17 Eylül 2025, Çarşamba
16.8 C
Lefkoşa
yaklaşımlarÖzkan YıkıcıÇılgın Trump’la başladı, stratejik fırsata geldi! – Özkan Yıkıcı

Çılgın Trump’la başladı, stratejik fırsata geldi! – Özkan Yıkıcı

Başlık, benim buluşum değildir. Öncelikle bunu itiraf edip, yaratan köşe yazarına ayit oluşunu belirtecem. Cumhuriyet gazetesi Köşe Yazarı ve benim sürekli okudğum Ceyda Karanın Cuma günkü makalesinden seçilen cümle olarak başlığa uygun bulundu. Ceyda, aslında Trump olayını gayet mükemel yorumladı. Rusya dossluğundan, Natoyu küçümseyip miyadını dolduruşu, Çine bakışı gibi önemli görüşlerinden nasıl kısa zamanda tersin dönüldüğünün, imgesi olarak ilgili kelimeler sıralandı. Nede güzel yakıştı? “Çılgın Trumpla başlayıp, stratejik fırsata geldi”! Gerçekten öyle bir noktaya tersten geldi ki, kendi çelişkili uçurum söylemleri, hala belirli ABD yurtaşlarının dahi Hitler Trump benzetmesinin nedenli çakıştığı noktasını gösermektedir. Öyle gösterdi ki tarihi bildik Kimyasal silahlar sahnemeleri ile algı operasyon kamauoyu oluşturma hızı birlikte işledi.

Devamı var; Akabayın de yazdığı gibi “Atılan füzleler, salt Suriye ile kalınmıyor* irana, K. Koreye de mesaj veriyor”! Hele Afkanisan kırsalına hem de öyle gerekçe fazla yokken atılan, nükler bonba dışındaki, en büyük tonlarca olan bonbanın atılma gerekçesi de dendiği gibi birkaçyüz IŞİD lı için değildi. Önemli Stratejik mesajlar vardı. Tıpkı daha sorgulanmadan hemen önce duyulan, ardından hemen suçlanan, B.M. kararı olmadan, Senatosuna sormadan idlipe gönderilen kocaman füzlerin de anlamı malum. Unutmadık ve yeri geldikçe kulağa küpe olsun diye Karandan, yIldızoğluna, Kozanoğlundan Varlığa birçok önemli köşe yazaları durmadan belirtiyor. Yine ayni öykü sahnelelip, sadece alanı değiştirip, sahneye konuldu. Ama adına da ne tuhaf ki “demokratiklik ve özgürlük adına” konuluyor. Tarihi asırlar öncesinden Sokratesi dahi dahi isyan etirecek yalanlarla örülünüyor!

Bu olaylar, ayni zamanda çok çeşitli mesajlar veriyor. ABD devlet içi ve sermaye kesimleri arası mücadelenin, nasıl pratikle değiştirildiğini kanıtlıyor. Ayni kural la konulan kendi hukuki ve işleğiş ilişkilerine de yeri geldiğinde önem verilmediğini de kafasını kuma gömenlre dahi anlatıyor. Tabi mükemel parasal ilişkiler ve çıkarlar yoksa!****

Dedik ya, bu gelişmeler, birilerini de beyinsel etkileyerek, geçmişten birçok anımsatma yazmaya da teşvik eder. Bunalrdan Birisi de İngiliz Gardiyan gazetesinde Mustafa Beyhumi olmaktadır. Tamda Türkiyelik referandum bileşkesi yapılacak bilgidir. Bunun önemli Kısmını da Cenk Akabay Sendika Org ta yazdı. Beyumi şunu anımsatı: Gelişmiş Kapitalist ülkelerin, mandalaştırdığı, sömürgeleştirdiği ülkelerde, hertürlü deneğimi yaptığını tekrarladı. Seçtiği örnek ise tarihi tam anımsanacak olaydı! 1 Asır öncesi ırak topraklarında yaşanan ve İngiliz emperyalistlerin zehirli gazlarla bu isyanı nasıl bastırdığını yazdı. Ozamanki Çörçülün dahi “bunun uygar olmayan toplamlara uygulanabileceğini ve başarılı olduğunu” söylemesini de ekledi. Biliyoruz ki sistem kesimi bize hep Çörçilin “demokrat imge” olarak kavratıyorlar. İşte bu Çörçil, ırakta kulanılan zehirli gazların normal olduğunu “uygar olmayan toplumlar” imgesini vurgulayarak haklılığını anlatıyor. Hemen aklımıza günümüzde ABD tersinden ırakta kimyasal silahlar var diye işkal edişini de eklersek, sisemin çirkin politikalarında kıyas yapmanıza yardımcı olacaktır.

