24 Ağustos 2025, Pazar
35.8 C
Lefkoşa
yazılariktibasBir lider, bir milyon geçersiz oy: Bolivya’da sol yirmi yıl sonra nasıl...

Bir lider, bir milyon geçersiz oy: Bolivya’da sol yirmi yıl sonra nasıl kaybetti? – Esra Akgemci

Orjinal yazının kaynağıt24.com.tr

“Eğer geçersiz oy sayısı en fazla oy alan adayından fazla olursa, seçim Morales’in kazanmış olacağı anlamına gelir” gibi mesajlarla tabanını motive eden Morales asıl hedefine ulaşamadı. Ancak hedefinin altında olsa da geçersiz oylarla aslında yasağı delmiş ve bir şekilde seçimlerde yarışmış oldu

Üzerinde “Evo” yazan geçersiz bir oy pusulası

Bolivya’da 17 Ağustos’ta yapılan başkanlık seçimlerinde hiçbir adayın gerekli salt çoğunluğu sağlayamaması üzerine, ülkenin 1982’de demokrasiye dönmesinden bu yana ilk kez başkanlık seçimleri ikinci tura kaldı.

19 Ekim’de yapılacak olan ikinci turda, oyların yüzde 32’sini alan merkez sağcı Senatör Rodrigo Paz Pereira ile yüzde 26 oy alan sağcı eski Başkan Jorge “Tuto” Quiroga yarışacak. 

Bu da Bolivyalıların yirmi yıl sonra ilk kez solcu olmayan bir adayı seçecekleri anlamına geliyor.

MAS (Sosyalizme Doğru Hareket Partisi) içindeki bölünmenin ardından solun bu seçimde kan kaybedeceği öngörülüyordu. Ancak sol, beklenenin de ötesinde o kadar büyük bir kayıp yaşadı ki en iyi performansı gösteren solcu aday Andrónico Rodríguez bile geçerli oyların ancak yüzde 8’ini alabildi.

Mevcut hükûmetin içinden bir figür olan ve Başkan Luis Arce’nin vazgeçmesiyle MAS tarafından aday gösterilen Eduardo del Castillo’nun oy oranı ise sadece yüzde 3’tü.

Solun oylarının nereye gittiğini anlamak için şu rakamlara bakmak yeterli:  

6,9 milyon kişinin (kayıtlı seçmenin yüzde 87’sinin) oy kullandığı seçimde:

Geçerli oy sayısı 5,3 milyon.

Geçersiz oy sayısı yaklaşık 1,4 milyon. Boş oy sayısı ise 172 bin.

Bu tablonun tek bir sorumlusu var: Yaklaşık 20 yıldır Bolivya siyasetinin merkezinde olan Evo Morales.

Bolivyalıların yaklaşık 5’te 1’inin geçersiz oy kullanması onun etkisinin bir kanıtı. Zira bu seçimlerde aday olmasına izin verilmeyen eski Başkan Morales, Aralık 2024’te başlattığı kampanya ile kitlesine geçersiz oy kullanması için çağrıda bulundu.

Bolivya’da 2006’dan bu yana yapılan başkanlık seçimlerinde geçersiz oy oranı yüzde 5’i geçmemişti. Bu seçimde geçersiz oyların dört katına çıkarak rekor düzeye erişmiş olması, Morales’in kampanyasının karşılık bulduğunu gösteriyor.

Evo Morales, seçim günü destekçileriyle

Morales’in sınır tanımayan koltuk sevdası

Eski bir koka işçisi olan ve toplumsal mücadelenin tabanından gelen sendika lideri Evo Morales, 2005 seçimlerini kazanarak ülkesinin ilk yerli başkanı oldu.

2009’da yeni anayasanın kabulü ile birlikte yeniden seçimlere gidildi ve Morales ikinci kez başkan seçildi. Ancak Morales’e göre anayasa sonrası dönem esas alınırsa bu onun ilk başkanlığı sayılırdı.

Morales, 2014’te üçüncü kez seçildi. Anayasaya göre başkanlık iki dönemle sınırlıydı. Ancak Anayasa Mahkemesi, Morales’in ilk dönemini saymamış, bu nedenle adaylığına izin verilmişti.

2019’da dördüncü kez aday olmak isteyen Morales, anayasada dönem sınırlamasını kaldırmak için 2016’da bir referandum düzenledi. Halkın yüzde 51’i “hayır” dedi.

Referandum yenilgisine rağmen, Anayasa Mahkemesi 2017’de aldığı tartışmalı bir kararla dönem sınırlamasını “insan haklarına aykırı” saydı ve Morales’in yeniden aday olmasının önünü açtı.

