15 Kasım 2025, Cumartesi
15.8 C
Lefkoşa
yaklaşımlarHalil PaşaKayıp Ağaçlar Adası – Halil Paşa

Kayıp Ağaçlar Adası – Halil Paşa

Elif Şafak’ın İngilizce kaleme aldığı “The Island of Missing Trees” romanı 2021 yılında basılmış. Romanın 399 sayfalık Türkçe çevrisi iki yıl sonra “Kayıp Ağaçlar Adası” ismiyle yayınlanmış. Yazar, ODTÜ İdari İlimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu, master ve doktora diplomalı. Kitabın girişinde dünyaca ünlü yabancı yazarlarla İngiliz gazetelerinin, Elif Şafak ve romanı hakkında övgülerine yer verilmiş.

Altı bölümden oluşan romanın her bir başlığı, incir ağacı ve ekosistemle ilgili. İncir ağacının gözünden insanlar, doğa ve dünyamız anlatılmış. Ayrıca Kıbrıs’ın İngiliz Sömürge döneminde başlayan ve Kıbrıslıların yaşamlarına dokunan acıklı olaylara, iç savaşta yaşanan şiddetin yalnızca Kıbrıslı Türk ve Elen insanını değil adada yerleşmiş İngiliz ailelerinde yol açtığı travmalara da yer vermiş yazar.

1974 öncesi dönemde başlayıp Eoka darbesi ve Türkiye’nin adaya askeri müdahalesiyle ip gibi kesilen ve sonrasında yeniden başlayıp devam eden, Kıbrıslı Türk Defne ile Kıbrıslı Rum Kostas’ın aşkları çevresinde anlatılmış adanın acılı hikayesi. Bu arada fanatik örgütlerin birbirine düşman kıldığı iki cemaatten iki erkek sevgilinin, Yusuf ile Yogos’un aşkları, işlettikleri lokantalarında sundukları günümüzde unutulmaya yüz tutmuş Kıbrıs yemekleriyle içkilerine de yer verilmiş. Ve aşkları, çatışmaları, cinayetleri, kayıpları, ve yut dışına göçleriyle adalı yaşamı, bir insanın değil ama dalları, gövdesi ve kökleriyle bir incir ağacının şahitliğine başvurarak aktarmış okuruna yazar.

Ağaçlar konuşmasa da, düşünüp yargılamasa da, on hatta yüz binlerce yıldır kökleri, gövdeleri, dalları, yapraklarıyla ekosistemde insanlarla birlikte, insanlara rağmen hayata tutunmayı başarmış, insandan çok daha yaşlı canlı varlıklardır. Hele pek çoğu incir ağacı gibi bazen insanlardan hiç yardım almadan gelişip büyüyüp meyveleriyle de ekosistemin devamına katkıda bulunanların insanlarla birlikte ve insanlar kadar dünyada yaşamaya, konuşmaya ve duygulanmaya hakkı olduklarını anlatan yazarın kaleminde, incir ağacı dile gelip romanın asıl anlatıcısı olur.

Kıbrıs’tan bir dal olarak koparılıp Londra’da ağaca dönüşen incir; kah göç edip yurdundan uzak düşmüş insan gibi dile gelerek; ‘Kıbrıs’ı özlüyorum’ der. Ya da ‘sağlıklı verimli toprak, elmastan, yakuttan daha değerlidir’ (sf.101) sözleriyle de paradan çok doğanın önemini vurgular. Böylece yazar, mevcut kapitalist akla, incir ağacı ve ekosistemin gözünden derin bir eleştiri yöneltmeyi de ihmal etmez.

Sivrisineklerle mücadeleye hasreden Sinekçi Aziz’den de, Fransız Rivierasına benzettiği 1974 öncesi Maraş’a konuk olan Sophia Loren’den Brigitte Bardot’a dönemin ünlü film yıldızlarından da bahseder. Sonra bugüne gelir ve 74 sonrası fotoğraf çekmenin yasak olduğunu yazan tabelalarla çevrili harabeye dönen ve bir ucubeyi andıran Maraş’ın savaşın bir utancı olarak perişan binalarına getirir sözü. Kıbrıs’ta her iki cemaatten savaşın eseri kayıpları da unutmaz.

Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK) çalışanı David’in ‘unutmak incinmelerin şifasıdır’ argümanına, ‘ama ‘iyileşmek için hatırlamak zorundayız’ diyen Defne’nin sözleriyle karşı çıkar yazar. Ve İspanyol iç savaşı sonrasında kayıp sivillerin ailelerinin geçmişi konuşmaktan çok öldürülen akrabalarına bir cenaze töreni verme isteklerini örnek gösterir. Aşırı milliyetçi Rumların öldürdüğü Rum muhalifler ile aşırı Türk milliyetçilerin öldürdüğü Türk muhaliflerin “KŞK’nin ilgi alanına girip girmeyeceğini ve toplumların kendi soydaşlarına karşı işledikleri siyasi cinayetlerle yüzleşmeye hazır olup olmadığını da sorgular.

