21 Ekim 2025, Salı
16.8 C
Lefkoşa
yazılarKıbrıs iktibasFederal kültürümüz için genel bir prova - Elias Demetriou

Federal kültürümüz için genel bir prova – Elias Demetriou

Orjinal yazının kaynağıozgurgazetekibris.com

İngiliz sömürgeciliği döneminden bu yana Kıbrıslılar ilk kez yerel seçim süreçlerine katılabildiler.

Elbette 19. yüzyılın sonlarında Kıbrıslılar adalarında egemen olarak oy kullanmıyorlardı. Üstelik kadınların ve toprak sahibi olmayanların oy hakkı yoktu.

Siyasi açıdan önemli olan, İngilizlerin uygulanan ayrımcı oylama sistemi aracılığıyla adanın iki temel toplumunun öncelikle sömürgeciliğe karşı ortak hedefler belirlemeyeceğini ummuş olmalarıydı.

Ancak 1931’de Yasama Konseyi‘nde İngiliz (atanmış) milletvekillerinin karşısında ilk kez Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk milletvekilleri yeni vergi paketine karşı ittifal yaptığında “böl ve yönet” politikası ciddi bir krizle karşı karşıya kaldı.

Ekim ayaklanmasından sonra İngilizler tüm seçim prosedürlerini ve Yasama Konseyi’ni kaldırdılar. Devamında da geri kalan karar alma organlarına, her toplumun seçkinleri arasından «akıllıca» seçilmiş bazı Kıbrıslıların atanmasını tercih ettiler.

Daha sonra İngilizler, sol sendikaların öncülüğünde iki toplumun emekçilerinin ortak mücadele vermesinden çok endişelendiler. Sendikalara ve bağlı örgütlere karşı operasyonlara EOKA ve TMT‘nin kurulmasından çok önce başladılar. Sınıf mücadeleleri iki toplumun temel ortak siyasi cephesini teşkil etti.

Bugüne kadar iki toplum arasında ortak çıkar alanının yaratılmasından korkanlar var. Örneğin 2008 yılında Hristofyas-Talat görüşmelerinde Cumhurbaşkanı’nı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nı toplumların birlikte seçmeleri yönündeki radikal fikir ortaya atıldığında, Yeşil Hat‘tın her iki tarafında da bundan rahatsız olan pek çok kişi vardı.

Çapraz oylama ve ağırlıklı oyla dönüşümlü Başkanlık fikri, geleceğin politikacılarının federal Kıbrıs’ta liderliğe gelebilmek için her iki toplumdan da oy almaları gerekeceği anlamına geliyordu.

Bu, uzun vadede federal devletin bütünlüğü için gerekli koşulları yaratırken, aynı zamanda siyasi eşitliğin de ifade edilmesini sağlayacaktı.

Ancak tüm siyasi kariyerleri tek boyutlu milliyetçi söylemlere dayanan ve diğer topluma söyleyecek hiçbir şeyi olmayan siyasetçiler böyle bir sistemde nasıl ayakta kalabilirler?

Derviş Eroğlu‘nun daha sonra hararetle bu yakınlaşmanın kaldırılması yönünde çağrıda bulunması hiç de tesadüf değildir.

Ve bugüne geldiğimizde, Kıbrıslıların ortak mücadelelerinden rahatsız olan aynı sesler, AKEL‘in 2019’da bir Kıbrıslı Türkü Avrupa Parlamentosu Milletvekili adayı olarak göstermesine ve bu adayın seçilmesine tepki gösterdiler.

Elbette günümüz koşullarında bir Kıbrıslı Türk Avrupa Parlamentosu Milletvekilinin seçilmesi, yeniden birleşmiş bir vatan çerçevesinde Kıbrıslı Türklerin iki milletvekiline sahip olma hakkının yerine geçmez.

Ancak Niyazi Kızılyürek‘in seçilmesi iki toplumun birlikte belirleyeceği ortak siyasi hedeflerin siyasi bir simgesini teşkil etti. Bu seçim, Kıbrıslıların kendi toplumsal kimliklerini koruyup ortak çıkarlar yaratabileceklerini gözler önüne serdi.

Aynı zamanda Kıbrıslıların kendi toplumsal kökenlerinin ötesinde çıkarları olduğunu da gösterdi. 2019’da binlerce Kıbrıslı Rum’un bir Kıbrıslı Türk adaya da oy vermesi ve sandığa giden Kıbrıslı Türklerin çoğunluğunun da Kıbrıslı Rum adayları seçmesi çok karakteristiktir.

Geleceğin Kıbrıslılarının, destekledikleri siyasal görüşlerin kendilerini temsil edecek kişilerin toplumsal kökenlerinden daha önemli olacağı bir siyasi kültürü geliştirebilecekleri de görüldü. Ve bu aynı zamanda herkesin toplumsal kimliğine tam saygının var olacağını da göstermektedir.

9 Haziran Avrupa Parlamentosu seçimleri geleceğimiz için istediğimiz federal kültürün genel bir provası olabilir. Kıbrıslı Türklerin seçimlere katılımı hem Kıbrıs’a hem de Avrupa’ya yönelik olarak verilecek siyasi mesajlar açısından belirleyicidir.

Diğer yazıları

Kıbrıs sorununda beş tane politika çelişkisi – Dionissis Dionissiu

Araştırmacı yazar, POLİTİS gazetesi yöneticisi Dionissis Dionissiu, Kıbrıs sorununda...

Son kez hoşçakal – Arda Arıkan

Henüz bir gün önce ona mesaj atmıştım. Uzun zamandır...

Unut unutma kapışması – Cemal Yıldırım

80 li yıllarda, Denktaş bir köy kahvesine gitmiş. Köylülerle...

Kıbrıs sorununun askerileştirilmesinin yarattığı tehlikeler… – Yuannis Tirkidis

(Kıbrıs Ekonomi Toplumu Başkanı ve Kıbrıs Bankası (Bank of...

Gökyüzü ikiye bölünmez – Arda Arıkan

21 Eylül Pazar günü, Uluslararası Barış Günü vesilesiyle Dayanışma...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,100TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Algısal Amerika’dan, pratikteki gerçek Amerika’ya – Özkan Yıkıcı

Trump ile ,ikinci dönem, oldukça hareketli geçti. Hele krizlere...

Kıbrıs’ta samimiyet ve cesaretin yeni dönemdeki sınavı – Levent Atikoğlu 

Türkiye’nin Kıbrıs politikasına yönelik en çok dile getirilen eleştirilerden...

Sıcağı sıcağına, sonlanan seçimler üzerine – Özkan Yıkıcı

K. Kıbrısta yeni bir seçimi daha sonlandırdık. Artık seçim...

Elementlerin akıbeti altın madeni pratiğinde gizli – Doğu Eroğlu

Şimdiye kadarki altın madenciliği karnemizden hareketle, NTE’leri çıkarıp zenginleşmeye...

Netameli bir maden: Nadir toprak elementleri – Mehmet Torun

Bu metallerin madenciliği büyük miktarda toksik atık üreten ağır...

Tanrı’nın Eli; Ölü Politikacılar Mezarlığı – Halil Karapaşaoğlu

Turhan Kaymak, Faiz Kaymak’ın torunudur. 13 Ekim 2025 tarihinde...

Trump ve Netanyahu’nun direnişi yok etme planı – Aras Coşkuntuncel

Trump’ın geçtiğimiz pazartesi günü Gazze’de savaşın sona erdiğini ilan...

Biyosfer ve Vernadsky – Deniz İpek

Emperyalist sistemde ABD ve Çin arasında başlayan ticaret savaşları,...

Canlı yayın