tüm yazılar:

Şara zamana oynuyor – Hediye Levent

Orjinal yazının kaynağıevrensel.net

Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürtlerin öncülüğünde kurulan öz yönetimden ve öz yönetimin silahlı gücü olan Suriye Demokratik Güçlerinden (SDG) bir heyet, ABD’nin ara buluculuğunda Şam’a gitti. Amerika’nın Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın heyecanla organize ettiği programa göre SDG Komutanı Mazlum Abdi’nin de olduğu heyetin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Eş Şara ile görüşmesi gerekiyordu. Ancak Eş Şara görüşmelere katılmadı ve iki taraftan heyetler bir araya gelse de bir gelişme sağlanamadı.

Bu yazının yazıldığı saatlerde öz yönetim ve SDG heyeti hâlâ Şam’daydı, Barrack’ın organizasyonu henüz tamamen iptal olmamıştı ancak taraflar arasında esas meselelerin görüşüldüğü bir görüşme de yapılmamıştı. Yazının yayımlandığı saatlerde ne olur bilinmez ancak Şam-öz yönetim-SDG ilişkilerine biraz geniş perspektiften bakıldığında kısa sürede çözülemeyecek birçok sorunun olduğu söylenebilir.

Süreç yine Amerika’nın devreye girmesi ile 10 Mart’ta Eş Şara-Abdi arasında imzalanan anlaşma ile başladı. Anlaşmanın son maddesine göre SDG’nin Suriye ordusuna entegre edilmesi dahil bütün süreçler kurulacak komiteler tarafından oluşturulacak yol haritalarına göre gerçekleştirilecek ve anlaşma 2025 yıl sonuna kadar hayata geçirilecekti. Elbette bir kez daha evdeki hesap çarşıya uymadı ve anlaşmadan Türkiye oldukça rahatsız oldu.

SDG içindeki Arap savaşçı sayısı Kürt savaşçı sayısından fazla olsa da Ankara hâlâ SDG’yi PKK’nın Suriye uzantısı olarak görüyor. Bu çerçevede Türkiye’de başlatılan açılım sürecine SDG’nin de dahil edilmesini istiyor ancak Amerikalılar ne SDG’den vazgeçmek istiyor ne de Türkiye’yi daha fazla kızdırmak… Amerikan tarafı birkaç aydır ara formül arayışındaydı ve Şam’daki son toplantı organizasyonu da bir çeşit oldubitti ile bu işe son şeklinin verilmesi hedefiyle yapılmış gibi görünüyor.

Yerel kaynaklara göre öz yönetim ve SDG Şam’a IŞİD’e Mücadele Koalisyonundan da temsilcilerin olduğu bir heyetle gitti. “Belli başlı konularda karar verileceği” beklentisi ile Şam’a giden heyetin yanı sıra toplantılara Fransa’nın Şam’daki maslahatgüzarı da gözlemci olarak katılacaktı. Ancak heyet kadar Barrack da Eş Şara’nın toplantıya katılmayacağını son anda öğrendi ve şaşırdı. Barrack, Eş Şara’nın toplantıya katılmama sebeplerini yani iki taraf arasındaki sorunları çözmek için yoğun bir görüşme trafiği başlattı.

Peki nedir bu sorunlar?

-Yönetim biçimi: Suriye’de şu anda bir devlet olmadığı gibi anayasa da geçici, mevcut yönetim de. Öz yönetim ve SDG, Suriye’de ademimerkeziyetçi-desantralizasyon sisteminin uygulanmasını istiyor. Ancak Şam’daki geçici yönetimden yapılan açıklamalara bakılırsa Şam, gücün merkezde toplandığı bir politikada ısrarlı.

Öz yönetim ve SDG, “Önce yönetim sistemi belli olsun, buna bağlı olarak öz yönetimin SDG’nin pozisyonu belirlensin sonra kontrolümüzdeki bölgelerde bulunan petrolün, sınır kapılarının vs. devrini yapalım” diyor. Bu görüş çerçevesinde gücün Şam’da toplandığı bir sistemde petrol kaynaklarının ya da sınır kapılarının devri farklı olur, ademimerkeziyetçi bir yapıda farklı… Keza bu kesim, SDG’nin dağıtılmasını istemiyor ve kurulacak olan Suriye ordusuna bütün olarak entegre edilmesi, halihazırda kontrol ettiği bölgelerde Şam ile koordinasyon halinde kalması gibi talepleri de var.