2019 seçimlerinde Morales dördüncü kez aday oldu. Oy sayımında şeffaflık sorunları ortaya çıkınca ülkede büyük protestolar çıktı ve güvenlik güçleriyle şiddetli çatışmalar yaşandı. Krizi fırsat bilen ABD destekli muhalif gruplar, ordu ve polisin desteğiyle Morales’i istifaya zorladı. Morales, darbenin ardından Meksika’ya sürgüne gitti.

2020’de yapılan genel seçimleri MAS adayı Luis Arce açık ara kazandı. Ancak sürgünden dönen Morales ile Arce arasında yaşanan gerilim, sol içinde ciddi bir bölünmeye yol açtı.

2024 seçimleri işte bu gerilim içinde gerçekleşti. Görev süresince popülaritesinin düştüğünü gören Arce, yeniden aday olarak “oyları bölmek” ve “sağın yükselmesi riskini göze almak” istemediğini söyledi.

Morales ise bir kez daha aday olmak istiyordu. Ancak 2023 sonunda Anayasa Mahkemesi, daha önce verdiği kararı tersine çevirerek “sürekli ya da kesintili şekilde üçüncü bir döneme izin verilemeyeceğini” hükme bağladı.

14 Mayıs 2025’te, mahkeme bu kararı bir kez daha teyit ederek Morales’in adaylığını açıkça yasakladı. Bu kararı tanımayan Morales, kendisinin yarışmadığı bir seçimi meşru saymayacağını açıkladı, kitlesini mobilize ederek sokakları dolduracağına dair tehditlerde bulundu.

Morales yanlısı gösteriler: “Evo’suz seçim olmaz”

“Oy veriyoruz ama seçmiyoruz”

Morales, 2024’ün sonlarında bir genç kadına yönelik cinsel istismar iddiaları nedeniyle yasal soruşturma ve tutuklama emriyle karşı karşıyaydı. Bu durum adaylığının meşruiyetini daha da zayıflattı.

Hakkında tutuklama emri çıkarılan Morales, Aralık 2024’te Chapare bölgesine çekildi. Burada destekçileriyle birlikte “geçersiz oy” (voto nulo) kampanyasını başlattı.

El Alto gibi yoğun MAS destekçisi bölgelerde kampanya noktaları açıldı. Oy pusulalarına X işareti veya Morales’in yüzünü koyan afişler ve sticker’lar aracılığıyla geçersiz oy kullanımına çağrı yapıldı.  

Morales’in en öne çıkan sloganlarından biri, “Oy veriyoruz ama seçmiyoruz” (Votamos, pero no elegimos) şeklindeydi. Seçmenler oy kullanacak ama hiçbir adayı desteklemeyecek, bu şekilde sistemin meşruiyeti sorgulanacaktı.

Geçersiz oy, “sağ politikaya bir darbe ve sistemi boşa çıkarma” aracı olarak sunuldu. Ne var ki asıl kaybeden sol oldu.

MAS içindeki bölünmenin ardından öne çıkan genç solcu aday Andrónico Rodríguez, kampanyanın yalnızca sağ kesime fayda sağladığını söyleyerek, “Bu kampanya sağın zaferini teşvik etti” diyerek tepki gösterdi.

Morales rekor geçersiz oy oranını kutluyor

Dışlanan Morales’in dahil olma stratejisi

“Eğer geçersiz oy sayısı en fazla oy alan adayından fazla olursa, seçim Morales’in kazanmış olacağı anlamına gelir” gibi mesajlarla tabanını motive eden Morales asıl hedefine ulaşamadı. Ancak hedefinin altında olsa da geçersiz oylarla aslında yasağı delmiş ve bir şekilde seçimlerde yarışmış oldu.

Geçersiz oylar, Chapare bölgesindeki Cochabamba eyaletinde yüzde 33 ile tüm adayları geride bıraktı. Bu bölgedeki bazı illerde, örneğin Carrasco veya Lauca Eñe’de, oy pusulalarının yüzde 100’ünün geçersiz olduğu sandıklar kaydedildi.

“Boş oylar ve oy kullanmayanlar da eklenirse” birinci olduğunu bile iddia eden Morales, “Şehirlerin eski merkezlerinde kaybettik ama yoksul mahallelerde silip süpürdük” diye konuştu.

Morales’in kampanyasının etkisini en ağır hisseden ise kuşkusuz koka işçilerinin “doğal halefi” olarak görülen Rodríguez oldu. Morales’in eski siyasi varisi Rodríguez, solun iktidarda kalması için “tek umut” olarak görülüyordu fakat sadece yüzde 8 oy alabildi.

