28 Ağustos 2025, Perşembe
26.8 C
Lefkoşa
.YeniçağmanşetYKP: Artık sağın önemli bir kesimi dahi “seçim değil atama” diyor

YKP: Artık sağın önemli bir kesimi dahi “seçim değil atama” diyor

YKP yazılı açıklama yaparak, “Seçimlerde Tavır Ne Olmalı?” gündemiyle bir toplantı gerçekleştirdiklerini ve bu doğrultuda alınan kararları açıkladı.

YKP Parti Meclisinin seçimler üzerine kararı

Yeni Kıbrıs Partisi Parti Meclisi, 30 Temmuz 2025 tarihinde, “Seçimlerde Tavır Ne Olmalı?” gündemiyle bir toplantı gerçekleştirmiştir. Toplantıda alınan karar aşağıdaki gibidir:

Gelmiş geçmiş tüm TC yönetimleri, İstirdat Projesi (geçmişte kaybedilmiş toprakların geriye alınması projesi) çerçevesinde yıllardır Kıbrıs’ın kuzeyini kuşatma altına almış ve bu projede öngörülen hedefe ulaşmak için tüm tedbirleri geliştirmiş, geliştirmeye de devam etmektedir.

Son 23 yıldır Türkiye’de siyasal iktidarı ele geçirmiş olan Tayyip Erdoğan ve AKP de, yeri geldiğinde takiye yapıp, yeri geldiğinde suçlama oyunu oynayıp, dönemine göre barışçıymış, dönemine göre şahin politika izliyormuş gibi davranarak, zamana oynayıp Kıbrıs’ı kendi iç ve dış çıkarları için koz olarak kullanmaya devam etmektedir. TC’nin mevcut iktidarı para ve baskıyla vesayet altına aldığı, kolonisi haline getirdiği Kıbrıs’ın kuzeyinde, hükümette kim olursa olsun dağıtılan vatandaşlıklarla, kamuya ait sektörlerin verimlilik iddiası ile özelleştirilmesi adı altında yeşil sermayeye peşkeş çekilmesiyle, mevcut statükoyu adanın kuzeyini Türkiye’nin bir vilayetine dönüştürecek şekilde kullanmaktadır. Bu politikalara direnenlere karşı Anayasa’nın geçici 10. Maddesi de kullanılarak, TC’nin direktifleri ile baskı ve zor politikaları hayata geçirilmektedir. Böylece yeni verilen vatandaşlıklarla ve dini cemaatler destekli sermayenin finansal gücüyle daha çok sayıda seçmen, işaret edilen oluşumlara oy vermeye yönlendirilirken, Türkiye siyasal iktidarının adanın kuzeyindeki Sünni-İslamcı hegemonyası pekiştirilmektedir.

Böylesi bir kuşatma altında kalan ülkenin kuzeyinde her şey, her alan çalışamaz hale gelmiştir.

1974 sonrası ama özellikle AKP’li yıllarda Kıbrıs’ın kuzeyinde belli aralıklarla sandıklar kurulmakta, özellikle son 23 yılda birçok kez yürütmenin vitrininde olanlar sıkça değiştirilmekte ama yönetim açısından daha az şey değişir olmaktadır. 2020 sonrasında ise artık sağın dahi önemli bir kesimi, ‘seçim değil atama’ ifadesini kullanmaktadır. AKP artık her türlü sandığın sonucuna müdahale eder konumdadır, UBP kurultayı bunun en bariz örneğidir. Siyasi partiler parti meclislerinde hükümetten çekilme kararı alır, Ankara ziyaretleri sonrası kararlar değişir; vekiller istifa eder, kendilerine aniden gelen vahileri takiben bu kararları da değişir; vekiller küser, elçilik, asker, MİT mensupları önünde TC elçiliği binalarının birinde fırça yemeye çağrılırlar, çıkışta vekillerin kararları yine değişir… Son olarak UBP içindeki muhalif vekilin ‘Erdoğan bize koş dedi’ şeklindeki itirafı, sandıktan hâlâ demokrasi çıkacağına inanmanın, ciddi bir hayal gücü istediğinin kanıtıdır.

Yıllar itibarı ile taşınan nüfus ile Kıbrıslıların azınlığa düşmesi ve iradelerinin yönetime yansımaması yanında tüm kamusal hizmetler de çökmüştür. Belli bir nüfus kapasitesine göre inşa edilen okullar, hastaneler, yollar, kullanım ve atık su tesisleri özetle altyapı, bu nüfusu taşıyamaz hale gelmiştir.

1976 Kıbrıs Türk Federe Devleti genel seçimlerinde kayıtlı seçmen 75 bin 781 idi, oysa dışa göç olmaksızın Kıbrıs’ın doğal nüfus artışı dikkate alınarak hesaplandığında, kayıtlı seçmen sayısının yaklaşık 95 bin olması gerekiyordu. 2024 Avrupa Parlamentosu Seçimlerinde Kıbrıs Cumhuriyeti 103 bin 269 Kıbrıslı Türk’ün, Avrupa seçimlerinin özel seçim listesine dâhil edildiğini açıklamıştı. Oysa Haziran 2025’te Kıbrıs’ın kuzeyindeki Yüksek Mahkeme Başkanı son verilere göre 215 bin 611 seçmen olduğunu duyurdu. Bu sayılar tek başına durumu açıklamaya yeterlidir. Bu nedenle seçmen sayılarına bakarak, Kıbrıslıların geleceği açısından anlam ifade edecek bu seçimlere referandum anlamı yüklemek de imkansızdır.

