Home yaklaşımlar Özkan Yıkıcı Çürümüşlükte tel tel dökülürken, çöküşe devam – Özkan Yıkıcı

Çürümüşlükte tel tel dökülürken, çöküşe devam – Özkan Yıkıcı

0
Reklamlar

Son günlerde etrafımıza bakmak dahi yeterli olan acı sonuçlarla karşılaşırız. Daha birini anlamadan öteki gelip bir anda unutturuluyor. Dün acil şekilde konuştuğumuz, birden unutuluyor. Ama artık bireyselliklerden başlayan, ülkesel boyuta ulaşan, bölgesel yapısal kurumsalaşmaya varan bir halkalar zinciri oluşuyor. Buda bir anlamda sistemdeki çürümüşlüğü, kurumsal çöküşün kanıtları olarak mitoz dağılması gibi her yana yayılmaktadır. Fakat, öyle bir hal alındı ki siyasal gerçeklikle buluşup, günümüz sosyal yaşamının da bir anlamda dışa vurulan örnekleri haline gelmektedir. Tepki pek yok. Konuşma ise daha başlamadan biten konular gibidir. İnsanlar alsında öfke duyacakları ve karşıt seçenek arayışına girmeleri gereken konularda, adeta normal haldeki kahve sohbetine dek indirgediler. Şaşırma falan da yok. Çürüğen sistemin ahlaktan öteki yaşam alanlarındaki çöküşün tarihsel dönemine tanık olmaktayız. Salt siyasal değil en basit davranış dahi artık sganldala dönüşecek mavzemeğe çoktan geldi. Tüm olgular adeta güvenilmez derecde çirkefleştirildi. Toplumsal rıza da oluştu. Potansiyel faydalanan önemli kitlesel rızaları da yaratılar.

Kısaca, olanlara çürüme desek de yetmiyor. Bir kurumsal çöküşün altındaki tel tel dökülmenin kendisiyle normal halde yaşamayı kabullendiğimiz kültürleşmenin ta içinde bulunuyoruz. En ufak değerlerden

, önem verilen kuramlar, şimdi birer çöküş hikayesinin figürü haline sokuldu.****

Bilmem, kaçınızın aklında hala var. daha kısa zaman önce, aslında bilinen, normal hal dahi kabullenen konu, ansızın sgandalaşan gündem üstüne çıktı. Sahte diploma olayı. Zaten hayatın her olgusu, artık sahte ifadeli olarak da uygulanan madalyonun öteki yüzü oluyor. Bir anlamda normal ile mafyatiklik ikilemi çoktan saydamlaştı. Sistem kendi kuralarını kendi kirleterek, yozlaştırıp çürütüyor.

Konumuzun sahte dioploma olduğu imajı olmasın. Genele giden önemli örnek olarak veriliyor. Sonuçta sahtekarlıklardan, makam alınıyor, etiketli bilim insanı ünvanı kapılıyor bu olgular dahi yönetimden bilime nelerin kirletilip yalanlaştırıldığının basit örnekleridir.

Zaten başlangıçtan beri bizde ünüversiteler hep sorgulandı. Ama getirilen rant, parayla alınma şekileri sonucu etiket sahibi olma işleyişi, tüm olumsuzlukları, yanlış uygulamaları örtmeğe yetiyordu. Egemen siyasetden fırsatı kulanan basit vatandaş bu yapıyı açık şekilde savundu. Benim en seert eleştiri aldığım konu da ünüversiteler alanı oldu. Gerek yanlış sayfadaki kültür bölümü gerekse bilmeden diploma alma örnekleri bana karşı eleştirilerdeki ilk kıvılcımlardı: “bey efendi, ünüversiteler göz bebeklerimizdir. Siz bilirmisiniz burada kaç kişi ekmek yiyor. Mağusanın canlanmasına yaradığının farkındamısınız” deniliyordu.

Neyse, sonuçta bilinip de konuşturtmama, tepki duyurtmama konularından biri de sahtekarlıklardı. Diplomadan tutun yazdırtılan tezlere dek birçok konu savrulup uçuştu. Sonunda Türkiyede başlayıp sonra, K. Kıbrısa sıçrayan diploma sahtekarlıklar dışa vurdu. Var olan çelişkiler ve paylaşım kavgaları çatlağı oluşturdu.