Rodríguez, seçim günü X hesabında Morales’i isim vermeden şöyle eleştirmişti: “Güçle körleşmişler, sanki ölümcül düşmanlarımızmışız gibi bize karşı amansız bir savaş başlattılar, gerçek siyasi rakiplerini unuttular, daha doğrusu onlara yol açtılar.”

Seçimin ardından benzer açıklamalarda bulunan birçok siyasetçi, Morales’in tek lider olarak kalmak istemesinin “sorumsuz bir egosantrizm örneği” olduğunu ve sağa alan açtığını belirtti. 

Morales ve onun halefi olarak görülen genç aday Rodríguez

Geçersiz oy tartışması: Temsili demokrasinin krizi mi?

Geçersiz oylar, Latin Amerika demokrasilerinde en yaygın kullanılan protesto araçlarından biri.

Her yıl milyonlarca seçmen bu taktiği kullanarak hem hoşnutsuzluklarını hem de demokrasiye ve seçimlere olan bağlılıklarını göstermiş oluyorlar.

Özellikle Bolivya, Brezilya ve Arjantin gibi oy vermenin zorunlu olduğu ülkelerde protesto niteliğindeki geçersiz oy oranları daha yüksek. Seçmenin “katılmaya zorlandığı bir sistemde” farklı yollarla tepkisini göstermesi, kimilerine göre etkin bir protesto biçimi iken kimileri de bunu “temsili demokrasinin işlevsizleşmesi” olarak yorumluyor.

Latin Amerika’nın yakın tarihi bunun örnekleriyle dolu. Brezilya’da 2018 seçimlerinde solcu aday Lula da Silva’nın yargı yoluyla saf dışı bırakılmasına bir tepki olarak ilk turda yüzde 20’ye yakın geçersiz oy kullanılmıştı. Ancak Lula, hapiste olmasına rağmen bu yönde bir çağrı yapmamış, kendi partisinin adayı Fernando Haddad’ı desteklemişti.

Ekvador’da 1998 ve 2006 seçimlerinde geçersiz oy oranlarının çok yüksek olması, “siyasal sistemin çöktüğüne” dair tartışmalara yol açmış; bu durum Rafael Correa gibi yeni bir popülist liderin yükselişine zemin hazırlamıştı.

Arjantin’de 2001’deki ekonomik krizin ardından “Hepiniz defolun!” (Que se vayan todos) sloganıyla tüm partilere öfke duyan seçmenler kitleler halinde boş veya geçersiz oy kullanmıştı. Bu da Ekvador’dakine benzer şekilde yeni bir popülist liderin yükselişine, Nestor Kirchner’in iktidarına yol açtı.

Yüksek geçersiz oy oranları, genellikle sisteme yönelik hoşnutsuzluğun bir ifadesi olarak yorumlanıyor ve yeni siyasal aktörlerin ortaya çıkması için bir toplumsal zemine de işaret ediyor.

Ne var ki Bolivya’daki son durum, tam tersine yeni siyasal aktörlere alan açmamak için yürütülen bir stratejinin ve Morales’e yönelik ısrarlı desteğin bir ürünü.

Morales bu kampanyayla halkı etkileme ve siyasi nüfuzunu arttırma kabiliyetini göstermiş oldu. Bir anlamda dışlandığı siyaset sahnesinde “şov yaptı”. Geçersiz oyların popülaritesinden yararlanabilirse, Morales muhtemelen orta vadede siyasi projesini yeniden kurabilir. Ancak kendi liderliğini dayattığı sürece ülke demokrasisine daha çok zarar verecek gibi görünüyor.

Senatör Rodrigo Paz Pereira ve eski Başkan Jorge “Tuto” Quiroga ikinci turda karşı karşıya gelecek

Bir dönemin sonu

2025 seçimleri, ülkenin yoğun bir ekonomik ve siyasi kriz yaşadığı bir dönemde gerçekleşti. Bolivya, 21. yüzyılın başında lityum ve doğal gaz ihracatıyla beslenen emtia odaklı bir ekonomik patlama yaşamıştı. Ancak Latin Amerika’nın geri kalanında olduğu gibi, 2013’ten itibaren küresel emtia fiyatlarının düşmesiyle patlama yerini iflasa bıraktı.

Ülkenin ekonomik durumu hâlâ sıkıntılı. Ulusal borç, 2024 yılında GSYİH’nin yüzde 95’ine ulaştı. Bununla birlikte yaygın yakıt sıkıntısı, döviz rezervlerinde azalma, ulusal para biriminin değer kaybetmesi ve temmuzda yüzde 24’e ulaşan yükselen yıllık enflasyon oranı da ciddi sorunlar arasında.

