ABD’nin bir diğer büyük stratejik hatası cep telefonu, bilgisayar vb. gibi elektronik ithalatını gümrük vergi artışından muaf tutarak yumuşak karnını alenileştirmiş olmasıdır. Bu durum olası bir Tayvan müdahalesi sonrası ABD’nin girişebileceği yaptırımların sınırlarını da ortaya koymaktadır. Çin’in, Trump’ın dört yıllık iktidarı döneminde Tayvan konusunu halletmesi artık çok büyük bir olasılıktır

Geçen hafta boyunca devam eden pokerde en son hamle Cuma günü Çin’den geldi. ABD’ye “elini görüyorum” deyip yeni gümrük vergisine aynıyla karşılık verdi. Ancak haberlere pek yansımadı ama önemli bir ayrıntı daha vardı Çin’den gelen açıklamada. Gümrük vergilerindeki artış ticareti zaten mümkün kılmayacak boyutlara ulaştı; “bundan sonra bu saçma sapan oyunda biz yokuz,” dedi. Delikanlı bir biçimde koyduğu bu nokta Trump için de işaret işlevi görecek. Trump bunu Çin’in yelkenleri suya indirmesi olarak değerlendirip harekete geçecek muhtemelen.
Bu yöndeki ilk emareler hafta sonu belirdi aslında. ABD, Çin’den yapılan cep telefonu, bilgisayar vb. gibi elektronik ithalatında gümrük vergilerinin uygulanmayacağını açıkladı. Kuşkusuz ki ABD yönetimi bu elektroniklere yeni vergilerin uygulanmasının ABD kamuoyunda yaratacağı infiali geç de olsa gördü ve harekete geçti.
ABD–Çin arasındaki ticaret savaşında bundan sonra ne olacak diye merak edenlere bir iyi bir de kötü öngörümüz var.
İyi haber, tıpkı elektroniklerde olduğu gibi, tüketicilerin canını çok yakacak alanlardaki vergileri ABD hızla makul seviyelere indirecek. Örneğin ilaç hammaddeleri bu kategoride.
Kötü haber ise şu: ABD ve Çin’in kısa bir sürede mutabakata varmaları pek mümkün değil. Marksist jargonla ifade edecek olursak, ABD ve Çin’in beklentileri arasında uzlaşmaz çelişkiler var. ABD, Çin’in en fazla önem verdiği, katma değeri yüksek olan ürünlerin ihracatını mümkün olduğunca kısıtlamaya çalışacak. Sadece kendisi yüksek vergiler uygulamakla kalmayacak, Avrupa Birliği gibi diğer gelişmiş ülkelerle yapacağı gümrük vergileri pazarlığında bu ülkelerin de seçilmiş Çin mallarına benzer yüksek vergiler uygulamasını şart koşmak isteyecek. Örneğin: elektrikli araçlar, güneş enerjisi panelleri, 5G gibi.
Buna karşılık Trump yönetimi, oyuncak, tekstil vb. gibi katma değeri düşük ve ABD’de üretimi rantabl olmayan ürünlerin ithalatındaki gümrük vergilerini makul seviyelere indirmeyi, Çin’in ABD’den özellikle tarım ürünü alımını artırması karşılığında kabul edecektir. Böylece hem ABD’deki enflasyonu azdırmaktan kaçınmak hem de Trump’ın sadık seçmenlerinin yoğun olduğu mısır, soya gibi tarımsal ürünlerin menbaı Ortabatı eyaletlerinin ahalisini memnun etmek mümkün olacaktır.
“Savaş ne kadar sürerse sürsün, kazanana kadar vaz geçmeyeceğiz”
Gümrük vergilerinin kısa sürede hızla artışından kuşkusuz ki Çin çok olumsuz etkilendi. ABD’ye ihracat yapan irili ufaklı pek çok şirket büyük zararlara uğradı. Gemilerle yolda olan on binlerce konteyner dolusu mal mundar oldu. Çinli ihracatçıların bunları gemi nakliye şirketlerine terk ettikleri haberleri geliyor. Öte yandan ABD’li müşteriler için üretilmiş tonlarca mal da elde kalmış durumda. JD.com gibi bazı online satış platformları bu malları almak için ciddi bütçeler ayırdıklarını açıklasalar da bu tür palyatif tedbirlerin sorunu köklü biçimde çözmesi söz konusu değil.
