28 Ağustos 2025, Perşembe
31.8 C
Lefkoşa
yaklaşımlarÖzkan YıkıcıÇelişkilerle örülü peşpeşe yaşananlar yumağı - Özkan Yıkıcı

Çelişkilerle örülü peşpeşe yaşananlar yumağı – Özkan Yıkıcı

Yaklaşık birbuçuk gündür, resmen internet işkencesi yaşıyorum. Teknolojik adıyla gelişkimlik ile uygulamadaki geri kalmışlığın bassit yaşam tarzıyla başbaşa kaldım. Burası K. Kıbrıs.. en pahalı interneti yaşamamıza rağmen, en sorunlu olanı ve olmaması gerekeni de kolayca karşımızda bulma “lüksümüz” vardır. Teknolojik gelişmenin geri kalmışlık sendromunda debelenip durdum.

Halbuki gelişmeler epey karışıktı. K. Kıbrısta da kendi gerçeği ile kaçışların uçuştuğu dönemdi. Ama ben tam birkaç makale ile yazmayı düşünürken de birden internete ulaşamama noktasında olduğumu anladım. Sıcağın vjuruşuyla da sinir uçlarıma dek tepkisi derinleşti. Ama yapacak pek bir şey de yoktu. dünya ise dönüyordu. Hele de Ortadoğu ve daha özgün Türkiyede de adeta sıcakta buharlaşan politik arena dönüşümlerine tanık oluyordu..

pKK sembolik silah brakışını gerçekleştirdi. CHP yönelik operasyonlar tırmandırıldı. Mitinkler ise daha bir hızla sürüyor. Ekonomik kriz derinleşmesine rağmen gündemleşmeme sıkıntısı sendromunu yaşıyor. Bunlara ek resmen simgesel öneme sahip olaylar da oldu. Bunlardan biri de Manavgataki baklava hikayesi idi. Peşpeşe haberler uçuşuyordu.

Doğu komşumuzda ise Azerbeeycana uğrayan genişlemeler yaşandı. Amerikan kişisi kimine göre Türkiyedeki elçi kimine göre de aslında Suriye politikasındaki belirleyici politikacısı ise Suriyeden mesajlar veriyordu. Tabi ki Gazze katliyamı artık normalin çok altına düşürtüldü. Yardım almaya giden Filistinlileri, çoluk çocuk demeden tarayan İsrail gerçeği dahi haber niteliğinden çıkarıldı. Daha sayacak çok peşpeşe gelen bilgiler vardı. Ortadoğu kaynıyor. Öyle kaynıyor ki sımırlar oynuyor dileyen gelip eğer gücü varsa birşeyler yağmalayarak kalıcılaşıyordu.

Tüm bunlar yaşanırken de bunları aktaracak bilgisayar cihazıma baş vurunca, internet yok karşılığı ile kendimi buluyordum. Sonunda birbuçuk gün sonra, cumartesi gece hafif hafif basmakla meşkulken, uğraşlarla birlikte internete ulaştım!

****

İnterneti açıp da fırsatı kolayıp makale yazmaya başlarken, elim televizyon kumandasına geldi. İlke tv ve Tele 1 kanalarına geçtim. Birinde Öcalan ağırlıklı yakılan silahlar haberleştirip etrafında dolaşırken, ötekinde Tele 1 ise Malatyadaki CHP mitingini canlı yayınlıyordu. Lideri ise meşur son anda ortaya çıkan “baklava” hikayesini anlatıyordu. Bunlar bir anlamda Türkiye gerçeği kadar, ayni zamanda Kürt konumuyla Ortadoğu fay hatlarındaki dolaşımla, kırılma arayan hamleleri anlatıyordu.

Yeniden tekrarlayacam: PKK silah brakışı öyle kısa ifadeşerşe amşatılacak durum değildir. Sadece şu Öcalan Bahçeli yeni göndermeler dahi dün söylense suç olan konumların şimdi siyasal “yıldızlaşma” derecesinde kıvam bulmasıdır. Hele Ruhşen Çakırın Medya Sgoptaki haberiyle Öcalanın Bahçeliğe Atatürkten sonra en önemli lider demesi de birçok soru ile şaşkınlığın adayılığından da öteye birşeydir.

