Home yaklaşımlar Özkan Yıkıcı Genel koşulların gelişmelerdeki konumu – Özkan Yıkıcı

Genel koşulların gelişmelerdeki konumu – Özkan Yıkıcı

0
Reklamlar

Son dönemde tırmanan sıcak savaşlar düşündürtmektedir. Ayni zamanda, sistemin tıkandığı, yerine başka seçenek koyamadığı kriz de var. salt ekonomik değil, uygarlık, ekolojik gibi birçok genel sistemsel krizler de yaşanmaktadır. Seçeneksizlik ve krizler ise kendi kurallarını da oluşturuyor. Boşuna değil salt geri braktırılan ülkelerde değil sadece, en gelişmiş moderin kapitalist devletlerde dahi otoriterlikle faşizim de devlet biçimi haline doğru evrilmektedir. Son iran ve İsrail tırmanan savaş veya başka ülke seçimlerindeki faşist yükseliş bize konuların yerel veya bölgesel değil, sistemsel bazı koşulların da gidişatda etkin olduğunu anlatmaktadır.

****

Genel sistemin son durumu şu: artık kapitalist sistemin yapılandığı neoliberalizim tıkandı. Bolca azberletilen piyasanın sorunları çözme düşüncesi iflas bayrağını çekti. İkibinsekizdeki Amerikayı da vuran finansman krriz, artık sistemde neoliberal kuralların çoktan miyadını doldurduğunu anlatıyordu.

Doksansekizdeki Asya Kaplanları bunalımıyla neoliberalizmin sonuna gelindiği veya tıkandığı gerçeği vardı. Uluslarası sermaye bu sonu erteleme adına balonlar şişirdi. Hat da arada kendince isdikrarlı yıllar da oldu. Ancak ikibinsekizdeki yükselip dalga dalga yayılan ekonomik kriz, Amerikayı da vurdu. Bu döngüden sistem çıkamadı. Çıkamadı da yerine başka bir seçenek de konulmadı.

Salt ekonomik kriz değildi yaşanan. Uygarlık çöküşü veya iklim bozulmaları da buna eşlik ediyordu. Böylelikle eski kapitalist krizlerden fark, salt ekonomik değil de birçok alanda krizlerin adeta birlikte saydamlaşıp yaşanmasıydı. Buda siyasal üst yapıyı da etkiledi. Kitlesel kültürde de seçeneksizlik de eklenince faşizim yükselmeye başladı. Tıpkı neoliberalizmin yaşanması gibi, şimdide neofaşizmin kuramı gelişti. Kitlesel potansiyel de iktidar yolunu aştı.

Faşist eylim demek devletlerde otoriterleşme eylimlerinin de tetiklenmesi demekti. Krizlerin yönetilememesi sonucu da otoriter yönelişler de oldu. Faşist liderlerin hem de seçim kazanması gayet normal hale sokuldu. Otoriterlikle yeni faşizmin yükselmesi, artık demokratik kuralların da işletilmemesi demektir. Kurumsal çöküşle kural tanınmaz sürece de girildi.

Boşuna Trump gerçeğği oluşmadı. Modiden birçok ülkede faşist partilerin iktidar eşiğinde olması tesadüf değildir. Krizler olunca, yönetimler de otoriterleşme sürecine takılınca da işte yönetememe ve dışta saldırganlıklar tırmandı. Hat da ikibinsekiz sonrası iç sorunların bazısı da etnik soykırıma varan katliyamlarla basgtırıldı. Tamilerden Trikyeye bu bakımdan birkaç örnektir.

Kriz yönetememe ile içte sorunsalaşma sonucu içte baskılar artırılırken, demokratik kurallar gerilerken, dış politikada da resmen saldırganlık artı. Öyle sıradan ülkelerde değil sistemin en güçlü temel ülkesi Amerikada bizat bu konular gündemleşti. Trump gibi bir lider, gericilikle ırkçılığın uygulanması peşpeşe geldi. Sorunları göçmenler ve öteki ülkelere yöneltildi. Faşist liderlerin özü olarak saldırganlık da tırmandı. Hem iktidarlarını koruma hem de kedilerince kazanma adına saldırma hırsı artı. Boşuna değil Metanyahudan Trumpa soykırımlar kabulleniyor. Hat da daha ileri gidilip bunları söyleyene de baskı uygulanmaktadır. Otriteleşme ile baskı genişledikçe gericilik ile saldırma birlikte yol almaktadır. Amerikadaki Trump veya israildeki Metanyahu en net örnekler. Bir de seçeneklerine bakın: sadece Suriyedeki HTŞ durumu yeter ve artar. Net olan krizler ve savaşlar gündelik hayatı kuatı. Şimdide Ortadoğunun halkası iranla durum tırmanıyor.

Kısaca, emperyalizim tıkandı. Yönetemiyor yönetemedikçe de saldırma ile baskı esrumanlarını yaygınlaştırıyor. Faşizim yeni siyasal devlet biçimi olarak yükseliyor. Demokrasi mi… o şimdilik buzdolabında.

No comments

Yorumunuzu ekleyinCevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Exit mobile version