AKP’nin medarıiftiharıydı. Sosyal güvenlikte reform, sağlıkta devrim yapılmıştı. Artık herkesin Genel Sağlık Sigortası, GSS’si olacak, hayat boyu bütün sağlık harcamalarını GSS karşılayacaktı. Özel hastanelerin kapıları sigortalılara açılmıştı. Vatandaş elini kolunu sallayarak istediği hastaneye gidecekti. Devlet hastaneleri zaten ücretsizdi, özel hastanelerde de tek bir kör kuruş ödemeyecekti.
AKP’liler öyle diyordu.
Resmiyette Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ilk çıktığında sağlık hizmetlerinden katılım payı olarak sadece muayene ve ilaçlar ile ortez, protezler sayılmıştı ki onlar daha önce de vardı.
***
Sonra şöyle bir şey oldu; meğerse yıllarca GSS üzerinde çalışan uzmanlarımız yanlış hesap yapmışlar, bir sağlık hizmetinin özel hastanedeki maliyeti bir devlet hastanesindeki maliyetten yüzde otuz daha fazlaymış!
Tabii ki hemen çare bulundu. AKP’nin yıllarca kaldırmakla övündüğü bıçak parası bu kez ilave ücret adıyla geri getirildi.
Bir süre sonra uzmanların gene yanlış hesap yaptıkları anlaşıldı, ilave ücret yüzde yetmişe çıkarıldı!
Ama o da ne! Bizim uzmanlar meğerse gene hesap hatası yapmışlar. Özel hastaneler sağlık hizmetini devlet hastanelerinin üç katına mal ediyormuş. Bıçak parası oldu mu size yüzde iki yüz!
Yalnız, tabii vatandaşın canını alacak değiller ya; yoğun bakım, yanık, yenidoğan, kanser tedavisi gibi bazı hizmetler “ilave ücret alınmayacak sağlık hizmetleri” olarak sayıldı.
***
Peki, uygulamada ne oldu?
Misal; kanserli hastalar özel hastanelerde ücretsiz olarak tedavi olabiliyorlar mı?
Zeynep Kesici’nin, editörlüğünü Volkan Yılmaz ile birlikte yaptığı “Türkiye’nin Sağlığı/Söylem, Politika ve Deneyimler” kitabındaki makalesi konu hakkında çarpıcı gözlem ve tespitler sunuyor.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisan tezinden hazırlanan makale “Meme Kanseri Tedavisinde Erişim Hikayeleri: Genel Sağlık Sigortası Yeterli mi?” başlığını taşıyor.
Yazar konuyla ilgili olarak 2021 yılında on iki meme kanseri hastası kadınla yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme gerçekleştirmiş. Görüşülenlerin yarısı sadece GSS’li, diğer yarısı ise hem GSS’li, hem de özel sigortaları var. Tahmin edeceğiniz gibi özel sigortası olanlar özel hastanelerde herhangi bir engelle karşılaşmadıklarını anlatmışlar.
Peki ya ötekiler?
“Özel bir hastaneye müracaat ettim. Orada bir ultrason, ondan sonra mamografi, ondan sonra da biyopsi olmama karar verdiler, ciddi bir ücret karşılığı tabii bunların hepsi.”
“Bir kere doktorun muayene ücreti var, 3 ayda 1 ödediğim. Her kemoterapiden önce ödediğim bir kan testi ücreti ve gene kemoterapi ilaçlarına katkı olarak ödediğim bir ücret var, kemoterapide kaldığınız saatin kısalığına ve uzunluğuna göre değişen bir ücret. MR için ve tomografi için yine katkı paylarını ödüyorum.”
***
“Gerçekten çok inanılmaz boyutta paralar ödeniyor ve benim gözlemlediğim kadarıyla kimse, hiçbir hasta peşine düşmüyor. Dediğim gibi, o anda hasta psikolojisi devreye giriyor ve canlarını kurtarmaya çalışıyorlar.”
“İlk kemoterapi günü geldiğinde 600 küsur lira [Görüşmenin yapıldığı tarihte asgari ücretin yaklaşık dörtte biri] dendi, baya büyük bir rakam baktığınızda. Her geldiğimizde bu rakamı ödedik. Sonra radyoterapiye yönlendirdiler, büyük bir rakam çıktı aslında devlet anlaşması olmasına rağmen, hiçbir şey bedava değildi.”
Bunlar da meme kanseri olup da özel sigortası olmayan GSS mahkumlarının anlattıkları.
***
Sonuç bölümünde “Düşük ve orta gelirli ülkelerde kamu sektöründe gözlemlenen yolsuzluk ve rüşvet uygulamaları hizmetlere erişimin önünde bir engel olarak ifade ediliyor. Bu ülkelerden farklı bir biçimde, Türkiye’de ise erişimin önünde engel oluşturan gayriresmî ödemelere kâğıt üstünde meme kanseri tedavisinde kamu finansmanıyla, kamu hizmeti üretmesi beklenen özel hastanelerde rastlanıyor.” diye yazmış Zeynep Kesici.
Türk sağlık sistemi her ne kadar evrensel sağlık uygulayıcılarından biri olarak resmedilse de meme kanseri tedavisine erişimde “kamusallık gerçekleşmiyor”muş.
Bu ülkede kanserli hastaların bile neler yaşadığını ortaya koyan araştırma aslında AKP’nin sağlık “reformu”nun özeti gibi olmuş.
Resmiyette ücretsiz ama fiiliyatta paralı!