17 Eylül 2025, Çarşamba
16.8 C
Lefkoşa
iktibasKıvanç EliaçıkYapay zekanın ardındaki emek - Kıvanç Eliaçık

Yapay zekanın ardındaki emek – Kıvanç Eliaçık

Orjinal yazının kaynağıilketv.com.tr

Yapay zekâ (YZ), hayatımızın her alanına nüfuz ederken teknolojik bir devrim olarak pazarlanıyor. Ancak bu zekâ şimdilik ne yapay ne de zeki.

YZ işlemlerinin arkasında devasa veri havuzları, ölçülmesi zor enerji tüketimi ve görünmez kılınan insan emeği yatıyor. Teknoloji şirketleri, servetlerini sağlıksız ve tekinsiz koşullarda düşük ücretlerle çalışan işçilere borçludur.

Sihir değil makine parkuru

Silikon Vadisi yöneticileri, yapay zekâyı sihirli bir değnek gibi sunuyor: İnsanüstü işler yapan algoritmalar, sınırsız verimlilik ve yaratıcı çözümler… Ama YZ aslında bir mutfak robotu gibi çalışıyor. Haznesine koyduğunuz meyvelerin suyunu sıkıyor ve posasını çıkarıyor. Enerji, su, insan emeği, veri ve yaratıcı içerik sistematik bir şekilde emiliyor, sömürülüyor ve paketleniyor.

Uganda, Kenya veya Filipinler’de veri etiketleme merkezlerinde günde 14 saat çalışan gençler, Türkiye’de bir çağrı merkezinde travmatik videoları filtrelemeye çalışanlar, ABD’deki bir Amazon deposunda barkod okuyucuların peşinde koşan kuryeler veya Hindistan’daki içerik üreticileri ve YZ programlarının kullanıcıları, hepsi/hepimiz bu merdiven altı atölyenin görünmez işçileriyiz.

YZ’nin sadece yazılım veya kodlardan ibaret olmadığını anlamalıyız. Her işlem dizisi, her veri seti somut ve fiziksel altyapılarla destekleniyor: Su tüketen veri merkezleri, elektrikle çalışan sunucular, kimyasal madencilikle elde edilen çipler… Hepsinin çevreyi ve insan sağlığını tehdit eden maliyetleri var. Ekrana dokunurken bunu fark etmiyoruz.

Yeni bir sömürgecilik dalgası

YZ ve algoritma yönetimi, yalnızca teknolojinin getirdiği yeniliklerle sınırlı değil; aynı zamanda eski sömürgeci güç yapılarını da yeniden üretiyor. İngilizce bilen gençlerin ucuz iş gücü olarak Hindistan gibi eski sömürge ülkelerine yönlendirilmesi, tarihi bir sömürü düzeninin devamı niteliğinde. Batı’da tasarlanan yazılımlar, küresel Güney’de düşük ücretlerle ve yoğun sömürü koşulları altında çalışanlar tarafından hayata geçiriliyor. Teknoloji çağında bile demir ökçenin altında yaşıyoruz.

Bir yapay zekâ modelini eğitmek, büyük bir şehri günlerce aydınlatmaya yetecek enerji harcıyor. Son beş yılda Google’ın karbon emisyonları %50, Microsoft’un ise %30 arttı. Veri merkezleri, bazı ülkelerde toplam elektrik tüketiminin dörtte birini oluşturacak seviyelere ulaştı. Şirketler, bu devasa tüketimi “verimlilik artışı” söylemiyle gizlese de çevresel maliyetler her geçen gün artıyor.

Direniş ve alternatifler

Amazon grevleri, yapay zekânın nasıl bir emek sömürüsü üzerine kurulduğunu gösteriyor. Algoritmalar bazen sadece “verimliliği artırmak” için değil, işçilerin bir araya gelmesini zorlaştırmak için de kullanılıyor. Bu yüzden Amazon işçilerinin mücadelesi yalnızca bir grev değil; teknolojinin, robotların ve YZ sistemlerinin insan emeğini görünmez kılmaya çalıştığı bir dünyada, emeği yeniden görünür olma savaşıdır.

