28 Ağustos 2025, Perşembe
25.8 C
Lefkoşa
.YeniçağyazılarGordion Düğümü - Şener Elcil

Gordion Düğümü – Şener Elcil

Orjinal yazının kaynağıozgurgazetekibris.com

Tarımla uğraşan yerli bir Anadolu halkı olan Frigyalılar’ın başşehri Gordion’da, öküzlerin çektiği sabanın deriden yapılan kirişine öyle bir düğüm atılır ki, bu düğümü çözecek olanın tüm Asya’ya hakim olacağına inanılırdı.

Efsaneye göre, Büyük İskender tapınakta bu düğümün önüne gelir ve tereddüt etmeden kılıcını çekip, düğümü parçalayarak çözer. Bu andan itibaren, koskoca Pers İmparatorluğu’nu cesaret ve zekasıyla darmadağın ederek,

Hindistan’a, Orta Asya’ya kadar tüm toprakların tek sahibi olur.

Tarihte yaşanmış yarı efsane, yarı gerçek bu olaylar dizisi sürerek günümüze kadar gelmiştir.

Dünyadaki siyasi dengeler hızla değişirken, geçtiğimiz hafta Amerika’ya davet edilen Azerbaycan ve Ermenistan devlet başkanları ABD Başkanı Donald Trump’ın huzurunda tarihi bir antlaşmaya imza atarak yıllardan beri çözülmeyen bir sorunun ortadan kalkmasına hizmet ettiler.

Hizmet ettiler diyorum çünkü bu yapılan antlaşma sadece iki ülkeyi değil Asya’ya uzanan ticaret ve ulaşım yollarını Türkiye’ye, oradan da Avrupa’ya bağlayan Zengezur Koridoru’nun Amerika’nın korumasında açılmasını sağlamıştır.

Rusya’nın ve İran’ın burnunun dibinde yapılan bu siyasi açılım, küresel güçlerin bölgede ne kadar etkin olduklarının en güzel örneğidir.

Türkçe konuşan ve 1.1 trilyon dolarlık yıllık gayrı safi milli geliri olan orta Asya ülkelerine ulaşmak demek, onlar üzerinden, Çin, Hindistan ve Rusya’yı hem ekonomik hem de stratejik olarak kontrol altına almak demektir.

Bundan bir süre önce Avrupa Birliği Orta Asya ülkeleri ile stratejik antlaşmalar imzalayarak, bu ülkelerin kontrolunu ele aldı. ABD ise Zengezur Koridoru ile Gordion Düğümü’nü çözerek Asya’nın kapılarını küresel güçlere açtı.

Bu denklemde küresel güçlerin deneme alanı olan Türkiye’de de hızlı gelişmelerin yaşanması kaçınılmazdır. Kürt sorununun çözümü başta olmak üzere yeni anayasa yapılması, İklim Kanunu gibi değişiklikler şu anda Türkiye’de en çok tartışılan konuların başında gelmektedir.

Adına “Barış Süreci” denen ve Kürtlerin bölgedeki varlığını kabul ederek, onları da yönetime dahil ederek, eyalet yapılanmasının önünü açacak gelişmelerin takvimi ağır aksak da olsa ilerlemektedir.

Terör örgütüne üyelik suçlaması ile hapiste tutulan binlerce Kürt aydının serbest bırakılmasına başlanmış, MHP Lideri Devlet Bahçeli “terörist başı, bebek katili” olarak nitelendirdiği Abdullah Öcalan’a “kurucu başkan” olarak hitap ederek sürecin nereye evrileceğinin işaretlerini vermektedir.

Anayasa değişikliği için İyi Parti haricinde tüm partilerin katılımı ile komisyon oluşturularak, çalışmalar devam ettirilmektedir.

Türkiyelilik” konusu iktidara yakın medya organlarında sürekli olarak dile getirilmeye başlanmıştır. Yerel yöneticileri tutuklanan ana muhalefet partisi de rolünü oynayarak sürece destek vermeye devam etmektedir.

