tüm yazılar:

Son NATO zirvesi – Özkan Yıkıcı

Son nato zirvesinde “şovlar ve silah sermayesine karlarla” dolu dolu geçti.

Bazı uluslarası kuruluşlar vardır ki istemesek de önemleri dışa vurmada gecikmezler. İkinci dünya paylaşım savaşı sonrası oluşturulan Nato yapısı da bunların en önemlilerinden biridir. Emperyalist sistemin hegemonyasını sağlamak, karşı ekseni yıkmak amacıyla kurulan askeri ağırlıklı bir yapıdır. Nitekim Nato hep sosyalizme karşı durarak gücünü oluşturdu. Askeri pak olsa da birçok askeri darbeden işkale varan politikalarda açık veya gizli yönden de rol verildi. Kapitalist devletlerin üst örgütü olarak oluşturuldu. Probaganda kandırmacalarıyla da etkili oldu. Nitekim Sovyetlerin dağılmasına rağmen Nato dağılma değil daha bir dünyasallaşarak yayıldı.

Sola karşı gibi algılatılan Nato, sosyalist bloğun dağılmasıyla tam aksi yayıldı. Kendine göre düşmanlar oluşturdu. Hep demokrasi falan denilirken, öteyandan müdahale edilen yerlerde daha gerici rejimler de oluşturuldu. Kıbrıs ise Nato üyesi olmasa da Nato planlarına uygun ve İngiltere üstlerini de kulanarak adeta adanın içsel ahtapotu haline geldi. Son dönemde direk Nato olmasa da Nato üyeli Fransa ve Amerika adamızda üst kurdu. Özal döneminde tartışılan Kıbrıs sorununda ise odöenmin Amerikan dışişleri  akanı Hök “siz orada Nato gücü olarak bulunuyorsunuz. Çekilmek isterseniz bize bildirin. Gereken tetbiri alalım” sözleri epey açıklayıcı hatıra olarak akılda duruyor.

****

Birkaç gün önce yine Nato zirvesi yapıldı. Sadece katılan liderler yönünden dahi haber olmaya yetiyor. Fakat, Nato genelsekreterinin de açılıştaki işareti gibi, daha fazla militarizim çağrılarına da yanıt verileceği net idi.

Medyalar daha çok toplantıdaki şovları öne çıkardılar. Liderlerin konjuşmalarını, karşılaşıp el sıkışmalarına yer verdiler. Bazı alınan kararların daha fazla tartışılmaması için, maske olarak kulandılar. Böylesi algı olunca da liderler gayet memnun oldular. Başta Trumptan başlayarak Erdoğana dek Nato zirvesi resmen şovlu magazinli görselikle etkili probaganda kulanımı haline sokuldu. Silah tücarları ve askeri gösterişler ise işin reklamlı dansın yapılma modeliydi.

Turmpa göre irana karşı alınan zaferin öneminin şovu önemliydi. Tabi bu arada Amerikada sızdırtılan bir Pentagon belgesinde söylendiği gibi zarar verilmediği gerçeği tesadüfen ayni anda piyasaya çıktı.. yine de Trump memnundu. Zaferler ve silah tüccarlığı konusunda istediğini aldı.

Öyle aldı ki Nato devletleri örgütle alakalı harcamalrda Y.5 oranına miktarı yükselteceklerdi. Şimdi çoğu ülke Y.2 cıvarında bütçeden kaynak ayırmakta olması oranın nedemek istendiği anlayışına katgı yapmaya yetiyor.

Bu artırma birçok net yarına mesajdır. Halklar kendi kaynaklarının bir kısmını militarize olmaya verecek. Bu hakların kısılması, milli gelirden pay almanın aşağıya çekilmesi demektir. Dahası, militarisleşme ile savaş ile kriz tırmanışının da  açık uygulanmasıydı. Nitekim ispanya dışında tüm Nato üyeleri bu miktarı kabul etiler. Türkiye ve Yunanistan dahi…

Bu nokta fazla öne çıkarılmadı. Örneğin Türkiyede bu konu yerine Erdoğan Trump görüşmesi öne çıkarıldı. Oysa Natoya askeri katgı harcamaları yüzde yüz artış demekti. Buda zaten sıkıntılı ekonomide önemli handikap olacaktı. Oysa Soyvetler dağıldı. Karşılarında blok yok. Ama militarisleşme sonucu daha saldırgsan yapıyla rekbet hızına girişilecektir. Geleceğin Ortadoğu halkasından Pasefik sıçraması sürecinde bize pek de iyi günler haberi vermiyor.

Burada önemli bir uyarı vardır: genelde karşıt seçenek de olmadığı için, dilenen yalan daha kolay yutturuluyor. Birçok kesim Natonun demokrasiyi koruduğu palavrasını dahi kabullendiriyor. Militaris saldırgan Natodan demokrasi çıkarsama umanlar hala mevcut. Halbuki son zirve gösterdi ki Nato militaris emperyalist bloğun askeri makinesisdir. Bunu unutmamak gerekir. Hele de durup dururken değildir harcamaları artırmaları. Hem askeri sermaye kazanacak, hem de militarist kurumsallaşma daa bir güçlenecektir. Buda ilerde askeri sanayiye yatırım yhapanlara epey karlar kazandırırken, karanlık savaş tarihine de yeni sayfalar eklenecektir.

Kısaca, Nato zirvesi magazin havasında, liderler şovlarıyla taktim edildi. Ama alınan kararlarda hep militarisleşme, savaş ile yoksulukların haberlerini veriyor. Nedeolsa olan Nato zirvesidir. Uluslarası güç yapısıdır. Güvenlik ihracı, hegemonya ile rekabet alanında askeri sermaynin hala en güçlü olma konumundaki, politika belirleme gerçeğidir.

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img