Bizde acayip denecek, fakat normalleşen bir bakış açısı yerleşti. Daha ileri gidip kültürleştirildi. Olayın anormal veya yanlışı dahi sorgulanmaz. Hat da yoğun tartışır gibi olmla ile hedefin konulmayarak başka alana laf söyleme düşünce şekli de epey siyasallaşan yolu aştı. Son meclise giden ve anlık geçen kumarhane veya gazinolar konusu da bunların en somut olanıdır. Kısa vadeli atışmalar sonrası da yasa geçti. Fakat daha geçerken dahi o klasik ilhaklaşma tipi duruşlar da sergilendi. Öyle ki yeni külliye parlamento binasında sorulmasa da herkes biliyor ki görünürde eskiden de yasak olmasına rağmen yurttaşlar kumar oynamak için ilgili kuruluşlara kolayca giriyorlardı. Adet yerini bulsun diye bazen de yakalananlar da olmuyor değildir. Onların de her birinin başka gerçeği vardır.
Daha konuya girmeden, yüzeysel şöylesine dokunma dahi, birçok paradoksu göstermeğe yetip artıyor. Uygulanıp uygulanmayan ve anlık gelip geçen kumarhane veya kazinolar yasası konusu tam da bizlik hikayedir. Fakat, politik görünümle hikaye fıkraya daraltılıp günü kurtarma ve iş yapmanın rahatlığı da oldu. Ama kime sorsanı herkes yasanın atresini söylese de tartışmada “hükümet, ben yaptım” kısgacında geçti. Öyle olunca da öz dokunulmaz halde açıkta olmasına karşın kendince korunmuş olunuyordu. Çizilen alanda dar eksende bağırarak iktidar muhalefet oyunu yeniden kumarhane çizgisinde oynandı.
****
Muhalefete sorarsanız “hükümet” diyecek. Yasanın eksiklikleri falan da sıralanacak. Koltukçulara bakacak haldeyseniz, onların birkısmı gerçekten yasayı dahi bilmedikleri hemen anlaşılıyor. Savunurken de yine de “biz yaptık” havası okunmaya uğraşıldı. Sonuçta, dar zamanlı alevlenme, parmak sayısıyla da tamamlanıp, yasa geçti
Nedense ayni büyük eksiklik tekrardan sırıtı. Öyle sırıtı ki demeğin gitsin. Konunun özü pandora kutusunda. Ama iş yapmanın laf atışması da boş değildi. Sanki ilgili yapıların kurulmasında direk kendileri yer almışçasına işe sarıldılar. Oysa biraz kafası çalışan iki olguyu hep gelişmelerde aradı. Yasa deniliyordu ya: yukarda da belirtiğim gibi, yurtaş olanların kazinolara girmesi yasaktır. Fakat herkes bilir ki kumar oynamak için kolayca gidiliyor. Sömürge tipi hukun yetkinin mutlaklık ilkesidir olan.
Öteki alan pek dokunan yok. Örneğin salondaki bağıran vekilere “Ömer Lütfi Topal” desem, kaçı bilir emin değilim. Dahasını soralım: neden doksanlarda Türkiyede kazinolar yaygın, kumar oynanırken ansızın yasak konup ilgili kuruluşlar K. Kıbrısa taşındı….
Bunlara dokunmak tehlikelidir. Kimisi koltukta kalma, ötekiler de müsaade ile en azından yakındaki saraya gitme hayalinden kaybolmayı korkuyor. Oysa konu daha geniş. Salt biz değil yayınlanan uluslarası kara para raporlarında artık Kuzey Kıbrıs da var. kara para klama yerleri oalrak da kumarhaneler de işaret ediliyor. Ama bizim buradaki enazından koltukçulara bunu aöylesen, kızarlar. Kızarlar da kendileri de mutlaka ilgili raporlara raslamaktadırlar. Yine de mecliste tüm bu net olgular yokmuş gibi, birileri koltuktan yasayı hazırladıklarını, ötekisi de muhalefet adıyla daha gür sesle “hükümet” ifadesiyle başlayan karşı eleştiriye girişiyor. Kimse bu durumun Türkiye gerçeğine dokunmaz. Neden ansızın bu kuruluşların ansızın buraya taşındığını, düzenlemede yine ayni ülkenin rolunun ne olduğu sorgulanmaz. Hep çizilen dar alanda dans edilir. Sahi, koltukçu olup da yasayı da savunur gibi yapan makamcıya tekrar sorayım: “kazino olayında önemli başlangıç olan Ömer Topal cinayeti neydi”:
Doksanların dünyasında Çilerin Türkiyenin kumarhanelerindeki durum oldukça vahimdi. Öyle probaganda olyor ve pratik sonuçlar çıkıyordu ki sonunda orada yasaklandı. Başbakan TANSU ÇİLERİN hakındaki yaygın görüşler de oldukça kabarıktı. Neden K. Kıbrıs da kolayca yanıtlanıyordu. Burada bu yapılanma için oldukça reklamlar yapıldı. Kirli para sözüne ünlü politikacımız “ister beyaz ister kara, ister temiz ister kirli olsun yeterki para gelsin. Farketmez” açıklamaları da yapıldı. Anlayacağımız biraz deşince adamız için kazinolar pekde iyi geçmişe sahip değildir. Gelişi dahi kirli karanlık aşmazın sonucu Türkiyeden buraya oldu. Zaten doksanlar oldukça karanlık sayfalarla doludur. Türkiye K. Kıbrıs ekseninde ilginç akışlar oldu. Kumarhaneler de bunlardan birisidir.
Ek not: kumarhanelerin bağlı olduğu bölüm, benim dayre idi. Orada hangi dolapların döndüğünü de gayet iyi biliyorum. Onun için bizim politikacıların rantlardan alıp veya kopmalarını, değişen Türkiye yönetimler dengesiyle hanki kesimlerin ele geçirme hikayelerine direk tanık oldum. Bazı kumarhane sahiplerinin elinden kumar oynatma izini alınırken ki bağırmaları da net olarak koridorlarda dahi oldu. Yani anlayacağınız: meclisteki şovlar bir yana dokunuşlar gerçekler üzerinden olmadı. Herkes kimin kumarhanelere gitiğini bilir. Onun için başka hikaye ile şov yapılsın.