Kanal İstanbul gibi küresel güçlerin desteklediği ve İstanbul’u, Dubai’den daha büyük bir bankacılık ve finans merkezine dönüştürecek proje yavaş yavaş ilerlemektedir.

Burada eksik olan hukukun üstünlüğünün hayata geçirilerek, Türkiye’nin demokratik bir hukuk devletine dönüşümünü sağlamaktır.

Avrupa Birliği’nin üzerinde büyük bir önemle durduğu bu konunun daha fazla gündem dışında tutulması mümkün değildir.

Türkiye’yi yönetenler ekonomik ve sosyal konularda ilerleme ile birlikte hukuk çerçevesine girmek zorundadırlar.

Küresel güçlerin yeni dünya düzeninde tek bir millete dayalı, etnik temelli, merkezi güçlü, küresel sermayeye kapalı, farklı din ve inanışları reddeden, teknolojiyi yaygın kullanmayan devletlere yer yoktur.

Tüm bu gelişmelere bakıldığında, Türk –Yunan ilişkilerini zehirleyen, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının çıkarılmasını engelleyen, Orta Doğu ülkelerinden gelen enerji hatlarının kavşağında olan, İsrail’e yakınlığı ile stratejik önemi artan Kıbrıs’ta devam eden bölünme ve sorunun sürmesi mümkün değildir.

Kıbrıs sorunu denen yapay sorunun da ortadan kalkmasının gündeme alındığı açıktır.

Diğer yazıları

İki toplumdan 97 örgüt: “Devam eden çıkmaz mevcut statükoyu daha da kötüleştiriyor”

Aralarında YKP'nin de olduğu iki toplumdan 97 örgütün oluşturduğu...

‘Nitelikli’ turizm kıyıya vurdu – Gözde Bedeloğlu

Komşu ile yıllarca karşılıklı atıştık. Lokmamıza, dolmamıza musallat oldular,...

Algı tutsaklığında propaganda esiri olmamak için – Özkan Yıkıcı

Yeni bir tekrar daha yaşadık. Aslında son zamanlarda politik...

Türkiye güçlü bir devlet mi? – Şener Elcil

Türkiye’nin, uluslararası hukuku ve altına imza koyduğu antlaşmaları hiçe...

Dünyamızda yaşanan sorunlar karşısında geliştirilen bilimsel düşünce sistemi ile edilgen, kaderci, teslimiyetçi zihniyet – Hasan Caner

Dünyaya egemen olan “ Emperyalist Küresel Güçlerin” uyguladıkları vahşi...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,051TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Hırıltı ile mizah arasında hırs: aynı amaca hizmet eden iki farklı dil – Levent Atikoğlu

Hırs, çoğu zaman ilerlemenin, başarmanın, hayatta iz bırakmanın önemli...

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Dönüş Mümkün Mü? – Şener Elcil

Londra Konferansı’na isteksizce giden Makarios, orada Kıbrıslı Türklere devlet görevlerinde...

Kıbrıs’ta işlenmiş olan suçlarla ilgili ‘evet, ama’ denilemez… – Mihalis Mihail

Kıbrıslırum araştırmacı yazar Mihalis Mihail, Kıbrıs’ta yakın tarihimizde işlenmiş...

Oklar Hizbullah’a doğru yöneltilirken – Özkan Yıkıcı

Amerikanın yeni elçisi, ilginç diplomatik açılımlarla uğraşıyor. Aslında daha...

Kaç Yüz Lazım? – Levent Atikoğlu

Politikanın yüzü yoktur derler. Oysa ben tam tersini düşünüyorum....

“Süreç”e vicdani retçilerin de sözleri var – Ercan Jan Aktaş

Ekim 2024 tarihinde başlayan, devlet/iktidar elitleri tarafından itina ile...

Gerçekten siz buna “seçim” mi diyorsunuz? – Hasan Kahvecioğlu

Gerçekten siz, Ekim ayında kurulacak sahneye “seçim” mi diyorsunuz? Her...

“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi – Ümit Kardaş

İtalya’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Kuzey’de, ulusal azınlıkları olan...

Canlı yayın