26 Ağustos 2025, Salı
35.8 C
Lefkoşa
iktibasKavel AlpaslanKamçatka’da 8.8’lik deprem: Sovyet mühendisliğinin zaferi mi? - Kavel Alpaslan

Kamçatka’da 8.8’lik deprem: Sovyet mühendisliğinin zaferi mi? – Kavel Alpaslan

Orjinal yazının kaynağıevrensel.net

Son 14 yılın en büyük depremi geçtiğimiz günlerde Rusya’nın doğusundaki Kamçatka Yarımadası’nda yaşandı. Büyüklüğü 8.8 olarak ölçülen deprem sadece ‘şiddeti’ ile gündeme gelmedi; aynı zamanda hiçbir can kaybının yaşanmayışı dikkat çekti. Çoğu Sovyetler Birliği döneminde inşa edilen binalar ayakta kaldı.

Peki nasıl oldu da Rusya, dünya tarihinin en büyük depremlerinden birini neredeyse hasarsız atlatabildi? Cevabı Sovyetler Birliği döneminde merkezi bir şekilde yapılan planlarda saklı.

Öncesinde perşembe günü yaşanan depremin ayrıntılarını hatırlayalım.

Evrensel’den Merve Tur’un haberine göre, depremin merkez üssü, Petropavlovsk-Kamchatsky kentinin yaklaşık 120 kilometre doğusunda, 19-21 kilometre derinlikte tespit edildi. Rusya Acil Durumlar Bakanlığı, bölgede yapılan kontrollerde ciddi bir yapısal hasar tespit edilmediğini açıkladı. Bakanlık yetkilileri, binaların deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edildiğini ve halkın düzenli afet eğitimleri sayesinde hızlı tepki verebildiğini belirtti. Uzmanlar, bu olağanüstü durumu bölgenin sismik hazırlığına ve bina dayanıklılığına bağlıyor.

Bugün Rusya’da, deprem riski yüksek olan Kamçatka ve Kafkasya gibi bölgelerde kökü Sovyet dönemine dayanan SNiP (İnşaat Normları ve Kuralları) standartları geçerli. İmar, inşaat, mühendislik, mimari, inşaat gibi alanlarında tasarım ve yapım aşamalarını düzenlemenin yasal çerçevesini oluşturan SNiP kodlarının geçmişi 1920’lerin sonlarına kadar gidiyor.

Yıllar içerisinde yapılan araştırmalardan faydalanılarak gelişimini sürdüren SNiP’in ortaya koyduğu standart, depreme dayanıklı yapılaşmanın temeli olur. Ülkeyi deprem riskine göre ayırarak, her bölge için farklı inşaat/tasarım kriterleri belirlenir. SNiP, Tacikistan ve Özbekistan gibi 7 ve üzeri şiddetinde deprem riski olan bölgelerde özel önlemleri zorunlu hale getirirken 9 şiddetinde deprem riski olan bölgelerde önlemler en üst seviyelere çıkartır, binaların yıkılmadan ayakta kalmalarını hedefler. Kolonlar, kemerler, duvar kalınlıkları, inşaat malzemeleri, kat sınırı, esneklik, binaların yakınlıkları… hepsi keskin bir şekilde SNiP prensipleri içerisinde kurala bağlanır. Okul ve hastane gibi kamu binaları ise daha da özenli bir kod ile güvence altına alınır. SNiP düzenlemeleri haricinde deprem tahminleri üzerine de önemli çalışmalar yapılır.

Tabii Sovyetler Birliği’nde ‘Tek tip yapıların inşa edildiğini’ ya da ‘Her dönemde aynı kodların uygulandığını’ söylemek mümkün değil. Tarihsel koşullar ve Sovyetler Birliği’nde meydana gelen büyük depremler bu farklılıklarda etkili olur. Ekim Devrimi öncesine ait geleneksel yapılardan Stalin döneminde inşa edilen yapılara doğru ciddi bir gelişim gözlense de bugün hâlâ kullanılan konutların büyük bir bölümünü, ismini İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki Sovyet liderlerden alan Hruşovka ve Brejnevka gibi panel binalar oluşturuyor. Hızlı yapılan ve düşük maliyetli bu toplu konut projeleri kısa süre içerisinde pek çok kişiyi ev sahibi yapmayı amaçlar. Sovyetlerin deprem riski olan bölgelerinde ise bu yapıların ‘depreme dayanıklılığı’ üzerine ayrıca çalışılır.

Taşkent’teki 1966 depremi ile birlikte Sovyetler mühendisler dayanıklı kentler/yapılar konusunda yeni bir eşik atlar. Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin başkentinde meydana gelen 5.2 şiddetindeki depremde 15 kişi hayatını kaybeder. Ancak şehrin büyük bir bölümünü oluşturan, devrim öncesinden kalma kerpiç evler yerle bir olur, yüz binlerce kişi evsiz kalır. Ardından başlatılan ‘yeniden inşa’ ile birlikte kent sıfırdan tasarlanır. Geleneksel kerpiç evlerin yerine modern yapılar inşa edilir. Şehir planı da diğer Sovyet kentlerinde olduğu gibi yeniden düzenlenir. Dört yıl içerisinde 100 bin yeni konut kullanıma açılır. Gelecek depremlerdeki hasarları önlemek için aynı yıl içerisinde sismoloji enstitüsü kurulur. Yeni Taşket’in binaları da depreme dayanıklılık konusunda sıkı yönetmelikler çerçevesinde tasarlanır.