Sonra yeniden ekosisteme döner ve Kıbrıs’ı anlatırken karıncaların göz ardı edilemeyeceğinden, adanın onlara da ait olduğundan ve adayı herkesten daha iyi tanıdıklarından, hatta kayıpların nereye gömülü olduğunu en çok onların bildiklerini ekler hikayesine.

Roman farklı kimlikleri, milliyetleri, dinleri öne çıkarıp bundan toplumsal şiddet ve düşmanlık, cinayet ve korku üreterek hele de insanların ada gibi küçük bir coğrafyada bölünmüş mekanlarda yaşamaya zorlanmasının yarattığı insanlık ayıbına vurgu yapar. Zaten kitabının daha başında; ‘Dünyanın tel örgülerle bölünmüş’, ‘ayrılmış mekanlar ve ayrıştırılmış toplumlar’, ‘Avrupa’nın son bölünmüş şehri’ (Sf.19) Lefkoşa’nın bu durumunun arkaikliğinin daha çok sürmemesi dileğini, iki sonraki sayfada satır aralarında şu destansı-masalımsı sözcüklerle dile getiriverir:

“Zaman bir ötücü kuştur… mümkün olduğunu düşündüğümüzden daha uzun süre bir kafeste hapsedilebilir. Ama zaman sonsuza dek kontrol altında tutulamaz. Hiçbir esaret sonsuz değildir.”

Adalı yaşamda umut yitiriminin baş döndürücü bir biçimde tırmandığı bugünlerde, yakın tarihimizin yalın ve masalsı anekdotları eşliğinde düşüncemizi rahatlatan bir roman Kayıp Ağaçlar Adası. Okuyun derim. Zamanınız zayi olmayacak, bilgi dağarcığınız biraz daha ağırlaşacaktır.

Diğer yazıları

KİTAP ELEŞTİRİSİ: YAŞANDIĞI GİBİ-Mustafa Akıncı (1983)… 3 – Halil Paşa

15 KASIM 1983, ADANIN OBJEKTİF KOŞULLARI Bir gün öncesine kadar...

KİTAP ELEŞTİRİSİ: YAŞANDIĞI GİBİ-Mustafa Akıncı (1983)… 2 – Halil Paşa

DENKTAŞ’IN SARAY TEHDİDİNE TC BÜYÜKELÇİSİ ARKA ÇIKIYOR 14 Kasım günü...

KİTAP ELEŞTİRİSİ: YAŞANDIĞI GİBİ-Mustafa Akıncı (1983)… 1 – Halil Paşa

Mustafa Akıncı’nın yazıya döktüğü ve ‘Söylem yayınları’ tarafından Şubat-2024’de...

Öksüz Atlar Ülkesinde 2 – Halil Paşa

Gelelim romanda okuru bekleyen bilgi, belge tadındaki anlatı ve...

Öksüz Atlar Ülkesinde 1 – Halil Paşa

Yazar, Gabriel Garcia Marquez’den bir alıntıyı not etmiş romanının...
4,154BeğenenlerBeğen
946TakipçilerTakip Et
4,081TakipçilerTakip Et
733AboneAbone Ol

Son eklenenler

Militarizm ve çevresel yıkım: toprağın da vicdanı var – Çağla Elektrikçi

Militarizm, yalnızca insan yaşamını değil, ekosistemleri de hedef alır: -...

Bir uygulanasını daha yaşayan Irak seçimleri – Özkan Yıkıcı

Irakta parlemento seçimleri gerçekleşti. Öteki önemli seçimlerden farkı, daha...

Yerel Yönetimler ve Gıda Egemenliği – Ecehan Balta

Yerel yönetimler artık yalnızca yol, su, temizlik hizmeti veren...

Bisküvi kokulu bir direniş: Lübnan’da mezhep değil sınıf savaşı! – Kavel Alpaslan

Batı merkezli burjuva-liberal bakış açısıyla yapılan tahlillerde sınıfsal doku...

Bölgede matruşka politikası ve Suriye! – Hediye Levent

Suriye’nin Geçici Lideri Ahmed Eş Şara’nın Beyaz Saray ziyareti...

Yanlışı eleştirmek, doğruyu takdir etmek – Levent Atikoğlu

Sosyal medya, bilgi ve duygunun hızla yayıldığı bir mecradır....

Gündemeleştirme ve sorunlarla ekonomik basit bir görünüm – Özkan Yıkıcı

Merak etmeyin: öyle ağır veya geniş bilgili bir makale...

Patron kim? – Şener Elcil

Temsili demokraside halk şeffaf, hesap verebilir bir seçim sistemi...

Canlı yayın