19 Eylül 2025, Cuma
26.8 C
Lefkoşa
Kıbrıs iktibasNiyazi KızılyürekAmin Maalouf’tan Çarpıcı Saptamalar ve Kıbrıs - Niyazi Kızılyürek

Amin Maalouf’tan Çarpıcı Saptamalar ve Kıbrıs – Niyazi Kızılyürek

Orjinal yazının kaynağıyeniduzen.com

Amin Maalouf, Uygarlıkların Batışı adlı kitabında Doğu Akdeniz, Lübnan, Filistin ve İsrail üzerine önemli saptamalarda bulundu. Ünlü yazarın bazı tespitleri Kıbrıs’ı da doğrudan ilgilendiriyor. Örneğin, Lübna’nın “kusurlarını” sıralarken sanki Kıbrıs’ı anlatıyor: “Kusurların en önde geleni de farklı cemaatlerin ülke içindeki konumlarını güçlendirmek için hamiler arama alışkanlığıydı. İsviçre’de -Lübnan sık sık Yakındoğu’nun İsviçresi dendiği için bu örneği veriyorum- Zürih, Cenevre veya Ticino sakinlerinin diğer kantonlarla ne zaman ihtilafa düşseler, Almanya, Fransa veya İtalya’ya başvurduklaırnı düşünün. Konfederasyon paramparça olur giderdi.”

İsviçre’de toplumlar bunu yapmadığı için İsviçre ayakta kaldı. Kıbrıs ve Lübnan ise tam da bu yüzden paramparça oldular. Cemaatler dışarıda hami aradılar, aramaya da devam ediyorlar.

Maalouf, Kıbrıs’a çok benzeyen bir başka Lübnan saptamasında şöyle diyor: “Bağımsızlık kazanıldığından beri, özellikle de son otuz kırk yılda, büyük devlet adamı vasfına sahip yönetici fazla çıkmadı. Çoğunun tek pusulası kendi hiziplerinin, zümrelerinin veya dinsel cemaatlerinin çıkarlarıydı. (…) Yurttaşlar haklarını  elde etmek için devlete yöneleceklerine, kendi cemaatinin yöneticilerine başvurmayı daha faydalı buluyordu. O zaman cemaatler kendi çıkarlarını ulusal çıkarın üzerine koyan özerk derebeyliklere dönüştü.”

Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda da siyasilerin pusulası sadece kendi cemaatleriydi. Ne cumhurbaşkanı Makarios, ne cumhurbaşkan muavini Dr. Küçük, ne de diğer siyasi cenah, bütün yurttaşları kucaklayacak bir siyasi terbiyeye ve demokrasi anlayışına sahip değildi. Zaten yurttaşlığı temel alan siyasi anlayışları yoktu. Cemaatçi yaklaşım önplanda idi. Yurttaşlar da kendilerin bir devletin yurttaşından çok, bir cemaatin üyesi olarak görüyorlardı.

Maalesef bugün de barışı ve birleşmeyi arayan Kıbrıs’ta siyasi elitler ufuklarının sınırlarını sadece etnik kriterlerle belirliyorlar.

Oysa Amin Maalouf’un anlamlı tespitiyle, “insanlar etnik veya dinsel aidiyetlerine gönderme yapmaksızın yurttaşlık haklarını kullanamaz hale geldiklerinde, ulus bütünüyle barbarlık yoluna girmiş demektir.”

Evet, Kıbrıs’ın karşı karşıya olduğu en önemli zorluk budur! “Barbarlık yoluna girmeden”, daha doğrusu “barbarlık yolundan” dönerek etnik kimlikleri inkar etmeden ama oraya da hapsolmadan çoğulcu, demokratik, ortak yurttaşlık temeline dayalı federal bir düzen kurmaktır en büyük meydan okuma!

Maalouf, Arap dünyasının, İsrail karşısında yaşadığı 1967 bozgunundan sonra içine sürüklendiği ruh halini şöyle özetliyor: “Mağluplar açısından bakıldığında, böyle bir bozgunu hemen aşmaları haliyle beklenemezdi. Bozgunun bilincine varmaları, didik didik incelemeleri, sonra da hazmetmeleri için zaman lazımdı. (…) Yarım yüzyıl sonra, Arap halkları hala ‘sersemlemiş’ durumdalar, sendeliyorlar, bozgunun yarattığı travmayı aşamıyorlar. (…) İsrail’le yapılacak bir sonraki savaşı beklemekten vazgeçtiler, ancak barış da istemiyorlar.”

