Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2021’de, 1974 harekâtının yıl dönümü törenlerine katılmak için gittiği Kuzey Kıbrıs’ta külliye yapacaklarını ‘müjdelemişti.’ Kıbrıslıların böyle bir talebi yoktu ama Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanlığı binasını ‘gecekonduya’ benzeterek Lefkoşa’ya bir külliye ve millet bahçesinin şart olduğu kanaatine vardı. Ülkeye en acilinden hastane ve okul lâzımdı ama Erdoğan için öncelik külliyedeydi. “Devlet olmanın ifadesi budur” demişti. Kuzey Kıbrıs’ın eski ve pek çok Kıbrıslı Türk’e göre seçilmiş son Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Devletlerin itibarı binaların ihtişamı ile ölçülmez. Demokrasisi, özgürlüklere, insan haklarına, hukuka, adalete saygısı ve yurttaşlarının refah düzeyi ile ölçülür” diyerek karşılık vermişti. Akıncı, 2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylıktan çekilmesi için tehdit edildiğini açıklamıştı. Az bir farkla Ersin Tatar’ın kazandığı seçime Türkiye’nin müdehale ettiğine yönelik iddialar da bir grup hukukçu tarafından raporlaştırılmıştı.
***
Türk Devletleri Teşkilâtı’na üye bazı devletlerin, AB ile imzaladığı işbirliği anlaşması gereği adadaki tek meşru hükümetin Kıbrıs Cumhuriyeti olduğunu kabul etmesi bir süredir Türkiye’nin de gündeminde. Efendim nasıl olmuş da KKTC’nin egemen bir ülke olduğuna Türkler bile ikna edilememiş. Erdoğan, KKTC’ye külliye yapılacağına karar verdi ve inşaat başladı. Konu ne Kıbrıslı Türklere soruldu, ne de mecliste tartışıldı. Bu nasıl ‘bağımsız, egemen’ bir devlet ki kendi ihtiyacını tespit edip ona göre ve yasa kural gözeterek bina yapamıyor ve başka bir ülkenin Cumhurbaşkanı gelip, üstelik de ‘gecekondu’ benzetmesiyle, nereye ve nasıl bir devlet binası yapılacağına karar verebiliyor? Bağımsız ve egemen olmadığı için elbette. Dahası, benzerine ancak sömürge ülkelerinde rastlanan bir dayatma ve küçümsemeyle…
***
Türkiye’deki külliye nasıl yapıldıysa, Kuzey Kıbrıs’taki de öyle yapıldı. Lefkoşa’nın Metehan bölgesinde, sayısı iyice azalan yeşil alanlardan biri inşaat sahası seçildi. Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimarlar Odası’ndan alınması gereken proje vizesi alınmadı, yapı denetimi yapılmadı. Külliye inşaatı Kuzey Kıbrıs’taki yasal mevzuat ve bilim insanlarının görüşü yok sayılarak başlatıldı. Ağaçlar kesildi, sahipli araziye girildi ve süreç yargıya taşındı. AKP destekli UBP-DP-YDP koalisyon hükümeti, külliye yapılarına ‘denetim muafiyeti’ sağlayarak, ülkenin yasal mevzuatlarına uyulmayabileceğine hükmetti. Bu karar açıkça, KKTC’nin kendi yasalarını reddetmesi demek. Hangi ‘bağımsız’ ülkede hükümet, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önünü açacak böylesi bir karar alabilir? KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AKP’nin Dışişleri Bakanlığı kadrosundan katıldığı yurtdışı gezilerinde bunu da anlatsın dünyaya.
***
Ankara Beştepe’de, Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine yapılan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve bağlantı yolları için binlerce ağaç sökülmüştü. Doğal sit alanı olan çiftlik yasalarda ‘kamu yararı açısından korunması gerekli alan’ olarak tanımlanıyordu. Melih Gökçek’in Ankara Belediye Başkanı olduğu 2006 yılında çiftlikle ilgili her türlü imar planı yapma yetkisi belediye verildi. 2011’de AOÇ’nin bazı bölümlerinin sit alan statüsü kaldırıldı. Tıpkı Kuzey Kıbrıs’ta olduğu gibi mühendis ve mimarların itirazları ve külliye aleyhine çıkan yargı kararları dinlenmedi. Külliye için 2025 yılı bütçesinden ayrılan para yaklaşık 17 milyar lira. CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, 2024 yılında külliyenin bir günde 2 bin 23 asgari ücretlinin ve 2 bin 752 emeklinin aylık maaşı kadar harcama yaptığını belirtmişti.
***
Erdoğan’ın KKTC’ye ‘hediye’ ettiği ve Kıbrıslı Türkler için büyük bir masraf kapısı olmaya hazırlanan 5.5 milyarlık külliye dün Erdoğan’ın katılımıyla açıldı. Bir gün önce binlerce Kıbrıslı Türk, öğretmen sendikaları öncülüğünde, ikinci kez büyük bir miting gerçekleştirdi. Türkiye’nin siyasal İslam çerçevesinde Kuzey Kıbrıs’a bir dayatması olarak görülen okullarda ‘başörtüsü tüzüğüne’ karşı lâik eğitimi savunan Kıbrıslı Türkler, kurumlarını ve ülkelerini kuşatarak kimliklerine ve iradelerine saldırılmasını kabul etmediklerini söyledi. Dün de külliye açılışını protesto etmek için ‘irade bizde’ yazılı pankart açan, aralarında aktivist Halil Karapaşaoğlu, eski kıdemli yargıç Tacan Reynar ve siyasetçi Hulusi Kilim’in bulunduğu bir grup gözaltına alındı. Özgür Gazete Kıbrıs, üniversite öğrencilerinin zorla açılışa götürüldüğünü gösteren bir mesaj yayınladı. Kıbrıs medyasındaki haberlere göre Erdoğan adada hiç hoş karşılanmadı. Türkiye, desteklediği KKTC hükümetiyle birlikte, ülkenin yasalarına da halkın iradesine de saygı duymuyor. Külliye ile Kuzey Kıbrıs’ta, Türk tipi başkanlık sistemine geçisin yolu açılıyor.