Şam ise Türkiye’nin tepkisinden dolayı tedirgin ve yine son günlerde yapılan açıklamalarda gücün merkezde toplanacağı bir sistemden yana oldukları vurgulanıyor. Bu çerçevede Şam, SDG’nin kendini lağvetmesini ve öz yönetimin kontrolündeki bölgelerin, kaynakların, havaalanlarının vs. hemen Şam’a devredilmesini istiyor. Yönetim biçimi konusunda Şam henüz noktayı koyacak bir açıklama yapmamış olsa da öz yönetimin ve SDG’nin durumunu zamana bırakmayı tercih ediyor gibi görünüyor.

-Anayasa ve çoğulculuk: Öz yönetim ve SDG’nin yanı sıra Suriye’deki azınlıklar ve laik Sünniler, Eş Şara yönetimine karşı oldukça şüpheli ve tedirgin. Geçici anayasanın ve yönetimin azınlıkları dışladığı, laiklik gibi kavramlardan uzak, Sünni İslam vurgulu olduğu görüşü oldukça yaygın.

-Şam-öz yönetim-SDG ilişkisi: Şam’daki geçici yönetimin güvenliğin sağlanması başta olmak üzere birçok konuda yeterli insan gücüne ve entelektüel kadroya sahip olmadığı açıkken öz yönetim ile ilişkilerini ABD kanalıyla yürütmesi ve Türkiye sebebiyle mesafeyi korumaya çalışması görüşmelerin gidişatına dair şüphelere sebep oluyor. Daha devletin kurulması aşamasına geçemeyen Şam’daki geçici yönetimin kıymetli ekonomik kaynakları nasıl yöneteceği, ülkenin diğer ucundaki kurumları nasıl idare edeceği de gibi birçok soru da var.

-Güvenlik kaygısı: Eş Şara yönetimi her ne kadar pragmatik hareket etse de cihatçı kökleri olan bir yapı ve öz yönetim-SDG, Aleviler başta olmak üzere silahları toplanan ve örgütlü olmayan diğer azınlıklarla aynı kaderi yaşamaktan korkuyor.

Toparlayacak olursak, Amerikan tarafı bu meselenin bir an önce çözülmesini istiyor. Barrack’ın öz yönetim-SDG heyetine “Suriye’de federasyona uzanan bir sistem olmaz” dediği göz önüne alındığında Amerikalıların Suriye’den çekilirken geride müttefik olarak SDG’yi bırakmak istediği ancak diğer taraftan da SDG-Şam ilişkisini kurmaya çalıştığı açık. Amerika açısından öz yönetimin kalması ya da kendini lağvetmesi önemli değil. Hatta Kürt kaynaklar Türkiye’nin öfkesinin yatıştırılması için SDG’nin adının değiştirilmesi, yapısının revize edilmesi gibi adımlar da atılabileceğini söylüyor. Ancak Ankara açısından SDG’nin adı değiştirilse de, yüzde 99’u Arap savaşçılardan oluşsa da hâlâ Kürtler tarafından kurulmuş bir yapı ve bölgedeki yeni şartların Kürtler açısından da fırsat olarak değerlendirildiği gelişmeler Ankara’nın tedirginliğini körüklüyor.

Diğer taraftan Suriye’deki Kürtlerin bölgesel şartları gözetmeden ve sadece Suriye içindeki duruma odaklanarak hareket ettikleri de söylenemez. Sonuçta açılım süreci gereği PKK’nın silah bıraktığı ancak bölgesel şartlar çerçevesinde yapısal açıdan kendini revize edip dönüşme hedefiyle hareket ettiği söylenebilir. Keza Irak’taki KDP ve KYB arasında buzlar erirken sınırın diğer tarafındaki SDG’nin bu gelişmelerden uzak kalması beklenemez.

Suriye’nin de dahil olduğu bölgede saat saat çok önemli gelişmeler olurken ülkenin Geçici Cumhurbaşkanının son anda öz yönetim-SDG toplantısına katılmayarak sorumluluktan kaçması ise bambaşka bir durum ve çok da işe yarayacakmış gibi görünmüyor.

Eninde sonunda Şam ile öz yönetim-SDG ilişkilerinin temel esaslarının belirlenmesi ve SDG’nin durumunun belirginleştirilmesi gerekiyor. Çünkü ne ülkedeki ekonomik durum ne de sahada gün gün büyüyen kaotik güvenlik sorunları zaman kazanma çabalarına bakıyor!

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img