17 Eylül 2025, Çarşamba
27.8 C
Lefkoşa
yazılariktibas‘Bakım krizi’ meselesi… - Özgür Can Sunata Erdoğan

‘Bakım krizi’ meselesi… – Özgür Can Sunata Erdoğan

Orjinal yazının kaynağıbirgun.net

Özgür Can Sunata Erdoğan – Gökyüzü Çocukları Derneği Başkanı

2 Nisan Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla bu sene sizlere vereceğim mesaj, benim dışımda milyonlarca insanın da meselesi olan “bakım krizi” meselesi.

Sevmek yüce bir duygu. Duygusal ve fedakârca bakım veren, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu grubun bir ferdiyim. Sürdürülebilir bir bakım güvencesine muhtaç bir halde, adeta bir girdapta çabalayıp duruyorum.

Doğal ve değersiz (karşılığı olmayan) kabul edilen bu işler büyük duygusal baskı ile her zaman üstümüzde. Kadın hareketi bugüne kadar bakım emeği üzerine epeyce laf söylemiştir. Benim de çok muhteşem yeni bir durum tespitim yok.

∗∗∗

Somut, sürdürülebilir ve adil bir bakım politikası üzerine konuşmanın vakti diye düşünüyorum. Bu bir zorunluluk gibi aslında. Dünya’da ve ülkemizde nüfusun yapısı, durumu, dinamik özellikleri, devlet politikaları, kentleşme, yaşlılık, başlıca noktalar olarak önümüze çıkıyor. Tüm dünyada yaş skalasının genişlediğine ve yaşam ömrünün uzadığına şahitlik ediyoruz. Bu durumun bakıma ihtiyaç duyan insan sayısını çoğalttığını, dolayısıyla bakımı acilen politikalarımızın merkezine yerleştirmemiz gerektiğine dikkat çekmek isterim. “Sosyal devlet” yeniden tanımlamamız gereken, çok ciddi olarak ihtiyaç duyulan önemli bir mesele olarak önümüzde duruyor.

Otizmli yakınları olarak bakım sorumluluğunu ömrümüzün sonuna kadar taşımakla kalmıyoruz; öldükten sonrasını planlamak için de kafa yoruyoruz. Kaygı, endişe, yok sayma gibi çok sık yaşadığımız duygu halleri içinde, yoğun bir bakım emeği veriyoruz. Yetmiyor, yetemiyor hissediyoruz.

Bakım emeğinin kapitalizmin varlığı için ne kadar büyük bir katkı sağladığı ve son derece sınıfsal bir mesele olduğu çok açık. Veriler de bunu destekliyor. Geldiğimiz noktada ise patlamak üzere olan bir kriz ve profesyonel bakım desteği kaçınılmaz bir ihtiyaç. Devletler için maliyeti oldukça yüksek olsa dahi yüzün dönülmesi gereken yer. Çünkü bu maliyetler tek tek aileler için de karşılanabilir ve sürdürülmesi oldukça zor.

∗∗∗

Tüm bunları ifade etmemin asıl amacı ise, bu konu hakkında sadece otizmli yakınlarının çözüm istemesi yeterli değil. Bir bütün olarak toplum olarak hepimizin içine düştüğü bir çıkmaz söz konusudur. Özel gereksinimli çocuklara bakım veren yakınlarının değil, tüm toplumun sahip çıkması gereken kocaman bir hak mücadelesi var ortada. Bu sebeple fark etmez yetmez diyoruz. Sevgi tüm engelleri aşamıyor bazen. Hepimiz sorumluyuz.

Tam da bu bağlamda Türkiye Otizm Meclisi bu yıl 2 Nisan farkındalık günü için #otizm365günbizimle sözünü öne çıkararak Eşitlik talebimizi yükseltiyor. Verdiğimiz mesaj ise net ve güçlü:

“Bu ülkede hepimizin eşit hakları var, çalışma hayatında, sosyal yaşamda, ulaşımda, adalete erişimde.”

Peki, gerçekten eşit miyiz?

Türkiye Otizm Meclisi, otizmli bireylerin haklarının hayata geçmesi için çalışıyor. Bu kampanya Nisan ayı boyunca devam edecek. Kampanyayı hep birlikte paylaşalım, dâhil olalım, ihtiyaçlarımızı da birlikte konuşalım istiyoruz.

Diğer yazıları

Kürt meselesini çözmek mi yönetmek mi? – Fatih Polat

Türkiye’de, bir yılını doldurmaya yaklaşan yeni ‘süreç’, PKK’nin fesih...

Darbecilere af yok – Ertan Erol

Brezilya Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz hafta Eski Devlet Başkanı Jair...

Nepal eylemleri ne anlama geliyor? – Erkin Öncan

Ülkede hem iktidar hem de muhalefette büyük bir güce...

Yorgun Bir Cumhuriyetin Bitmeyen Krizleri: Fransa’da Ne Oluyor – Selman Saç

Fransız Beşinci Cumhuriyeti, De Gaulle’ün müdahalesiyle kurulan ve diğer...

Savaş siyasi olarak örgütlenmiş kolektif cinayettir – Beyza Üstün

Bu motto ile çağrısı yapılan, Savaş temalı 19. Karaburun Bilim Kongresi...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,052TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Şeylerin gerçeğiyle yüzleşebilmek! – Fikret Başkaya

“Bilimle ilgilenen bir kişinin zihnine egemen olması gereken şey,...

Kürt meselesini çözmek mi yönetmek mi? – Fatih Polat

Türkiye’de, bir yılını doldurmaya yaklaşan yeni ‘süreç’, PKK’nin fesih...

Uzakta bir diyarda öfkeli gençler siyaseti ateşe verdi – Ceren Ergenç

Ana muhalefet partisi binasının kuşatıldığı, on binlerin meydanlara toplandığı...

Köprüyü kiralatmam! – Hayri Kozanoğlu

AKP-MHP ittifakının baskıcı ve sermaye yanlısı politikalarının temel ayaklarından...

Kurtarıcısızlığın ve garantörsüzlüğün dayanılmaz ha(l)ksızlığı – Levent Atikoğlu

Ha(l)ktan ha(l)k doğuran bir ha(l)ksızlık hali... Kıbrıs’ta sağla solun arasında...

Gelgit gerilim semptomlarında Pazartesi günü – Özkan Yıkıcı

Bugün 15 eylül pazartesi. Gözlerimi Lefkoşada açtım. Tam da...

Darbecilere af yok – Ertan Erol

Brezilya Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz hafta Eski Devlet Başkanı Jair...

Sınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı – Fehim Taştekin

7 Ekim 2023’ten bu yana sahnelenen güç oyunları, bölgesel...

Canlı yayın