli bir oranda işe yarasa da halen Amerikan teknoloji devleri önemli ölçüde Çin’den ithal edilen çiplere ve nadir toprak elementlerine önemli ölçüde bağımlıdır. Dolayısıyla, Çin teknoloji firmalarının rekabet gücü sadece tamamlanmış metalar üzerinden sınırlı kalmayıp, küresel üretim zincirinin en başından sonuna her alana yayılmış durumdadır.

Tarifelere tekrardan dönecek olursak, Trump en son Çin’e uyguladığı tarifeleri yüzde 145 seviyesine kadar çıkarmıştı. Fakat, Trump, teknoloji devlerini korumak adına, tarifelerin kapsamından nadir toprak elementlerini çıkardı. Çin ise Trump’ın bu adımlarına karşın, bu elementlerin ve mıknatısların ihracatını kısıtlayarak karşılık verdi. Bu elementler artık sadece alınacak özel lisansla ihraç edilebilecek. Çin’in, “Trump’ın tarifelerini ciddiye dahi almıyoruz” demesinin sebeplerinden biri de bu, diye düşünebiliriz. Keza, bu ihracat kısıtlaması ile birlikte yaşanması muhtemel bir arz kısıtının hem savunma hem de teknoloji alanında yaratacağı ciddi problemler şimdiden Amerikan medyasında dile getiriliyor. Trump’ın yarattığı bilinmezliği ve güvensizliği, en azından teknoloji alanında kapatmaya gücü son derece yeterli Çin’in bundan sonraki hamleleri, alandaki rekabeti önemli ölçüde şekillendirebilir. Fakat, Çin rekabeti iyice kızıştıracak önemli ve güçlü adımlar atacak mı, bu halen bir merak konusu.

Diğer yazıları

Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi – Alp Altınörs

Seçim sonuçları, Türkiye’nin 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü olduğunu...

Emperyalist ülkelerin artan militarizasyonu – Prabhat Patnaik

Neoliberal kapitalizmin krizinden dolayı köşeye sıkışan emperyalizmin üçüncü dünyayı...

Yeni ABD müdahaleciliği ve Venezuela – Ertan Erol

Nobel Barış Ödülü sahibi ve bugün için Venezuela muhalefetinin...

MHP’yi anlama kılavuzu – Onur Alp Yılmaz

Ak Parti, 2000’lerin başında Türk siyasetinin mayınlı alanlarını ardı...

Yeni ABD müdahaleciliği ve Venezuela – Ertan Erol

Nobel Barış Ödülü sahibi ve bugün için Venezuela muhalefetinin...
4,134BeğenenlerBeğen
942TakipçilerTakip Et
4,079TakipçilerTakip Et
722AboneAbone Ol

Son eklenenler

Trump’ın petrol savaşlarında yeni hedef: Nijerya – Kavel Alpaslan

Görünüşe göre yakın gelecek, çok daha cüretkâr emperyalist müdahalelerin...

Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi – Alp Altınörs

Seçim sonuçları, Türkiye’nin 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü olduğunu...

Emperyalist ülkelerin artan militarizasyonu – Prabhat Patnaik

Neoliberal kapitalizmin krizinden dolayı köşeye sıkışan emperyalizmin üçüncü dünyayı...

Öngörüleri haklı çıkan taksim aleyhtarı bir lider: Dr. İhsan Ali – Ahmet An

Yurdu Kıbrıs için yüreği sevgi dolu bir yaşam süren...

Haydi bakalım: mübarek günde önümüze gelenlerle – Özkan Yıkıcı

Gün Cuma.. dine göre tabi ki Müslümanlığa anlayış bakımından...

Siyaset kapanından iki tutsaklık davranışı – Özkan Yıkıcı

Genelde hele de günümüzde egemen siyaset karşıtları için iki...

Dünyanın ‘felaket hali’ ve sosyalizme duyulan ihtiyaç – Yücel Özdemir

Hem dün Katar’ın başkenti Doha’da sona eren üç günlük...

‘Demokratik Sosyalist’ Mamdani New York’u kazandı; şimdi ne olacak? – Aras Coşkuntuncel

Salı günü “Demokratik Sosyalist” etiketiyle seçimlere giren Zohran Mamdani,...

Canlı yayın