Gazze’de iki yıldır devam eden cehennemden beter günleri sona erdirme iddiasında olan bir plan ortaya çıktı. ABD Başkanı Trump’ın 20 maddelik barış planı! Plandan dolayı Arap ülkeleri memnun, Türkiye dahil bölge ülkeleri mutlu, Mahmut Abbas liderliğindeki Filistin yönetimi bile heyecanlı! Peki Gazzeliler ne alacak bu plan karşılığında? Hayatta kalacaklar, ama nasıl?
Sırayla gidelim ve kazananlar cephesinin durumuna bakmaya Amerikan Başkanı Trump ile başlayalım!
Trump ilk başkanlık döneminden beri Gazze’yi bir serbest ticaret bölgesi yapmayı kafasına koymuştu. O dönemde ‘yüzyılın planı’ gibi şaşaalı isimlerle bölge ülkelerini bu plana ikna etme görevi damadı Jared Kushner’e düşmüştü. Trump ne yaptı etti, sağını solunu biraz değiştirerek bu planı kabul ettirmeyi başardı. Şaka gibi ama değil, buz gibi bir gerçek; Trump barış getiren lider olarak Nobel almak istiyor. Bunun için de yapmayacağı şey yok. Barış planlarının içeriğinin ne olduğu önemli değil, tarafları eşit derecede temsil edip etmediği de sıkıcı detaylar Trump için. O, sadece kadim düşmanları barıştıran, ülkenin barış getiren lideri olarak tarihe geçmek istiyor!
Elbette ABD ve Başkanı Trump Gazze savaşını çok önce durdurabilirdi, İsrail’e baskı yapabilirdi, Netanyahu’ya açık destek vermeyi bile kesse Gazzeliler lehine sonuçları olabilirdi. Ama ne ABD devlet olarak ne de Trump başkan olarak bunu tercih etti.
Gazze’ye barış getireceği söylenen planın en büyük kazananı kesinlikle önce Netanyahu’nun kendisi ve sonra İsrail oldu/olacak. Çünkü;
-Gazze’deki savaş uzadıkça ekonomik ve insani maliyeti de artıyordu ve bu Netanyahu Hükümetine yönelik baskının da artmasına sebep oluyordu.
-Savaşın uzaması HAMAS’ın elindeki rehinelerin kurtulmasını garanti etmiyordu. Rehine yakınları bile Netanyahu’nun, savaşı, rehineleri için değil kendi bekası için uzattığını yüksek sesle söylemeye başlamıştı.
-Gazze’nin tamamen işgalinin önü açılmıştı açılmasına, ama 2 milyon 300 bin Gazzelinin en azından yarısının sürülmesi için bir ülke bulunamıyordu. İsrail resmi kaynakları inkar etse de Güney Sudan’dan Endonezya’ya kadar birçok ülkeye para, diplomatik avantajlar dahil teklifler de yapılmıştı ama kabul eden çıkmamıştı. İsrail, Gazze’nin açıldığı Mısır’a ait Sina Yarımadası’na bile göz dikmişti ne zamandır. Velhasıl İsrail hem Gazze işgalinden vazgeçmek zorunda kalmadı hem de Gazze’deki nüfusun seyreltilmesi zamana yayılmış oldu.
Trump sayesinde kazananlar listesinin ilk sıralarında yer alan bir diğer taraf Mısır. İsrail’in 2 milyondan fazla Gazzeliyi Mısır sınırına doğru itmeye başladığı aşikardı. Mısır tarafı sınıra 40 binden fazla asker ve ağır silah yığsa da “Yüz binlerce insan sınıra yığılırsa ateş açsak olmaz, bir şey yapmadan dursak olmaz” diye kara kara düşünmeye başlamıştı. Keza Müslüman Kardeşler’i terör örgütü sayan Sisi yönetiminin, örgütün Gazze kolu olarak kurulan HAMAS üyeleri dahil yüz binlerce insanın Sina’ya akmasından korktuğu da biliniyor. Sina’da örgütlenecek yeni İsrail karşıtı oluşumların Mısır toprakları üzerinden İsrail’e saldırmaları da Mısır-İsrail barış anlaşmasına büyük tehdit. Muhtemelen Trump-Netanyahu basın açıklaması ile birlikte Mısır Devlet Başkanı Sisi derin bir nefes almıştır.