Bu koşullar, sol içindeki bölünmelerle birlikte MAS’ın yirmi yıllık siyasi hegemonyasına son verdi. Morales her ne kadar seçime damgasını vurmuş olsa da geçersiz oyların yanı sıra belirgin bir “sağa dönüş” görünüyor.

Merkez sağda yer alan Hristiyan Demokrat Parti adayı Rodrigo Paz Pereira’nın yüzde 32 oyla sağlam bir çıkış yapması ve muhafazakâr “Libre” koalisyonunun adayı Jorge “Tuto” Quiroga’nın ikinci olması, Bolivya’da yirmi yıllık sol siyasetinin sonuna ve yeni bir döneme işaret ediyor.

Başkanlık seçimlerinin yanı sıra, parlamento seçimlerinde de tarihi bir hezimet yaşayan MAS, mecliste yalnızca bir milletvekili çıkarabildi. Senato’da ise temsili çok sınırlı kalmış görünüyor.

Senatodaki 36 koltuğun yeni dağılımına göre, Rodrigo Paz’ın liderlik ettiği ve Quiroga’nun desteklediği merkez-sağ koalisyonları, çoğunluğu ele geçirme eğiliminde.

Temsilciler Meclisinde ise toplam 130 koltuk bulunuyor ve çoğunluk için 66 sandalye gerekiyor. Kesin dağılım henüz net değil ancak sağ koalisyonlar 82 sandalyeyi kontrol edebilecek kadar güçlü bir blok oluşturmayı planlıyorlar.

19 Ekim’deki ikinci turu kim kazanırsa kazansın, ülkede son yirmi yılda gerçekleşen toplumsal dönüşümün tersine çevrileceği yeni ve belirsiz bir sürecin kapıları açılmış durumda.

2009’da “dünyanın en demokratik anayasasını” yapan Morales’in kendi liderliği uğruna solun tüm kazanımlarını nasıl riske attığı düşünülürse, yıllardır süregelen toplumsal ve siyasal bölünmelerin iyice yerleşeceği öngörülebilir. Bolivya demokrasisini çok zor günler bekliyor.

Diğer yazıları

Sermayenin ‘Yeşil Geçiş’ Aldatmacasından Ekososyalist Kurtuluşa: Victor Wallis’in Kızıl Ekolojik Devrimi – Yelda Erçandırlı

Kapitalizmin “yeşil geçiş” adıyla sahnelediği gösteri, insanlığa bir çıkış...

Mütevazı duruş, güçlü bir ses: Lübnan’ın siyah incisi Feyruz – Ayfer Feriha Nujen

Savaşın, krizlerin ve bölünmelerin ortasında, Feyruz’un sesi, Lübnanlılarla birlikte...

Kintsugi ve cumhuriyet – Özgür Amed

Japonların yaşayan birçok geleneği var. Bunlardan biri de “Kintsugi”… Kintsugi...

Geri çağırma hakkı – Kamil Tekin Sürek

CHP Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu AKP’ye geçti....

Trump’a karşı küresel direniş nerede? – Dani Rodrik 

Trump’ın umursamaz ve kendini yıpratan gümrük politikaları, Avrupa’ya, Çin’e...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,052TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Sessiz bir toplumda sessiz kalamam – Serdar M. Değirmencioğlu

Adım Ayana Gerstmann, 18 yaşımdayım. Yasalara göre askere alınmam...

Mütevazı duruş, güçlü bir ses: Lübnan’ın siyah incisi Feyruz – Ayfer Feriha Nujen

Savaşın, krizlerin ve bölünmelerin ortasında, Feyruz’un sesi, Lübnanlılarla birlikte...

Adaletin yüzleri: linç kültürü, güven krizi, deliren deliller – Levent Atikoğlu

Çocuklara yönelik cinsel istismar iddiaları, toplumun en hassas yarasına...

Holanda gelişmeleri ile krizler çağrışımları – Özkan Yıkıcı

Kapitalist sistem içinde, size birileri insan hakları veya demokratik...

Bir Kıbrıs Cumhuriyeti yazısı – Şener Elcil

“Bir akarsuda kavga eden iki balık görürseniz, bilin ki...

Çocukluğumuzun Renkleri, Yakılan Köyler ve Bölünmüş Adalar – Pınar Taş

Bazen hala soruyorlar; “Kürtleri ikinci sınıf hissettiren nedir?”Oysa cevabı...

Canlı yayın