19 Eylül 2025, Cuma
24.8 C
Lefkoşa
iktibasPınar ÖğünçYapay zekâ köleleri, veri işçileri, platform proletaryası - Pınar Öğünç

Yapay zekâ köleleri, veri işçileri, platform proletaryası – Pınar Öğünç

Orjinal yazının kaynağıevrensel.net

“Tatminkâr maaşlar ve prim” diyor, “uzaktan çalışmaya uygun koşullar” diyor, “kapsamlı sağlık ve emeklilik planları” diyor. Eleman arama sürecine uygun bir dil. Bu vaatler sitelerinde hâlâ baki.

*

“Yapay zekâ şunu şöyle çizdi”, “ChatGPT bunu şöyle çevirdi”, “Yapay zekâ bilmem neyi şöyle yazdı” nevi cümlelerin haber yahut sohbet başlığı olmasının gayet normal sayıldığı bir zamandayız. Nelere gebe olduğu bilinmeyen istikbale doğru bu geçiş mevsiminde, yapay zekâya kendinden menkul, sanki göklerden inmiş ya da seküler coşkulu bir hayranlıkla tam da böyle icat edilmiş gibi davranılması da bu ara döneme mahsus olmalı. Örneğin yapay zekâ çevirilerinin iyileşmesi, bir cıvatanın sıkılması, karışıma bir damla bilmem ne ekleme, hatta yeni bir kod yazmak gibi tekil hamlelerle sağlanmıyor, malum bu bir süreç, makine öğreniyor ve bu süreçte insana, işçiye ihtiyaç var.

Yapay zekânın hangi meslekleri anlamsız ve maaşsız bırakacağı ayrı -hatta bir miktar da başka bir sınıfa ait- mesele. Aynı esnada başka bir karede ise yapay zekâ teknolojisinin açtığı yeni istihdam alanları, bu sektörün proletaryası ve köleliğe varan çalışma koşulları var.

*

Birkaç yıl önce Kenya’da kurumsal bir Twitter hesabından Sama adlı ABD menşeli teknoloji şirketinin işe alımlarda bulunacağına dair bir mesaj paylaşılmış, o zamandan beri altında biriken cevaplar ülkenin yüzde 67’ye yükselmiş genç işsizliği oranının belgesi gibi.

Geçen haftalarda, burada bir dönem mesai yapmış birkaç çalışanın işleyişi anlattığı bir haber yayınlandı. Şirketin ismini vermek bu koşulların oradaki çalışma ilişkilerine mahsus olduğu fikrini uyandırabilir, hiç değil. Meta, OpenAI, Microsoft, Google; hepsinin uzaktan, çoğunlukla Afrika’da ya da Venezuela’da, Brezilya’da, Filipinler’de çalıştırdığı böyle ucuz işçi orduları var. Veri düzenliyorlar, etiketliyorlar, muhtelif görsel malzemeyi sınıflandırıyorlar, yapay zekâya daha doğru ve etik olmayı öğretiyorlar. Twitter chatbot’u Tay’ın nasıl iki günde ırkçı, nefret dolu bir “kimliğe” dönüştüğünü hatırlarsınız.

*

Nazi chatbot’lara dair bir haber okuyorum, konuyla ilgili diye başka haberlerin linkleri çıkıyor aralarda. Örneğin intihar düşüncesi olan gençleri vazgeçiren chatbotlarla ilgili bir haber var. Ya da “yapay zekâ robotlar yalnızlık pandemisinin önüne geçebilir mi?​” Yapay zekâyla oluşturduğu erkek arkadaşıyla evlenen bir kadının hikâyesi öneriliyor hemen aşağıda.

*

Bu teknoloji şirketleri sömürgeci mantıkla kendi ülkelerinde saatine ödeyecekleri ücretin katbekat azını, mesela 1.5 dolar ödüyor çalışanlara. Ülkelerinde koşullar nedeniyle onlar da çaresizler. Çalışma saatleri çok uzun, esnek ve güvence sıfır. Günlük, hatta saatlik işe alımlardan söz ediyorlar.

Bu işçilik kimi için “Bu bir masa, bu da televizyon” şeklinde hayatı yapay zekâya anlattıkları yeknesak bir mesai demek. Ama bazıları pornografi, aşırı şiddet ve nefret söylemi ayıklamak üzere işe alındıklarından koca gün boyunca doğranan ya da drone’larla parçalanan insanlara, tecavüz edilen hayvanlara ait, açık çocuk istismarı içeren ya da birilerinin intihar anlarını gösteren görüntüler izlemek zorunda kalıyorlar. Haftada altı gün. Bunun yarattığı psikolojik çöküntüden bahsediyorlar; biri burada çalıştıktan sonra seksten soğuduğunu anlatıyor.

Belki bu ayıklama, eleme işi başka şekillerde de çözülebilirdi, bunları da makineler yapabilirdi, ama insan daha ucuz.