Bölgedeki Arap ülkeleri de İsrail ile normalleşme sürecinin rayından çıkmasından hiç hoşnut değildi. Sonuçta yeni ticaret hatları, enerji boru hatları, ekonomik bölgelere dair projeler epeydir beklemedeydi. Yine Katar dışında Arap dünyasında HAMAS’a arka çıkmaya niyetli ülke olmadı. Filistin meselesini çok uzun süredir yük olarak gördüklerini de defalarca aktarmıştım bu köşede.
Türkiye dahil bazı ülkeler de savaş sonrası Gazze’de ve genel olarak İsrail-Filistin meselesi üzerinden bölgede nasıl rol alabileceğine dair yoğun çabalara girişmiş durumda.
20 maddelik plan ile birlikte Gazze’nin yeniden İngiliz mandası haline geldiğini söyleyenler var. Bence durum çok daha kötü. İngiliz mandası döneminde Filistinlilerin karşısında en azından bir devlet, açık bir muhatap vardı. Şimdi savaş sonrası Gazze’yi yönetmesi beklenen Barış komisyonunun başında Tony Blair var. Blair uzunca bir süredir ‘HAMAS’tan arındırılmış Gazze’de yapılması planlanan yatırımlara dair adı geçen isimlerden biriydi. Gazze’de Filistinlilerin karşısında görünürde Filistinli teknokratlardan oluşan bir geçici yönetim olsa da bunun arkasında İsrail dahil birçok ülkenin dahil olduğu bir yapı var. Bu yapının da sırtını dayadığı Blair gibi güçlü isimlerin yönettiği ekonomik çıkarlar koalisyonu! Yani Gazzeliler açısından ne pazarlık edecekleri bir muhatap var ne de şikayetlerini duyuracakları bir makam!
Bu yazı için Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin yönetiminden ve yönetime yakın tanıdığım neredeyse herkese ulaşmaya çalıştım. Normalde konuşkan olan bu insanlardan aramalarıma, mesajlarıma dönen olmadı. Tek sorum vardı: Hepsini anladık da siz niye memnunsunuz bu plandan?
Sonuçta Filistin yönetiminin Gazze’nin yönetiminde rol alması ihtimali tonla şarta bağlanmış durumda. Zaten 20 maddelik listede açıkça da belirtiliyor; Filistin yönetimi gerekli reformları yaptıktan sonra Gazze’nin geleceğinde yer alıp almayacağı değerlendirilecek mealinde bir söylem var. Amiyane tabirle çıkmaz ayın 32’sinde diyorlar.
Filistin yönetimi iki yıldır reform yapıyor. Hangi reform; neye göre, kime göre reform? Bakalım Gazze’nin idaresine el koyanlar reform karşılığında ne isteyecekler ya da reformları yeterli bulacaklar mı ya da ne zaman yeterli bulacaklar?
Gelelim 2 yıldır cehennemi yaşayan Gazzelilere… Kimse onlara bir şey sormadı, fikirlerini almadı bile.
Gazzeliler adına HAMAS’a gönderilen planın kabul edilmesi için Trump açıkça “Kabul etmezlerse kendileri bilir” diyor, ki planın maddelerinden birinde de “HAMAS planı kabul etmezse planın örgütten arındırılmış bölgelerde uygulamaya sokulacağı” belirtiliyor. İsrail’in Gazze’nin en az yüzde 75’ini kontrol ettiği göz önüne alındığında gidişat belli, uzun uzun tarife gerek yok!
Zaten Netanyahu da açıkladı, “Biz planı kabul ettik ama Filistin devletinin kurulmasını kabul etmedik, etmeyeceğiz. Gazze’nin tamamından da çekilmeyeceğiz.”
Bu arada planda İsrail’in Gazze’den çekilme planına dair bir şey de yok. İsrail tamamen çekilse bile Gazze’de kanalizasyon, hastane vs. gibi temel ihtiyaçların tamiri ve yeniden inşası için gerekli miktar en az 55 milyar dolar. Gazze artık yaşanabilir bir yer değil, uzun süre de olmayacak. Gazzelilerin kitleler halinde, zorla değil ama ekonomik ve barınma ihtiyaçları sebebiyle mecburen göçüne güveniyor muhtemelen İsrail de!
Sonuç olarak Trump’ın Gazzelilere sorulmadan ama onlar adına hazırlanan planı, Gazzelilere sadece ve sadece hayatta kalmayı vadediyor, ama bunun nasıl ve ne kadar insanca olacağı bile belirsiz!
Yersiz barışa merhaba hezeyanları bütün sesleri bastırmış olsa da plan Gazze’ye vedanın ağıdı!