Elbette SNiP normlarının her yerde eksiksiz uygulandığını söylemek güç. Ermenistan’da yaşanan 1988 depreminde on binlerce Sovyet yurttaşı hayatını kaybetmiş, binaların ‘SNiP standartlarına uymadığı’ ve geleneksel tuğla binalarda kullanılan malzemelerin yıkıcı sonuçları gündeme gelmişti.

Görüldüğü üzere farklı dönemlerde ve farklı bölgelerde SNiP normlarına uyum değişkenlik gösteriyor.

SSCB ve Kazakistan Mimarlar Birliği Üyesi Pavel Savrançuk, Sovyetler Birliği’nde yüksek seviyede deprem riski bulunan kentlerden, Almatı’daki yapıların dayanıklılığı konusunda benzer bir farka işaret ediyor. Almatı’da özellikle ’60-70’li yıllarda yapılan 4-5 katlı panel binaların depreme en dayanıklı olan yapılar olduğunu söyleyen Savrançuk, yeni dönemde aynı kalitede yapılarla karşılaşmadıklarına dikkat çekiyor. ’60’larda ve ’70’lerde oldukça gelişmiş bir kalite kontrolünün olduğunu hatırlatan Mimar, tek tip merkezi bir endüstriyel teknoloji ile üretilen yapıların çok daha dayanıklı olduğunu belirtiyor. Buna rağmen aradan geçen zaman içerisinde taşıyıcı duvarların yıkılması ya da denetimsizlik gibi çeşitli usulsüzlüklerin yapılmış olduğunu, dolayısıyla kesin bir yorum yapmanın kolay olmadığını hatırlatıyor.

Bugün SNiP, birtakım düzenlemeler ve güncellemelerle birlikte başta Rusya olmak üzere hâlâ geçerliliğini koruyor. Tüm yurttaşlarına ücretsiz hem de güvenli barınma hakkı tanıyan Sovyetler Birliği ise artık yok. Tek düsturu kâr hırsı olan kapitalizm, tüm hızıyla doğrudan ya da dolaylı olarak insan hayatını harcanılabilir hale getiriyor. Rantı ehlileştirme çabalarındaki başarısızlıklar ise dünyanın dört bir yanında çeşitli şekillerde can almaya devam ediyor. Güvenceli bir yaşamın sadece parası yetene sunulduğu bu dünyada, başka bir alternatifin mümkün olduğunu geçmiş her defasında fısıldıyor.

Diğer yazıları

Bolivya’da sol iktidar sona seriyor: Darbeciler hesap sorabilir – Kavel Alpaslan

Latin Amerika ülkesi Bolivya, uzun yıllardır sol bir hükümet ile...

Cemiyet hayatının kapıları kırılınca: İşçi Kulüpleri – Kavel Alpaslan

Bugün ‘kulüp’ dediğimizde aklımızda canlanan manzarayı bir düşünelim? Şehrin...

Lübnan’ın Hizbullah’ı silahsızlandırma kararı ne anlama geliyor? – Kavel Alpaslan

Hizbullah’ın silahsızlandırılması artık sadece Litani Nehrini’nin güneyini değil tüm...

Nükleer bir gelecek: ABD harcamalarda arayı nasıl açtı? – Kavel Alpaslan

“Bay Tanimoto kumsalda kadınlı-erkekli yirmi kişilik bir kalabalık buldu....

Bir çocuğun gözünden sosyalizmin çöküşü: Özgür – Kavel Alpaslan

Lea Ypi’nin anılarını kaleme aldığı kitabı "Özgür" bize benzerine...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,050TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

“Süreç”e vicdani retçilerin de sözleri var – Ercan Jan Aktaş

Ekim 2024 tarihinde başlayan, devlet/iktidar elitleri tarafından itina ile...

Gerçekten siz buna “seçim” mi diyorsunuz? – Hasan Kahvecioğlu

Gerçekten siz, Ekim ayında kurulacak sahneye “seçim” mi diyorsunuz? Her...

“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi – Ümit Kardaş

İtalya’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Kuzey’de, ulusal azınlıkları olan...

Devletin yayılmacı aklının eleştirisi – Zafer Yörük

Türk dış siyaseti, sınırları korumaya odaklı savunmacı bir doktrine...

İsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti – Fehim Taştekin

Suriyeli siyasi aktörlerin 1930’larda Siyonist Yahudilerle başlayıp İsraillilerle devam...

Küresel piyasalarda hazan mevsimi – Hayri Kozanoğlu

Küresel piyasalarda endişe mevsimi geldi. Ticaret savaşları, jeopolitik gerilimler...

Amerika içlerine girerken – Özkan Yıkıcı

Genelikle, Amerikanın dış politikasıyla fazla ilgileniriz. Önemi şu: sistemin...

Belirsizlikler ve provokasyonlar ülkesi Kıbrıs… – Sevgül Uludağ

Şubat 1964’te tezgahlanan bir provokasyonla Aysozomeno (Arpalık) köyünde kan...

Canlı yayın