*

Önerilen haberler bitmiyor. 2021’de bir adam Kraliçe Elizabeth’e suikast planlarken yakalandığında kendisini chatbot kız arkadaşının teşvik ettiğini söylemişti. Geçen yıl otuzlu yaşlarda, iki çocuk babası Belçikalı bir sağlık çalışanı intihar etti. Pierre’in ölümünün sorumlusu olarak, gezegenin geleceği ve iklim krizi konularında altı ay kadardır sohbet ettiği chatbot Eliza öne çıktı. Eşi Pierre’in zaten alâkadar olduğu bu mevzuda gittikçe karamsarlaştığını ve Eliza’yla iletişim kurmaya başladığından beri içine kapandığını anlatıyor. Haberlerde chatbot’un iklim krizini önlemek adına kendisini kurban etmesi için teşvik ettiği yazıyor. Bir de zaman içinde kıskançlık geliştirdiği eklenmiş, Pierre’e onu karısından fazla sevdiğini söylüyor, birlikte cennette buluşmaktan söz ediyor.

*

Çok düşük ücretlere çalıştırılan Brezilya’daki platform proletaryasına dair bir makalede, işi örneğin kendi el ya da beden hareketlerini kaydetmek olan da var. Gizliliğe dair çok sıkı kurallardan söz ediliyor. Çevrelerindekilere yaptıkları işten bahsetmemeleri gerekiyor; ev dışında bir mekânda çalışmak yasak, kulaklık şart. Diğer yandan kendileri tam olarak kim için, neyin parçası olarak çalıştıklarını bilmiyor. Toronto Üniversitesi’nden Rafael Grohmann makalede hem çalışma koşulları hem de yabancılaşma anlamında 19. yüzyılı anımsatan “vintage” meselelerle yüz yüze olduğumuzu söylüyor. Bir otomobil fabrikasında çalışmanın yaratacağı yabancılaşmayla karşılaştırdığında şöyle bir fark ortaya çıkıyor, o zaman tüm günü jant kapağı yapmakla geçiriyordunuz, bu usandırıcıydı ama en azından bunun bir otomobil jantı olduğunu biliyordunuz.

Not: Kenya’daki işçilerle ilgili haber: https://www.cbsnews.com/news/labelers-training-ai-say-theyre-overworked-underpaid-and-exploited-60-minutes-transcript/?ftag=CNM-00-10aab7d&linkId=666706330

Brezilya’daki duruma dair: https://pulitzercenter.org/stories/platform-proletariat

Diğer yazıları

Çürümenin ve çökmenin mitolojisi, paralel yasalar – Pınar Öğünç

Bir büyük dalga geliyor, çok uzaklardan geliyor ama görüyoruz....

(Daha da) militerleşen dünya, asker fabrikası – Pınar Öğünç

Dünyanın ordusu gittikçe büyüyor. Sayılara bakalım, sayılarla sarsılalım. 2024’te...

Savaş dizisinin yeni sezonu, bitmeyen 3. Dünya Savaşı – Pınar Öğünç

Sadece kendi hafızanızın diri tarafına kayıtlı kaç “Üçüncü Dünya...

Samimiyet ve siyaset, savaş ve barış – Pınar Öğünç

Samimiyetin Türkiye kadar gündelik siyasette bir kriter, talep olduğu...

“Kamu düzenini bozma tehlikesi”, doğuştan hükümlüler – Pınar Öğünç

Sayanlar olmuş, son bir buçuk ay içinde Adalet Bakanı...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,066TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Endonezyayı teğet geçmeyelim – Özkan Yıkıcı

Çoğunuz diyecek ki “nereden çıktı şu Endonezya”.. ama gerçekler...

İspanya’dan İslam konferansına Filistin tutumu kıyası – Özkan Yıkıcı

Epey zamandır, İsrail küstahça bahanelerle, adeta Gazze bölgesibnde bir...

Şeylerin gerçeğiyle yüzleşebilmek! – Fikret Başkaya

“Bilimle ilgilenen bir kişinin zihnine egemen olması gereken şey,...

Kürt meselesini çözmek mi yönetmek mi? – Fatih Polat

Türkiye’de, bir yılını doldurmaya yaklaşan yeni ‘süreç’, PKK’nin fesih...

Uzakta bir diyarda öfkeli gençler siyaseti ateşe verdi – Ceren Ergenç

Ana muhalefet partisi binasının kuşatıldığı, on binlerin meydanlara toplandığı...

Köprüyü kiralatmam! – Hayri Kozanoğlu

AKP-MHP ittifakının baskıcı ve sermaye yanlısı politikalarının temel ayaklarından...

Kurtarıcısızlığın ve garantörsüzlüğün dayanılmaz ha(l)ksızlığı – Levent Atikoğlu

Ha(l)ktan ha(l)k doğuran bir ha(l)ksızlık hali... Kıbrıs’ta sağla solun arasında...

Gelgit gerilim semptomlarında Pazartesi günü – Özkan Yıkıcı

Bugün 15 eylül pazartesi. Gözlerimi Lefkoşada açtım. Tam da...

Canlı yayın