13 Kasım 2025, Perşembe
16.8 C
Lefkoşa
Kıbrıs iktibasAziz ŞahKıbrıs’ta Akrep’in ne işi var? - Aziz Şah

Kıbrıs’ta Akrep’in ne işi var? – Aziz Şah

Dün sabah batıya doğru giderken Alayköy’ü geçtikten sonra hiç beklemediğim bir şey gördüm…

Lefkoşa yönüne doğru silah bölümü örtülü Akrep tipi askeri araç geçti.

Tank konvoyu ya da top olsa şaşırmazdım, onlara alıştık. Hatta ‘‘Dikkat tank çıkabilir’’ tabelasına da şaşırmam. Ama ‘Akrep’ şaşırtıcı…

Militarizm günlük yaşamımızda öyle normalleşti ki, sabah erken kalkanın darbe yaptığı Afrika ülkesi gibidir burası…

Çocukken her pazar köyden Lefkoşa’ya dönerken askeri konvoya takılırdık, ben de asker selamı verirdim geçerken…

Her sene zeytin toplarken makineli tüfek sesi dinlemeye bile alıştım…

Çünkü birinci, ikinci ve üçüncü derece askeri bölgelerden oluşur Kıbrıs’ın kuzeyi.

Her şeye alıştırıldık! Tatbikatlarda atılan mermilerle yanan zeytin ağaçlarına alıştık, patlayan cephaneliklere ve Kalkanlı’da tatbikat artığı bombadan ölen küçük Makhir’in ‘ölüm’üne bile alıştık… Ama ilk kez görüyorum ‘Akrep’ Kıbrıs’ta!

‘Akrep’e neden şaşırdığımı açıklayayım: Akrep yabancı bir orduya karşı kullanılan bir araç değildir.

Bir toprak parçası işgal edilip ‘düşman unsurlar etkisiz hale getirildik’ten sonra bölgede ‘asayişi sağlamak’ için kullanılır ‘Akrep’…

Bunun dışında ‘Akrep’ halk isyanına, toplumsal olaylara, grevlere, Kürtlerin Newroz’una ve Serhildan’ına, Türklerin Gezi’sine ve ‘ekmek ve hürriyet mücadelesi’ne karşı kullanılır…

Türkiye’nin batısında Gezi İsyanı’na kadar ‘Akrep’ araç kullanılmadı. Batıda TOMA kullanılırdı, doğuda ise hem TOMA hem Akrep…

‘Akrep’ Gezi’ye kadar hep Kürtleri soktu, Gezi isyanı başladığında bölgedeki ‘barış süreci’nden dolayı Kürt şehirlerindeki ‘Akrep’ler Türkiye’nin batısına nakledildi…

O günlerde ilginç yorumlar yapılıyordu Gezi’ye karşı Akrep’lerin kullanılması konusunda…

Bir kesim Kürtleri suçluyordu isyan etmedikleri için… Kürtler isyan etmediği için ‘boşta kalan’ Akrepler Türklerle tanışmaya İstanbul’a gitmişti. Marx’ın ‘‘Başka bir ulusu ezen bir ulus asla özgür olamaz’’ sözünü burada analım…

Kürtlere ilk kez isyan etmedikleri için kızıyorlardı! Çünkü Kürtler sokaklara dökülse Akrepler batıya gelemeyecekti. Bu denklemin diğer yüzü ise şuydu: ‘Zırhlı araç çarpması’ndan Kürt çocukları ölürken ‘terörist’ deyip geçiştiren Türkler ‘terörist’ olmuştu…

O günlerde yapılan diğer ilginç bir yorum ise, Kürdistan’dan gelen ‘Akrepler’in ne kadar yıpranmış olduğuydu. Yeni araçların yanında eskileri göze batıyordu çünkü Kürdün inadına toslamıştı o araçlar…

O günlerde Türkiye’nin sömürgesi Kıbrıs’ta da TOMA gündemi vardı. ‘Besleme’ krizinden sonra TC Devleti buraya TOMA getirmeye karar verdi. 2013 eğitim yılı ilan edilerek “Polis Örgütünün Yeniden Yapılandırılması” (PÖYAP) isimli bir ekiple teşkilatın restorasyonuna girişildi. TOMA da buna paralel bir gündemdi…

Hükümette CTP, başında da Hala Sultan Külliyesi’nin kurdelesini kesen Özkan Yorgancıoğlu vardı.

