Home yazılar iktibas Geri çağırma hakkı – Kamil Tekin Sürek

Geri çağırma hakkı – Kamil Tekin Sürek

0
Reklamlar

CHP Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu AKP’ye geçti. Seçime katılan seçmenin yüzde 60 oyunu almıştı. Binlerce seçmen Çerçioğlu’na CHP’nin adayı olduğu için oy vermişti. Hatta Çerçioğlu’na oy veren binlerce seçmen büyük ihtimalle AKP’den nefret ediyordu. Fakat şimdi verdikleri oy AKP’ye verilmiş gibi oldu. Nefret ettikleri ya da asla oy vermeyecekleri bir parti şehri yönetecek.

Böyle bir uygulamayı demokrasi, halkın iradesinin tecellisi olarak savunabilecek kimse yoktur herhalde? Hatta AKP’liler bile savunamaz. Nitekim, Tayyip Erdoğan da yıllar önce savunmuyordu.

Bizde demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesi, “egemenliğin kayıtsız şartsız millette olması” hiçbir zaman gerçekleşmedi. Aslında hiçbir burjuva demokrasisinde egemenlik kayıtsız şartsız halkta olmadı. Burjuva demokrasilerinde halkı yalan vaatlerle kandırarak, seçim hileleri ile halkçı adayları eleyerek, eşitsiz propaganda ve seçim çalışmaları ile iktidarları burjuva partileri gasbetti. Bizimki gibi ülkelerde bu gasp olayı daha da açıktan yapıldı.

Hileyle kazanılmış mevkiler birer yerel ya da merkezi krallık, naiplik, senyörlük gibi kullanıldı. Halkın temsilcisi, hizmetçisi olmayı vadedenler kendilerini sultan, kendilerini seçeni kul saydılar. Bahçelievler Belediye Başkanı televizyonda bu durumu en açık biçimde gösterdi. Gazeteciler o belediye başkanının seçimler sırasında o pazar yerindeki seçmenle konuşmalarını da gösterebilseydi keşke.

Gerçek demokrasilerde seçilenler ve bürokratlar geri çağırılabilir. Halkın, seçilenleri geri çağırma hakkı en temel demokratik haktır. Farz edelim bir belediye başkanını, yerel ya da merkezi meclis üyesini, bir hakimi, bir yerel polis şefini seçtiniz. Seçilmeden önce güzel vaatlerde bulundu ya da güzel bir çalışma programı sundu. Fakat seçildikten sonra vaatlerini ya da programını gerçekleştirmiyor; o zaman seçenler uygun bir yöntemle onu geri çağırabilmeli, görevinden alabilmeli, yerine yeni birini seçebilmelidir.

Partilerin belirleyici olduğu (göstermelik bağımsız adaylar olması hatta seçilebilmeleri partilerin belirleyiciliğini değiştirmiyor) bizimki gibi, göstermelik bir demokrasiciliğin oynandığı ülkelerde bile, en azından, partiden istifa eden temsilci, temsilcilikten de istifa etmiş sayılmalıdır. Çünkü onu aday yapan partisidir. Bağımsız aday değildir. Dolayısıyla böyle bir sistemde yedek temsilciler de olmalıdır.

Herkesin gördüğü gibi seçimde kazanamadığı belediyeleri yönetiyor. Üstelik bu durum CHP’nin iddia ettiği gibi son dokuz aydır uygulanmıyor. 2016’da OHAL KHK’si ile Belediye Kanunu’na eklenen bir madde ile kayyımlık uygulamasının getirildiği günden beri söz konusu.

Devletin kuruluş yıllarında yerel yönetimlerin yetkilerinin genişliği vadedilmişken, Anayasa ve temel metinlere bu kural konulmuşken, daha sonra her geçen gün merkezi yönetim güçlendirildi ve sonuç hileli, demokratik olmayan seçimlerle bir sultan tarafından yönetilme rejimine geçildi. Özlem Çerçioğlu gibileri ise Sultan’ın “himayelerinde” çalışan vasallardır.

No comments

Yorumunuzu ekleyinCevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Exit mobile version