YZ’nin sömürücü ve çevreye zarar veren yapısını değiştirmek imkânsız değil. Hollywood Grevi ve Yazarlar Sendikası’nın (WGA) YZ teknolojisinin kullanılmasını düzenleyen toplu iş sözleşmesi, bu alanda önemli bir zafer olarak tarihe geçti. Oyuncular, müzisyenler ve senaristler grevlerle teknoloji şirketlerine kurallara uymaya ve yapay zekânın ardındaki emeğin ücretini ödemeye ikna ettiler.

Bazı işçiler kritik noktalarda çalışmayı durdurarak baskı oluşturuyor, bazı işçiler de şirketlerin ahlak kuralları benimsemesini talep ediyor. Bu mücadelenin başarıya ulaşması için sendikaların teknoloji politikalarına ağırlık vermesi gerekiyor.

Cizre’den silikon vadisine

Yapay zekâ, insan emeğini, çevreyi ve toplumsal adaleti tehdit etse de teknolojiyi hayatımızın bir parçası olarak kabul etmek kaçınılmaz görünüyor. Ama bu teknolojilerin nasıl ve kimin yararına kullanılacağını belirlemek elimizde. İşçiler, sendikalar ve toplumsal hareketler, yapay zekâ teknolojilerini insan emeği ve çevreyle uyumlu hale getirmek için mücadele ediyor.

YZ bir “kader” değil; insan emeği ve doğa pahasına inşa edilmiş, sömürüye dayalı bir sistem. Bunu değiştirmek ve daha adil, insan odaklı ve sürdürülebilir hale getirmek mümkün.

Bunun için emeği ve insan hikâyelerini yapay zekânın arka planından başrolüne taşımalıyız.

Yapay zekâ terbiyecilerine insanca bir yaşam istemeliyiz.

Bu köşede, Orta Doğu hakkında yazılar okumaya alışanlara kısa bir hatırlatma yaparak bitirelim: Yapay zekânın tarihsel kökleri Şırnaklı Ciziri ve Samsatlı Lûkîyan’ın yazılarında yatıyor… İnanmadıysanız, yapay zekâya sorun!

Diğer yazıları

Sular yükseliyor, sanık ayağa kalk! – Kıvanç Eliaçık

Birleşmiş Milletler’in en yüksek yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı (ICJ),...

İsrail için cezasızlık devri sona eriyor – Kıvanç Eliaçık

Kolombiya’nın başkenti Bogotá, Filistin mücadelesi ve dünya diplomasisi açısından tarihi...

Bask Ülkesi’nde barış ve stratejik sabır – Kıvanç Eliaçık

İspanya’nın kuzeydoğusundan Fransa’nın güneybatısına yayılan, dili ve kültürüyle başka...

Bizi bu havalar mahvetti – Kıvanç Eliaçık

“Beni bu havalar mahvetti, böyle havada istifa ettim, evkaftaki memuriyetimden”...

Barış sadece silahların susması değildir! – Kıvanç Eliaçık

Haziran ayının son günlerinde Avrupa, iki önemli toplantıya ev...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,052TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Şeylerin gerçeğiyle yüzleşebilmek! – Fikret Başkaya

“Bilimle ilgilenen bir kişinin zihnine egemen olması gereken şey,...

Kürt meselesini çözmek mi yönetmek mi? – Fatih Polat

Türkiye’de, bir yılını doldurmaya yaklaşan yeni ‘süreç’, PKK’nin fesih...

Uzakta bir diyarda öfkeli gençler siyaseti ateşe verdi – Ceren Ergenç

Ana muhalefet partisi binasının kuşatıldığı, on binlerin meydanlara toplandığı...

Köprüyü kiralatmam! – Hayri Kozanoğlu

AKP-MHP ittifakının baskıcı ve sermaye yanlısı politikalarının temel ayaklarından...

Kurtarıcısızlığın ve garantörsüzlüğün dayanılmaz ha(l)ksızlığı – Levent Atikoğlu

Ha(l)ktan ha(l)k doğuran bir ha(l)ksızlık hali... Kıbrıs’ta sağla solun arasında...

Gelgit gerilim semptomlarında Pazartesi günü – Özkan Yıkıcı

Bugün 15 eylül pazartesi. Gözlerimi Lefkoşada açtım. Tam da...

Darbecilere af yok – Ertan Erol

Brezilya Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz hafta Eski Devlet Başkanı Jair...

Sınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı – Fehim Taştekin

7 Ekim 2023’ten bu yana sahnelenen güç oyunları, bölgesel...

Canlı yayın