Birileriniz soracak; neden Türkiye ile alakası var diyorsun? Anımsatalım: TC kurulduktan sonra bazı kesimler Türkiyenin Musul ve Kerkük için ingiltereye savaş ilan edip, buralarını işkal etmesini savunuyordu! Günümüzde ayni eleştirileri özellikle Yeni Osmanlı heveslileri hala yapıyor. Atatürk de bu şehirleri istiyordu. Hat ta; Milli Misaka da koydu. Ama koşullar bunu yapmaya yetmedi. Lozan anlaşmasını imzaladı. Yine mecliste bunu dilendirenlere direk olarak Savaş ilanının yapılmasını savunup savunmadıklarını da açık dil ile sordu. Çünkü Türkiyenin o dönemki aklı başında olan insanlar şunu yaşayıp, gördü! Irakta birleşerek, bağımsızlık için ayaklanınca, İngiltere baktı ki karaya asker koyup, onlarla savaşınca, kayıpları olacaktı! Bunun üzerine, ilgili tarihte güçlü olan ve ötekilerinde olmayan hava gücünü kulandı. Yerlebir yaptı. Gerektiğinde, isyanı kırmak için de zahirli gazlar kulandı. Taş üstüne taş brakmadı. Bunu okuyan Kemalistler, zaten ingiltereye karşı Savaşacak artık takat kalmazken, onların korkunç hava gücüne de karşı koyacak güç yoktu. Resmen zaten uzun zamandır süren savaşla kırılan halka yeni bir felaket dışında bir şey kazandırmayacağını da anladılar. Ancak, gerçekler konuşulmadığı için ve fetihcilikle hala Osmanlıcılık ruhu ve Pantürkizim ırkçılığı devam etme etkisi sonucu, bu yanlışlar ve net bilimmselik olmadığın için hep gündeme taşınıyor.****

Şimdi dünya Trumpu konuşuyor. Aramızdan da epey kesim ondan “barış ve demokrasi” bekliyor. Kendi ülkesindeki danışma ve bilgi vermeği dahi kulanmayan Trumptan bizim aşkımızla uygulayacağı umutları saçılıyor. Trump ise karşıtlarını da memnun edip, başkanlığa tam yerleşme adına da askeri sermaye ile istihbarat ağıyla saldırıda ve savaşta buluştu! Büyük Amerikanın fitilini çekti. Suriye Füzelerle, afkanistan en büyük nükler olmayan bonba ile bu karşılamanın tanıkları oldu. Mesaj, iran ve K. Koreye de verildi! Birinci ve ikinci paylaşım savaşları yaşandı. Ozaman dahi insanlar sokaklarda bunu protestolarla eengelemeğe uğraştı. Yapılan can alıcı yerlerdeki hatalar, genel savaşa dek uzandı. Şimdi, Suriyede tartışılır olan ve sonunda ters çıkan provakasyonlara rağmen, aynen tekrar düşülmesi de düşündürücüdür. Daha dün eyer Doğu Gutada olanları beklemeyip kendi yandaşlara Obama inansaydı, çoktan Suriye içlerine girecekti! Oysa Doğu Guta bölgesindeki kimyasaları resmen cihatcıların kulandığı, bizat B.M. araştırmacılarını engeleyerek onlar kanıtladı. Ama hala resmi medya ne diyor: “Suriyede Esatın kulandığı kimyasallar”!