Sözü uzatmayacam: olay çıkınca yayıldı. Fakat ahalinin çoğu net konuşuyordu: kapatılacak.. nitekim dalanıp budanırken, ilgililerden biri verdiği sahte diplomaların sayısını altıyüzkırkyedi diye itiraf etmesine karşın, olay durulmaya başlandı. Önce öteki ünüversitelerdeki yayılan bilgiler yok saydırtılıp tek ünüversiteğe çekildi. Peşinden rakamlar daraltılarak onlara dek sınırlandırıldı. Bazı kişilerin adı çekildi. Hukuk alanında ise kimsenin fazla aklına gelmeyen önemli kayırma da daha ilk adımdan tutuklanmadan serbes brakma dahi yapıldı. Vekilin sorgulanmasına “yüce meclis” izin vermedi. Bazı isimler ise arada kaynadı. Giderek açık itiraflara karşın konu ağır ağır daraltılıp bazı kişilerle sınırlandı. Hele bazı makamların adı dahi konulmadı. Türkiye ayağı hesaba hiç katırılmadı.***

Peki bunu neden tekrarlıyorum. Üstelik tam da artık istenen kıvama girilirken.. şu anda Türkiye sgandalarla kaynıyor. Öyle kaynıyor ki nereden tutarsan elinde çirkef kalıyor. Çürümüşlüğün tel tel dökülmesine tanık oluyoruz. Daha sınavlardaki soruların durumu bitmeden başka konu çıkıyor. Zaten diploma tartışması senelerdir vardır. Bu defa sgandal daha net vuruyordu. Sahte diplomalar. Daha da genişletilen konumuyla profesörlüklerden doçentlere yapılan sahte belgeler ortaya serildi. Şimdiden sayılar yüzlerle ifade ediliyor.

Bu bir anlamda yöneticilerden bilim öğretme varan geniş yelpazede rol alanların bir kısmının sahtekarlıkla aldıkları belge ile oturduklarının acı göstergesidir. Durum net. Eğitim alamındaki çok yönlü çürümüşlüğün adeta şimdi etiketlere ulaşıp açığa çıkmanın çöküşüne tanık oluyoruz. Bunun anlamı çok. Üstelik K. Kıbrısta da sahte diploma gündemi de yaşanmasına karşın, burada pek karşılık bulmadı. Ama paranın döndüğü, etiketin alınmasılyla makam ulaşımı yolculukları artık normal hale sokuldu. Üstelik gündeme gelmesine karşın önemli kesim de bunu savunacak derecede rızalaştı.

Bilim bilgi verirken sahtekarlık olması benzer öteki alanlarda da sahtekarlığın doğalaşan yayılması, kurumsal çöküş ile koşullardan nemalaşma tercihlerinin artığı da anlaşılmaktadır. Zaten örneğin profesör olmak için beş hyıl doçent olma kuralı kısa zaman için bir yıla indirilir. Şimdiki TC eğitim bakanı da öyle profesör olma gerçeği de vardır.

Görüldüğü gibi sistem tel tel dökülüyor. Yine Suriyeden göç edenlerin aldıkları denklik diplomaları da tartışıldı. Yine de uygulandı. Şimdi, eğitim alanında böyle sahtekarlıklar olup nerede ise doğal kabullenip normalleşirken, sistemin birokrasisinden bilimine her konuda çöküşün de hızlanmasının ateşi yakılmaktadır.****

Gördüğünüz gibi, her konuda bir anda yanlışlarla hem de inanılmaz yeni uygulamalrla karşımıza gelmekten çekinilyor. Üstelik bunlar seçim de kaybettirmiyor. Tam aksine kendine bağlı mekanizma ile istediğinizi istediğiniz yere de getirme olasılığı normalleşiyor. Sınavlarda sgandal, diplomalrla sahtekarlıktan başlayan uygulamalar ve hala sisteme dokunulmama. Ozaman ne çağdaş nede kurallarla yönetilme şansınız kalır. Çürüyen, eline aldıkça da çirkef alıp ama kazanan sistem haline gelinmektedir. Hele konu yaergı denilince de aklımıza hemen bizdeki sahte diploma konusunda, nasıl kimine yargının ilk ayağındaki kıyak gelir. Nedeolsa sistem tel tel dökülüyor. Bu dökülmenin devamı için de egemen blok oluşuyor. Boşuna değil her kirli ilişkide üst siyasal simgeler ön e çıkmıyor.

No comments

Yorumunuzu ekleyinCevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Exit mobile version