18 Eylül 2025, Perşembe
26.8 C
Lefkoşa
arşivhaberDÜNYA’NIN DERDİ BENİ GERDİ - Salih Batak

DÜNYA’NIN DERDİ BENİ GERDİ – Salih Batak

Tıpkı hapishanedeki mahkûmların havalandırma süresi bittikten sonra koğuşlarına çekildikleri gibi, bizde güneşin karanlığa hapsolması ile birlikte koğuşumuza kapatıyoruz kendimizi.

Ardından bu ince davranışımızdan dolayı kendimizi ödüllendirmek de gerek ya: Büyük bir zevkle televizyon ya da herhangi bir medya aracından güncel haberleri takip ediyoruz.

Karşılaşacağımız ‘haber’ler;

Suikastlar…

Savaşlar…

Katliamlar…

Hırsızlıklar…

Tecavüzlerden başka ne olabilir ki…

Keyifle oturduğumuz koltukta, yukarıda ‘haber’ diye nitelendirdiğimiz insanlığın yüz karası olayları izlerken, dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirebilmenin hayallerini kurma nezaketinde bulunduğumuz bile olmuştur elbet…

Örneğin;

Herkesin keyifle oturduğu koltuğunda, Irak’ta, Filistin’de veya Afrika’da daha çok çocuğun açlıktan ya da mermilerden dolayı ölmemesi için bir hayırdua okumuşluğu olmuştur elbet.

Ya da Nükleer silahlanmaya, insan’ın insan tarafından sömürülmesine karşı ya da halkların kardeşliği/özgürlüğü için mücadele eden ‘vatan hain’lerine beddualar okumuşluğumuz da kesinlikle olmuştur…

***

Bulunduğumuz çağ, öyle bir çağ ki; Uygun adım nedir bilmeden ilerleyen teknoloji sayesinde, HD (High Definition) ekranlarda tüm masumiyetiyle Afrika’da açlıktan/hastalıktan ölen cansız bebek cesetlerini 3 Boyutlu teknoloji harikası cihazlarla evlerimizde izleme fırsatı buluyoruz…

Tabii pembe dizilerden ve futbol maçlarından fırsat bulursak elbet…

***

Sevgililer Günü, Doğum Günü, Evlilik Yıldönümü, Atatürk’ü Anma Günü, Şehitleri Anma Günü gibi saçma sapan anlamsız günlere harcadığımız paraları, yoksul insanlarla paylaşarak anlamlaştırsak olmaz mı?

Evet bence de olmaz…

Biz buğday tanesi kadar Kıbrıs’ı bile paylaşamıyorken, kalkmış bir de dünyadaki yoksul insanları düşünüyoruz…

İki toplumun barış içinde bir arada yaşayabilmesi için birlik ve dayanışma vaktini getiremedik bir türlü…

Çok mu zor geçmişi silmek?

Çok mu zor yıllarca beraber yaşayan insanların yine beraber yaşaması?

Sizce de yeterince kan ve gözyaşı akıtılmadı mı?

Barış ve kardeşlik için bu uğurda can veren o güzel insanların ruhunu rahata kavuşturma günü gelmedi mi hala?

Neden hep birbirimizi suçluyoruz?

Zamanında bizde öldürmedik mi?

Onlarda bizim gibi anneleri-babaları-kardeşleri için gözyaşı dökmedi mi?

Eğer halen daha beynimizdeki barikatları yıkamamışsak beraber yaşayabilmek için, söylendiği gibi hiç de “iyi huylu,  sıcakkanlı insanlar” değilmişiz…

Kendimizi avutmaktan başka bir şey değildir bu…

Halen daha tüm bu trajedileri başımıza ören “anavatan”lara şükran çekmeyi bir borç biliyorsak…

Ne denebilir ki başka?..

Geçenlerde çok sevdiğim bir abime “Kendi kendini yok eden tek onursuz halk biziz heralde” demiştim..

“Hayır” yalnız biz değiliz demişti…

O zaman bu gerçekle kendimizi avutarak, yanlışlıklar ve şansızlıklarla dolu bir tarih okumaya devam edelim…

Not: Bu yazıyı yazarken Türkiye’den ithal edilen, 9 senedir adını bilmediğim ‘biricik’ komşuma da teşekkürlerimi sunmak isterim,  sesi sonuna kadar açarak “arab müzik senfonisini” benimle paylaştığı için… Tamam elbette dinlesin de, kendi dinlesin be kardeşim!

Diğer yazıları

Umud’un yeri – Halil Paşa

Halil Paşa'nın Havadis Gazetesi eki Poli Dergisinde yayınlanan yazısı Dükkanın...

DAÜ BİR-SEN’den DAÜ çalışanlarına açık mektup

DAÜ BİR-SEN Eş Başkanları Buğu Sümen Cohar ve Kazım...

Yasa gücünde kararname çıkarma yetkisi ve sınırları – Mehmet Öner Ekinci

Hukukçu-ve Emekli Meclis Genel Sekreteri olan Mehmet Öner Ekinci’nin...

Seçici hafızalar – Omar Robert Hamilton (Mada Masr)

Ne Muhammed Mursi ne de Mısır ordusu taraftarıyım. Kendimi...

Siyasi Partiler Ledra Palace’ta görüştü

Bazı Kıbrıs Türk ve Rum siyasi partiler rutin toplantıları...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,064TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Endonezyayı teğet geçmeyelim – Özkan Yıkıcı

Çoğunuz diyecek ki “nereden çıktı şu Endonezya”.. ama gerçekler...

İspanya’dan İslam konferansına Filistin tutumu kıyası – Özkan Yıkıcı

Epey zamandır, İsrail küstahça bahanelerle, adeta Gazze bölgesibnde bir...

Şeylerin gerçeğiyle yüzleşebilmek! – Fikret Başkaya

“Bilimle ilgilenen bir kişinin zihnine egemen olması gereken şey,...

Kürt meselesini çözmek mi yönetmek mi? – Fatih Polat

Türkiye’de, bir yılını doldurmaya yaklaşan yeni ‘süreç’, PKK’nin fesih...

Uzakta bir diyarda öfkeli gençler siyaseti ateşe verdi – Ceren Ergenç

Ana muhalefet partisi binasının kuşatıldığı, on binlerin meydanlara toplandığı...

Köprüyü kiralatmam! – Hayri Kozanoğlu

AKP-MHP ittifakının baskıcı ve sermaye yanlısı politikalarının temel ayaklarından...

Kurtarıcısızlığın ve garantörsüzlüğün dayanılmaz ha(l)ksızlığı – Levent Atikoğlu

Ha(l)ktan ha(l)k doğuran bir ha(l)ksızlık hali... Kıbrıs’ta sağla solun arasında...

Gelgit gerilim semptomlarında Pazartesi günü – Özkan Yıkıcı

Bugün 15 eylül pazartesi. Gözlerimi Lefkoşada açtım. Tam da...

Canlı yayın