14 Kasım 2025, Cuma
15.8 C
Lefkoşa
arşivUlus IrkadKıbrıs sorunu bekleme odasında - Ulus Irkad

Kıbrıs sorunu bekleme odasında – Ulus Irkad

Kıbrıs Sorunu bekleme odasında da şimdi gerçekçi olalım; Denktaş’ın zamanından beri BM’de veya Kıbrıs’ta veya dünyanın neresinde olursa olsun artık sorunun nasıl çözüleceği, hangi noktalarda beklediği ortaya çıkmıştır. Ben yasalara, maddelere veya konvansiyonlara dönüp kılı kırk yararak bir yazı yazmayı düşünmedim. Bana göre sorunu çözmek için istek var mı ona bakmak lazım. Var mı?  Veya garagaraya getirmeden mesela şunuda sormak lazım; sorunu çözecek irade ve bağımsız bir yapı var mı? Güney’de de bir şekilde bir isteksizlik olduğu söylenebilir veya her iki tarafa da baktığınızda belki de öyle açıklamalar yapacaklar ki siz onlara hak vereceksiniz. Tamam da Kıbrıs Sorunu’nun çözülememesindeki sorun nedir? Mesela Bir Kıbrıslıtürk politikacıya sorsanız  bizimle egemenliği veya yönetimi bölüşmek istemiyorlar denilecektir. Belki de doğrudur. Bir Kıbrıslırum politikacısı ise; “Burasını işgal ettiler, 1964 yılından beri Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayrıldılar, dolayısıyla adayı bölenlere gelin taksim yapın mı diyelim?” diyecektir. O da kendince haklı…Nüfusumuzu bilmiyoruz, daha bir telaşlıyken onların bizden telaşlı olmaması daha da anormal olurdu. Bizim taraf 1963 yılından beri mağdurları oynuyor. Bizimkilere göre “Kıbrıslırumlar  1963-64’te ansızın bize saldırdılar ve biz de kendimizi koruduk”, diyecektir. Aynı şekilde Kıbrıslırumlara göre 1974 yılında Türkiye ansızın saldırdı Kıbıs’ı işgal etti denilecektir. Bana göre bunlar laf gevelemek. Yani realiteden kaçmak için lafazanlık yapılıyor. Bu sorunu çözmek isteyen her iki taraf da eğer gerçekten esas güç ellerinde olsaydı çözerlerdi. Tabi sonuçta da statüko devam ediyor.

Hadi Denktaş’la klerides anlaşamıyorlardı. İki Milliyetçi ideoloji çarpışmaktaydı denilmekteydi. Senelerce Denktaş bu işi oyaladı. Zaten emeline de ermişti. Nasıl olsa taksim gerçekleşmişti. Ülküsünün gerçekleştiğini görerek dünyayı terketti Denktaş. Peki ikisi de aynı ideolojiden olan Mehmetali Talat ve Hristofyas niye çözemediler sorunu? İdeolojileri ve benzerlikleri olan bu adamlar güya solcu ve sosyalisttiler. “Yarin yanağından gayrı” da paylaşamayacakları şey yoktu ama sonuçta anlaşamadılar.Veya çözemediler sorunu. Hristofyas referandumda “Hayır” dedi ve olay bitti. Ama Sayın  Mehmetali Talat da pek üzülmedi bu işe. “Hayır” denildikten sonra inşaat patlamaları ve söylenenler, yaratılan cennet tabloları çöktü. Sonuçta Kuzey bir kere daha hüsranları oynuyor. Ama kazananlar da yok değil. Örneğin sağcı veya sözde solcu olsun inşaatçılar, statükodan kar elde edenler….Akıncı da çok toz pembe hayaller getirdi. O da birşey yapamadı. Zivaniya ve kahve içmeler sükuta uğradı. Sonuçta Güney’de Kıbrıs Cumhuriyeti devam etmekte. Orada da elbet statükodan faydalananalar var. AKEL şimdilerde isyanları oynuyor ama 2003-2004 sürecinde niye etken olamadı, niye evet demedi? Kuzey’de Kıbrıslıtürklere daha da menfi etki etmekte süreç. Gençler adada kalmayıp AB sürecinin getirdiği avantajlarla göçediyor. Kuzey’de inşaatçılar ve statükoyu sömürenler kazanıyor. Güney’deki Kıbrıs Cumhuriyeti 1964 yılında kendisine verilen meşru olma şansını kullanıyor. Türkiye gün geçtikçe daha da belirleyici oluyor ve esas iradenin kendisinde olduğunu belli ediyor. Kıbrıslıtürklerin alt kesimleri artık tükenmiş. Bir dinamizm ve umut kalmamış. Türkiye’nin belirleyici olması onları daha da yıkmakta. Beş yıl sonra artık başka şeyler konuşulacak.