Yeni bir döneme sıçrıyoruz. ABD resmen daha direk askeri müdahale işdahına girdi. Amerikalılar eyer bu politikasının acılarını hisetmeden, bedel ödemeden, neyazık ki gereken fren yapılamıyocak. Şimdilik Asyalı, Afrikalı ve Avrupalılar son dönemde bunun korkularını yaşamakla durumlar arasında savruluyorlar. Trumpa herkes çılgın diyordu. Ne yapacağı belli değil denilirdi! Amerikanın Hitleri dahi diyenler vardı. Ama unutuyorduk ki öteki Klinton kesimi de güvercin değildi. Sandırsı ekarte ederkenki oyunu ve braktığı mirasla destekleyenleri de malunken, dahi hala kafalar değişmedi! Onlar da nükler sınırlı silah kulanımından açıkca sözler ediyorlardı. Şimdi engel koymak istedikleri Trumpunn Rus seçkisi oluyordu. Kisincırın doktrininde şu temel önemdeki ilkesi vardı: Rusya ile Çin birlikte düşman edilemez. Başedilmez. Ekonomik olarak güçlü olanı öne almalıyız. Yetmişlerde Kisincır buna dayanarak Mao ile anlaştı! Şimdi ise ekonomik olarak Çin güçlü olup birinci sıraya yerleşme konumunda. ABD stratejisyenler ide çizdikleri uzun vadeli planda, Çinin etrafını kuşatarak düşürtmektir! İnanmayan doksanlardaki Avrasya stratejisi ile ikibineli yılındaki Çin kuşatma hesabına bakabilir.

Kıssaca; Trumpa Çılgınlık ve bilinmez denilip, hep eleştirildi. Füzeleri yağdırınca, savaş krizini büyültükçe, gereksiz yere Afkanistanda en büyük nükler olmayan bonbayı kulanınca, işler yoluna girdi. Dil değişti ve krizle kağosa giren yandaşlar, hemen güce tapan aklı işletmeğe başladı. Ama kimse merak etmesin! Kıbrısda bu kafalardan barış bekleyip fon kapmaya oldukça fazla kesim de mevcut. Bakalım, karanlık dünyada ışık yokken, güneş gördüklerini söyleyenlerin paranoyası ne zamana dek sürecek?

Diğer yazıları

Gelgit gerilim semptomlarında Pazartesi günü – Özkan Yıkıcı

Bugün 15 eylül pazartesi. Gözlerimi Lefkoşada açtım. Tam da...

Güncel Nepal’den, K. Kıbrıs hatırasına – Özkan Yıkıcı

Son hafta içinde, alışılmamış bir ülke adı sık sık...

Acayiplikler normalleşirse, bir tuhaflık yok mu? – Özkan Yıkıcı

İnsan yaşananları heran tekrarlarsa, birgün gelir anormal dediklerini bizat...

Yabancılaşma ile karışmaların saydamlaşması – Özkan Yıkıcı

Perşenbe günü, genelde dışarı çıkmadım. Öğleden sonra, bir arkadaşımla...

İki güne sığdırılan yakın tarihin günümüze uzanan yolları – Özkan Yıkıcı

Bugün 12 eylül.. dün 11 eylül. İki gün salt...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,052TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Şeylerin gerçeğiyle yüzleşebilmek! – Fikret Başkaya

“Bilimle ilgilenen bir kişinin zihnine egemen olması gereken şey,...

Kürt meselesini çözmek mi yönetmek mi? – Fatih Polat

Türkiye’de, bir yılını doldurmaya yaklaşan yeni ‘süreç’, PKK’nin fesih...

Uzakta bir diyarda öfkeli gençler siyaseti ateşe verdi – Ceren Ergenç

Ana muhalefet partisi binasının kuşatıldığı, on binlerin meydanlara toplandığı...

Köprüyü kiralatmam! – Hayri Kozanoğlu

AKP-MHP ittifakının baskıcı ve sermaye yanlısı politikalarının temel ayaklarından...

Kurtarıcısızlığın ve garantörsüzlüğün dayanılmaz ha(l)ksızlığı – Levent Atikoğlu

Ha(l)ktan ha(l)k doğuran bir ha(l)ksızlık hali... Kıbrıs’ta sağla solun arasında...

Gelgit gerilim semptomlarında Pazartesi günü – Özkan Yıkıcı

Bugün 15 eylül pazartesi. Gözlerimi Lefkoşada açtım. Tam da...

Darbecilere af yok – Ertan Erol

Brezilya Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz hafta Eski Devlet Başkanı Jair...

Sınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı – Fehim Taştekin

7 Ekim 2023’ten bu yana sahnelenen güç oyunları, bölgesel...

Canlı yayın