Ama resmin genelinde bakıldığında, bütün bu olan bitenden Çin’in daha kazançlı çıktığı kesin.
Birincisi, dünya kamuoyu nezdinde itibar kazandı. Sadece kendisine değil, bütün dünyaya ticari zorbalık yapan ABD’ye kafa tutması, bir süredir öcüleştirilen Çin imajını kısmen de olsa düzeltti.
İkincisi ise, hiç de iyi gitmeyen ülke ekonomisi için iyi bir günah keçisi kazandı.
Çin Dışişleri Sözcüsü Bayan Mao Ning, ABD vergilerde el yükseltmeye başlar başlamaz sosyal medya hesaplarında Mao Zedong’un Kore Savaşı sırasında 1953’te yaptığı bir konuşmanın videosunu paylaştı. Videoda Mao, ABD’ye hitaben “Bu savaş ne kadar sürerse sürsün, asla pes etmeyeceğiz” diyordu. Video kısa zamanda Çin’de sosyal medyada yoğun olarak paylaşılmaya başladı.
Sosyal medyada Amerikan ürünlerine karşı boykot çağrılarının ilk sonuçlarından biri de vizyona giren ABD menşeli filmlerin sayısının azaltılması oldu. Bunun yanı sıra Trump’ı ve “Çinli köylülerden borç para alarak, o Çinli köylülerin ürettiği şeyleri satın alıyoruz” diyen JD Vance’i alaya alan paylaşımlar viral olmaya başladı. Mesela devlet televizyonu CCTV’nin resmi hesabında yayınlanan bir videoda Trump ve Vance montaj hatlarında çalışıp işçilik yapıyor.
CCTV tarafında hazırlanan sosyal medyada paylaşılan bu video “Trump’ın istediği gelecek bu mu” sözleriyle bitiyor
Çin ekonomisi son 5 yıldır büyük bir bocalama içinde. Çin mucizesinin arkasındaki ana etmenlerden olan gayrimenkul alanında ciddi bir kriz var. Yerel hükümetler ciddi bir borç yükü altında. Büyüme hızı yavaşlamış durumda. İç tüketim artmıyor. Genç işsizliği hızla yükselmekte. Nüfus azalıyor ve yaşlanıyor. İhracat, istikbali pek de parlak gözükmeyen ekonominin hemen hemen tek boncuk tanesiydi.
Çin’in ABD pazarını ikame edebileceği yeni pazarlar yaratması mümkün değil. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke pazarları zaten Çin ürünlerinin rekabetiyle baş etmeye çalışıyor.
Kısa ve orta vadede Çin ekonomisi için süreç daha da sıkıntılı olacak. Bunun sebebinin dış güçler olarak tanımlanması tabii ki yönetimin işine gelecek.
***
1839’da Birinci Afyon Savaşı’nın ardından, önce Batılı güçler ardından da Japonya tarafından bir anlamda kolonize edilmiş olan Çin’de 1839 ile 1949’da yeni rejimin kurulmasına kadar geçen dönem “Aşağılanma Yüzyılı” (百年国耻) olarak adlandırılır. Bir daha asla aynı duruma düşmemek için yabancı güçlerin zorbalıklarına karşı çıkmak, ulusun en temel şiarıdır.
Trump yönetimindekiler muhtemelen bu temel bilgiden yoksundular ki Çin’in geri adım atacağını umdular.
***
Çin’in bu işte üçüncü kazancı ise Tayvan olacaktır.
ABD’nin Avrupa ve Asya-Pasifik’teki eski dostlarıyla arasının limonileşmesi, Çin’in olası bir Tayvan müdahalesinde karşısında bulacağı cepheyi daraltmıştır.
ABD’nin bir diğer büyük stratejik hatası ise cep telefonu, bilgisayar vb. gibi elektronik ithalatını gümrük vergi artışından muaf tutarak yumuşak karnını alenileştirmiş olmasıdır. Bu durum olası bir Tayvan müdahalesi sonrası ABD’nin girişebileceği yaptırımların sınırlarını da ortaya koymaktadır.
Çin’in, Trump’ın dört yıllık iktidarı döneminde Tayvan konusunu halletmesi artık çok büyük bir olasılıktır.
Ülkedeki hamasi duyguları artıracak olan bu durum, olumsuz seyredecek ekonomik gidişata da iyi gelecektir kuşkusuz.