Sayın Akıncı başından itibaren iradenin kendi iradesi olmadığını gerçekçi olarak gorse, hatta sol denilen partiler bu konuda hükümetçilik yerine siyasal irade ve özgürlük kavgası verselerdi bu sıkıntılar çekilmezdi.  Bu kısır döngüye rağmen süreci kaybetme yerine Akıncı’nın masada kalıp görüşmesi bana göre en iyisiydi. Çünkü statükonun devamı daha fazla Kıbrıslıtürk orta kesimlerin ve alt kesimlerin aleyhinde çalışmakta. Sol kesimler ise seçim yerine Kıbrıs Cumhuriyeti, Meclisi ve tekrar Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş dahil federasyonu da tartışsaydılar daha da iyi olurdu ama gene akılları başları bir seçim almış. Şu anda tükenmeye devam… Sol ciddi bir şekilde  bu sonucu analiz ederse o zaman Kıbrıslıtürkler de bir dinamizm kazanır diyorum…

 

Diğer yazıları

Tartışmanın ortasında federalizm ve üniterizm – Ulus Irkad

Bizim tanınmamış ve pek de tanınacağa benzemeyen “KKTC”de ,...

Tarihle hesaplaşmamız – Ulus Irkad

Osmanlı adayı İngilizlere kiraya verirken aslında tüm mallarını ve...

Ekonomi de Kıbrıs sorunu da kötüye giderken- Ulus Irkad

Kıbrıs Sorunu Türkiye’nin tekelinde kötüye giderken son zamanlarda artık...

Evrensel hukuk yoksa kaybettiniz demektir – Ulus Irkad

Haftalardır tüm konular dönüp dolanıyor ve Türkiye’de artık devletin...

Sağ milliyetçi politikacılar harakiri mi yapıyor? – Ulus Irkad

Şimdi öncelikle son 70 yılda Kıbrıs görüşmelerinin geldiği en...
4,155BeğenenlerBeğen
947TakipçilerTakip Et
4,081TakipçilerTakip Et
733AboneAbone Ol

Son eklenenler

Militarizm ve çevresel yıkım: toprağın da vicdanı var – Çağla Elektrikçi

Militarizm, yalnızca insan yaşamını değil, ekosistemleri de hedef alır: -...

Bir uygulanasını daha yaşayan Irak seçimleri – Özkan Yıkıcı

Irakta parlemento seçimleri gerçekleşti. Öteki önemli seçimlerden farkı, daha...

Yerel Yönetimler ve Gıda Egemenliği – Ecehan Balta

Yerel yönetimler artık yalnızca yol, su, temizlik hizmeti veren...

Bisküvi kokulu bir direniş: Lübnan’da mezhep değil sınıf savaşı! – Kavel Alpaslan

Batı merkezli burjuva-liberal bakış açısıyla yapılan tahlillerde sınıfsal doku...

Bölgede matruşka politikası ve Suriye! – Hediye Levent

Suriye’nin Geçici Lideri Ahmed Eş Şara’nın Beyaz Saray ziyareti...

Yanlışı eleştirmek, doğruyu takdir etmek – Levent Atikoğlu

Sosyal medya, bilgi ve duygunun hızla yayıldığı bir mecradır....

Gündemeleştirme ve sorunlarla ekonomik basit bir görünüm – Özkan Yıkıcı

Merak etmeyin: öyle ağır veya geniş bilgili bir makale...

Patron kim? – Şener Elcil

Temsili demokraside halk şeffaf, hesap verebilir bir seçim sistemi...

Canlı yayın