Yeniden belirtelim: özellikle Türkiye devleti ve PKK arasındaki son yaşananların somut sonuçları hala elimizde yok. Birçok gelişmeleri verilen demeçlerle anlıyoruz. Ama nereye dek anlaşıldığı ve beraberindeki sonuçlar hala karanlıkta. Ama Türkiye devlet gerçeği rejimdeki oynayan hatlar, yeni itifak ekseni ile Ortadoğu hesaplarının hepsi bu son tavrın içinde olduğu da kesindir. Hele yükseksen derece kelimesi bile hafif kalacak laflar da adeta kuşkuları ile merakları karmakarışık yaptı. Ama şu net: ootoriter rejim ile barış birlikte yürümez. Üstelik bir yanda PKK ekseninde olanlar, öte tarafta ise artan askılarla öylesine açık şekliyle “yasa masa, anayasa falan” resmen yönetim tarafından kabul edilmeme tutumları da haykırma derecesini çoktan aşmışken.

Yine de gelişme önemli. Ama sürpriz olmayan bir Öcalan da var. hatırlayın seçimler döneminde imralıdan getirilen mektuba.. onun için birçok tabulaştırıp ters işletilen idolojik duruşlar dahi yerlebir oldu. Dün sırf suçlamak için PKK işbilikçi suç uydurma durumu yaşanırken, şimdi kurucu önder Apo noktasına sanki hiçbirşey olmamış gibi yaşanıyor. Ama net olan şu: taşlar oynayacak. İtifaklar zorlanacak. Yeni koşullardan faydalanma gerçekleştirilme peşinde. Nitekim salt Türkiye değil PKK konusu tartışılırken Suriyeden başlanıp irana dek ulaşılan yeni coğrafya gerçeği sırıtıyor. Amerikanın tutumu, bölge ülkelerinin hesabı, israilin itifakcı aramasına dek ne ararsanız var. ama olan şu net konusu var: Türkiyede belediye başkanı dahi binbir buluşlu kuyudan çıkarılan bir şöylesi eski durumla tutuklanıyorken, şimdi tam tersi barış hikayesine dönüşülüyor. Hatırlayın ikibinonbeşi: başta Kemalistler demirtaşı Erdoğanı başkan yaptıracak diye suçluyordu. Demirtaş ısrarla başkanlık rejimine karşı olduğunu açıklıyordu. Sonuçta bir anlaşma metni çıktı. Bu okundu. Ancak, Demirtaş “seni başkan yaptırmayacağım” dediği için tüm toparlana gelişmeler bir anda sıfırlandı. Demirtaş da hapisane yoluna düştü. O dönem de bazı Öcalan durumları sorgulanıyordu. Ama başta Kürtler de çok kızıyordu..

Şimdi yine yeni bir dönem deniliyor. Birden Bahçeli en önemli ikinci lider, Öcalan kurucu lider oldu. Erdoğan sanki kendi döneminde olmamış gibi birçok yaşanan zülmü isimlendiriyor. Fakat elimizde bir anlaşılan metin yok. Dahası açıkça kanıtlanan Öcalanla görüşmeler dahi söylenmiyor. İmralı ilişkileri dışarda Kürt belediye yetkilileri kürt olmaktan dolayı tutuklanırken, görüşmeler de oluyordu. Hat da iletişimler de Kandilden Avrupaya olduğu tahminleri de kuvetli bulguları vardır. Bunlar dahi söylenmiyor. Sanki bir çağrı ve silah brakmaymış gibi sunuluyor. Ama öte yandan da rejim baskılarla ana muhalefeti susturma veya kendi çizgisine çekmeğe uğraşılıyor.

Nedense bu gelişmeler K. Kıbrısta hala konuşulmuyor. Üstelik önümüzdeki haftada hesapta toplum liderleri zirvesinin de olacağı beklentisi varken. Ortadoğuda iki konu bölgeseldir. Filistin ve Kürt sorunları. Filistin sorununda ihale israile brakıldı. Gazzede olanlarla da mesaj net. Kürt konsunda dört devletle de alakalı durumlarla yaşanacak. Suriyedeki son yıların çıkışı ile genel PKK eksenli Türkiye denklemi olayların artık eskisi gibi olmayacağını işaret ediyor. Net olan, Ortadoğu en karanlık dönemini yaşıyor. Her devrilen veya değiştirilen rejim yerine en karanlık siyasal kesimler getiriliyor. Son Suriye olayı enson olanıdır. Sınır değişimi ve ayarlar, eşitdir demokratikleşme olmadığını da en dibimizdeki ırak Suriye gerçeğinde gördük. Şimdi PKK gelişmelerinde artık salt Türkiye değil bölgesel yeni denklemleri de gözlemek gerekir. Ayrıca herhalde Amerikasız ingilteresiz bu hamlelerin olduğunu düşünen yok. Gerçi, sistem öyle bir paradoksal paranoya yaratı ki net Amerikan hamleleri ve İngiltere siyasal oyunlarına rağmen, gelişmelerde bu ülkeleri sorunlara katmama kaçışındadır. Konu İngiltere olunca da adadaki üstler ve öteki istihbara rolü da elbet konuşturulmaz.