CTP, kendi tabanına TOMA’nın yangın söndürmek için alınacağı anlatıyordu! Ancak Gezi İsyanı’nda yaşananlar herkesin gözünün önündeydi. İtirazlar yükselince “Halka karşı kullanmayacağız” açıklamaları geldi.

Çiçek sulamak için TOMA alacaklardı…

‘‘Türkiye’de olsam AKP’ye oy verirdim’’, ‘‘Ankara otur derse otururum kalk derse kalkarım’’ ve “Ben zaten onlara söyledim. Yardım edin CTP’ye de kazansın… Çeşitli yollardan mesela, kriz nedeni ile paket yapın. Ben bunu da söyledim Erdoğan’a” sözleri ile tarihimizde yerini alan Mehmet Ali Talat da tavrını koydu: TOMA alımının iptal edildiği ilan edildikten hemen sonra Mehmet Ali Talat TOMA’nın iptalinin söz konusu olamayacağını söyledi… Kraldan çok kralcı olmak kolay değildir!

Gezi İsyanı’nın gölgesinde taşımıştı Ankara TOMA gündemini Kıbrıs’a…

Kıbrıs’taki eylemlerin çapı ortada. Kıbrıs’ta rejimin ne TOMA’ya ne Akrep’e ihtiyacı var. Siyasi partiler, örgütler ve sendikalar TOMA ve Akrep’in işlevini görüyor zaten…

Kıbrıs’ta Akrep’in ne işi var?

Kıbrıslıların ayaklanmasından mı korkuyor işgal rejimi?

Kıbrıs’ta Akrep’e ihtiyacınız yok, Bay Ayşe. Kıbrıslı akrep gibidir kendi kendini sokar zaten…

(15 Ekim 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

Diğer yazıları

Kıbrıs Cumhuriyeti’nden yadigar AKPA iskemleleri – Aziz Şah

Türkiye, Kıbrıs’ta “her türlü çözüm”e karşıdır. Bunun için de...

Evrodo değiliz, Kıbrıs Cumhuriyeti var – Aziz Şah

Aynı duvara kaç defa toslayacağız? Badadez, enginar ve narenciye üreticisi...

Türk işgal güçleri BM Barış Gücü’ne neden saldırdı? – Aziz Şah

Herkes dozerlerle BM araçlarına yapılan saldırıyı gördü. Esas saldırı...

Tampon bölgede BM Barış Gücü’ne saldırı – Aziz Şah

Ankara’nın kuklası Tatar’ın emriyle “Kıbrıslı Türklerin Birleşmiş Milletler Barış...

Pile-Arsos yolu: Kaçakçılık ve şenlendirme (yerleşim) politikası – Aziz Şah

TC’nin işgali altındaki Kıbrıs’ın kuzeyinden BM sorumluluğundaki tampon bölge/yeşil...
4,152BeğenenlerBeğen
946TakipçilerTakip Et
4,079TakipçilerTakip Et
728AboneAbone Ol

Son eklenenler

Yerel Yönetimler ve Gıda Egemenliği – Ecehan Balta

Yerel yönetimler artık yalnızca yol, su, temizlik hizmeti veren...

Bisküvi kokulu bir direniş: Lübnan’da mezhep değil sınıf savaşı! – Kavel Alpaslan

Batı merkezli burjuva-liberal bakış açısıyla yapılan tahlillerde sınıfsal doku...

Bölgede matruşka politikası ve Suriye! – Hediye Levent

Suriye’nin Geçici Lideri Ahmed Eş Şara’nın Beyaz Saray ziyareti...

Yanlışı eleştirmek, doğruyu takdir etmek – Levent Atikoğlu

Sosyal medya, bilgi ve duygunun hızla yayıldığı bir mecradır....

Gündemeleştirme ve sorunlarla ekonomik basit bir görünüm – Özkan Yıkıcı

Merak etmeyin: öyle ağır veya geniş bilgili bir makale...

Patron kim? – Şener Elcil

Temsili demokraside halk şeffaf, hesap verebilir bir seçim sistemi...

Gidişat ve beklenti kıskacında Türkiye – Özkan Yıkıcı

Yeniden K. Kıbrıstan siyasal uçaklar kalkıyor. Önce hükümet yetkilileri...

“Elini yakamızdan çek” demek yeter mi? – Levent Atikoğlu

“AKP elini yakamızdan çek” demek yeter mi?Belki bir vesile,...

Canlı yayın