Home Kıbrıs iktibas Levent Atikoğlu Korkunun Gücü: savaş ve pandemi gündeminde toplumsal manipülasyon – Levent Atikoğlu

Korkunun Gücü: savaş ve pandemi gündeminde toplumsal manipülasyon – Levent Atikoğlu

0
Reklamlar

Son yıllarda, dünya sahnesinde yaşanan olaylar, din, siyaset ve sağlık ekseninde sürekli bir kargaşa yaratıyor. Gazze ve İran gibi bölgelerdeki savaşların derin acıları henüz tazeyken, dikkatlerin farklı yöne çekilmesi için kullanılan araçlar giderek daha karmaşık hale geliyor. Sponsorlu reklamlar ve kitle iletişim araçları, bir yandan tıbbi gelişmelerin ve aşıların önemini vurgularken, diğer yandan yeni bir pandeminin kapıda olduğuna dair söylentileri yaymakta. Ve bunlar sadece birkaçı. Algıyı kontrol etmek için korkuyu devreye sokma taktiği…

Ancak bu dikkat dağıtıcı stratejilerin arkasındaki asıl niyet nedir? Gerçekten insan sağlığına yönelik bir iyileştirme amacı mı taşıyorlar, yoksa toplumsal manipülasyonun birer aracı mı? İletişim dünyasında, özellikle sosyal medyada, büyük teknoloji şirketleri ve ilaç devleri arasında kurulan bu yeni işbirliği, insanların güvenini kazanmak için tıbbi gelişmeleri kullanıyor gibi görünüyor.

Gazze ve İran’daki savaşların yankıları, bölge halklarının trajedileri, uluslararası medya tarafından ya dramatize edilerek ya da tamamen görmezden gelinerek servis ediliyor. Bu çatışmaların perde arkasındaki siyasi ve ekonomik çıkarları, halkın dikkatini dağıtacak yeni kriz senaryolarıyla gizleniyor. İşte burada, tıbbi ve bilimsel gelişmeler devreye giriyor.

Pandemi korkusunun sürekli gündemde tutulması, toplumda bir tür “uyum kültürü” yaratıyor. İnsanlar, bireysel özgürlüklerini ve eleştirel düşünme yetilerini bir kenara bırakıp, sunulan çözümleri sorgulamadan kabul etmeye yönlendiriliyor. Özellikle sponsorlu reklamlar aracılığıyla yayılan bu mesajlar, bilimin ve teknolojinin bir kurtarıcı rolünde gösterilmesini sağlıyor.

Amaç; bireyleri daha fazla kontrol edilebilir hale getirmek mi? Yoksa insanlığın geleceği için gerçekten faydalı çözümler sunmak mı? Bu sorular, yalnızca eleştirel düşünme becerisini kaybetmemiş bireyler tarafından cevaplanabilir. Medyanın ve sponsorlu içeriklerin etkisi altında, kendi gerçekliğimizi sorgulamaktan vazgeçmek, bizi sadece daha büyük bir manipülasyon ağına sürükler.

Bu yüzden, Gazze ve İran’daki savaşların arka planındaki gerçekleri sorgulamak kadar, bizlere sunulan tıbbi gelişmeleri ve pandemiye yönelik tehditleri de dikkatlice değerlendirmek hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, tarih boyunca defalarca tanık olduğumuz gibi, toplumsal korkular üzerinden yürütülen stratejilere yeniden yenik düşebiliriz.

No comments

Yorumunuzu ekleyinCevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Exit mobile version