Kısaca, yaşanan gerçekler vardır. Bunlar artık açığa çıktı. Bunlar dahi deyerlendirmelerde gözetilmiyorsa, salt açıklama veya beklentilerle yetiniliyorsa, konunun kavratılması zor. Hele de son PKK durumunda olduğu gibi, elimizde anlaşma metni olmadan, salt hamlelerle yön bulmaya çalışırsak, bazı yetersizlikler olması kesin. Hele de uluslarası güçleri de bolca kulanırken en gerektiği anda kulanmama paradoksu da işin garnatürüdür.

Cuma cüma günü yeni hamlelerle siyasal khareketlik oluştu. Ama metin falan yok. Açıklamalar ise bildik gerçeklerin de gerisinde. İkili tutumlar da keskin. Hem açılım süreci denilior hem de baskılar artıyor. Hem yasal değişimler ihdiyacı hem de var olan anayasayı dahi tanımadığını en üst kesim söylemektedir. Bu karmaşada da Ortadoğu kaynıyor. Binbir patlamaya hazır sorun var.

Diğer yazıları

Oklar Hizbullah’a doğru yöneltilirken – Özkan Yıkıcı

Amerikanın yeni elçisi, ilginç diplomatik açılımlarla uğraşıyor. Aslında daha...

Amerika içlerine girerken – Özkan Yıkıcı

Genelikle, Amerikanın dış politikasıyla fazla ilgileniriz. Önemi şu: sistemin...

Kısır döngümüzde, seçim dönemine girerken – Özkan Yıkıcı

Her seçim sürecine girerken, şu veya bu şekilde ayni...

Holanda gelişmeleri ile krizler çağrışımları – Özkan Yıkıcı

Kapitalist sistem içinde, size birileri insan hakları veya demokratik...

Gazze soykırım, katliamlı ilhaklaşmadan, Azerbaycan tutumuna Ortadoğu – Özkan Yıkıcı

Artık çoğu gelişmeleri haber dahi yapılmıyor. Hele de sıcak...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,050TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

İlber Ortaylı’nın önerisi üzerine bazı sorular – Yetvart Danzikyan

Bu satırları okuyunca insanın aklına başka fikirler de üşüşüyor....

Geri çağırma hakkının ilk adresi: Paris Komünü – Kavel Alpaslan

Bir makama halk oylaması ile seçilen bir kişi görevini...

Hırıltı ile mizah arasında hırs: aynı amaca hizmet eden iki farklı dil – Levent Atikoğlu

Hırs, çoğu zaman ilerlemenin, başarmanın, hayatta iz bırakmanın önemli...

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Dönüş Mümkün Mü? – Şener Elcil

Londra Konferansı’na isteksizce giden Makarios, orada Kıbrıslı Türklere devlet görevlerinde...

Kıbrıs’ta işlenmiş olan suçlarla ilgili ‘evet, ama’ denilemez… – Mihalis Mihail

Kıbrıslırum araştırmacı yazar Mihalis Mihail, Kıbrıs’ta yakın tarihimizde işlenmiş...

Oklar Hizbullah’a doğru yöneltilirken – Özkan Yıkıcı

Amerikanın yeni elçisi, ilginç diplomatik açılımlarla uğraşıyor. Aslında daha...

Kaç Yüz Lazım? – Levent Atikoğlu

Politikanın yüzü yoktur derler. Oysa ben tam tersini düşünüyorum....

“Süreç”e vicdani retçilerin de sözleri var – Ercan Jan Aktaş

Ekim 2024 tarihinde başlayan, devlet/iktidar elitleri tarafından itina ile...

Canlı yayın