Bu ruh hali bana çok tanıdık geldi. Kıbrıs Rum toplumu da, üzerinden yarım asır geçmesine rağmen 1974’te yaşadığı felaketin yarattığı travmayı aşamadı. Kıbrıslı Rumlar kesinlikle savaş istemiyorlar ama maalesef barış da istemiyorlar, çünkü barış yolunun tıkandığını düşünüyorlar.

Amin Maalouf, saptamalarından biri de İsrail ile ilgili. İsrail’in kazandığı zaferle “tuzağa düştüğünü” söylüyor. Çünkü Araplara ait topraklara yarım milyondan fazla İsrailli yerleştirmekle “zaten çok dar ve engebeli olan barışa giden tıkanmış” oluyor. Geriye, statükoyu sürdürmek kalıyor. Yani, “toprakları statükolarını değiştirmeden elde tutmak; işgali nihai olduğuu davul zurnayla ilan etmeden, ucu açık bir şekilde sürdürmek…”

Bu noktada İsrail’in tutumuyla Türkiye’nin Kıbrıs Sorununa yaklaşımı benzeşiyor. Adanın kuzeyinde izlediği çeşitli politikalarla, özellikle de nüfus aktarımı sonucunda barışa  yolu iyice tıkanmıştır. Geriye statükonun nihai olduğunu “davul zurnayla ilan etmeden” sürüdrmek kalıyor…

Gerçekten trajik…

Diğer yazıları

“Tek ulus iki devlet” şiarı ve “milli marş” tartışması – Niyazi Kızılyürek

Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Basketbol Şampiyonası vesilesiyle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin milli...

Sahi, Erenköy’ü neden yerleşime açmıyorsunuz? 2025 Dillirgası 1964 Dillirgası değil ki! – Niyazi Kızılyürek

Erenköy’ün yerleşime açılabileceği fikrini ilk defa Meta Hatay’dan duydum....

Kabileler Diyarı Kıbrıs ve Umudun Adı – Niyazi Kızılyürek

Kıbrıs bir kez daha yanarken cemaatler bir kez daha...

Karamanlis: “Makarios yanlışta devam ettiği için 1974’e gelindi” – Niyazi Kızılyürek

Konstantinos Karamanlis Yunanistan’ın politik yaşamında önemli bir yere sahiptir....

Kıbrıs Sorununun Tarihselliği Bize Ne Anlatıyor? – Niyazi Kızılyürek

Kıbrıs Müzakerelerinin ne zaman başlayacağı belli değil. Üç ay...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,069TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Krizler kaosundan yönelişler: Amerika, Türkiye ve Kıbrıs – Özkan Yıkıcı

Kriz zaten normal olmayıp normal halden anormale geçiş dönemi...

Siyaseti doğru okumak – Şener Elcil

Basında çıkan haberlerin doğruluğunu her zaman sorgulamak gerektiğini “niçin?,...

Kapitalist makina ve radikal kötülüğün simgesi: Devlet – Volkan Yaraşır

“Sosyalizm olmaksızın özgürlük ayrıcalık ve haksızlıktır. Özgürlük olmaksızın sosyalizm...

Garantiler, yalanlar ve gerçekler… – Ulaş Barış

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz gün Katar...

Taşyapı’nın ayağına taş değmez – Gözde Bedeloğlu

2024 yerel seçimlerini, CHP’nin Şişli Belediyesi için aday gösterdiği...

Garantörlük safsatası: çifte standart – Levent Atikoğlu

Kıbrıs’ın göğü, tarih boyunca sancılı bir panorama çizdi: garantörlükler,...

Endonezyayı teğet geçmeyelim – Özkan Yıkıcı

Çoğunuz diyecek ki “nereden çıktı şu Endonezya”.. ama gerçekler...

İspanya’dan İslam konferansına Filistin tutumu kıyası – Özkan Yıkıcı

Epey zamandır, İsrail küstahça bahanelerle, adeta Gazze bölgesibnde bir...

Canlı yayın