Unutanlar için hatırlatalım kktc vatandaşlığı almak isteyen Türkiye vatandaşlarının TC elçiliğinin ve TC devletinin güvenlik soruşturmalarından geçmeleri şarttır. Yani her başvuran TC vatandaşı kktc vatandaşı olamaz!

                                                                                ***

Kurulduğu 1989 yılından beri her seçimi kendi koşulları içerisinde değerlendiren YKP, Kıbrıslı Türk solunun, demokratların, barış talebi olanların örgütlenme kapasitesi, halkın beklentileri ve Kıbrıs sorununun acil çözümü için ortak bir mücadelenin oluşturulması gereğinden hareket eder.

Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’deki savaşlara çok yakın olmamız, yükselen Siyasal İslam’ın yeni Osmanlıcı, ırkçı, yayılmacı siyasal faaliyetleri ve Sünni İslam kuralları dayatması ile yaşam tarzına müdahaleleri nedeniyle YKP, yeni ve daha zor bir döneme girilmiş olduğunun altını çizer ve bu çerçevede önümüzdeki seçim sürecini değerlendirerek, aşağıdaki hususların önemine vurgu yapar:

1.⁠ ⁠BM Genel Sekreteri Guterres’in de açıkladığı üzere, Kıbrıs’ta günümüze kadar varılan mutabakatlar da göstermektedir ki masada yalnızca federasyon vardır, çözüm talep edilecekse, tek seçenek budur. Bu nedenle YKP sol bir parti olarak, Kıbrıs sorununda kısa dönemde federal bir Kıbrıs, uzun dönemde sosyalist ortak yurt lehine bir çözümün önemine vurgu yapar. YKP, garantörlüğün kaldırılacağı, yeni bir iç güvenlik sisteminin kurulacağı, duvarlarla, tel örgülerle çevrilmiş değil, sadece kâğıt üzerinde idari bir sınırı olan iki bölgeli, etnik ayrımları derinleştirmeyen anlayışı, yurttaşlık temelli demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ön plana çıkaran, sayısal değil siyasal eşitlik temelinde iki toplumlu federal devlete giderken, Guterres Belgesi temelinde bir çerçeve antlaşmasının imzalanmasının çözüm sürecine yapacağı katkının altını çizer. Nihai bir çözüme ulaşıncaya kadar mutabakata varılacak ara antlaşmalarla Kıbrıslıların yaşamını kolaylaştırıcı yeni geçiş noktaları, asker çekilmesi, ortak araç sigortası gibi güven artırıcı önlemlerin hayata geçirilmesi için de mücadelenin önemine vurgu yapar. Maraş’ın yasal sahiplerine iadesi, Maronitlerin köylerine dönmesi de çözüm sürecini hızlandıracak güven artırıcı önlemlerdir.

2.⁠ ⁠1949 Cenevre Konvansiyonu’nun 49. maddesine aykırı bir biçimde 1975’ten beri adaya taşınan nüfusla değiştirilmekte olan demografik yapı ve tapu kayıtlarının yanı sıra, YKP, nüfus ve insan envanteri üzerine açıklama yapılmasını talep eder. YKP, uluslararası gözlemciler nezdinde nüfus sayımı talebini bir kez daha dile getirir. YKP, nüfus taşınması ve sonrasında vatandaşlık verilmesi ile demografik yapının geri dönülemeyecek şekilde değiştirilmesine hizmet eden TC’nin toplum mühendisliğine karşı mücadele edilmesini öncelikle hedefleri arasında görür.

3.⁠ ⁠YKP, kuruluşundan hemen sonraki dönemde seçime katılarak tavrını ortaya koymuş, “talimatla yönetilmeye hayır”, “bu memleket bizim, biz yöneteceğiz” temel ilkesi ile adaylar göstermiştir. Daha sonraki süreçte ise TC’nin asker/sivil kurumlarının her şeye müdahalesiyle ağırlaşan koşullar içinde halkı, tepkilerini ortaya koyması için sandığa gitmemeye, seçimleri boykot etmeye çağırmıştır. Böylesi süreçlerde YKP, demografik yapının değiştirilmemesi, demokratikleşme ve sivilleşme için Anayasa’nın geçici 10. Maddesi’nin yürürlükten kaldırılması gibi taleplerini de sürekli olarak gündeme taşımıştır. YKP, seçimlerde aday göstererek taraf olsun ya da seçimleri boykot etsin, her iki halde de seçim süreçlerini, rejimin deşifre edildiği bir araç olarak kullanmıştır. Bugün yeni bir aşama içindeyiz. YKP, ortak yurdumuza barışın gelmesi ve etnik değil, Kıbrıs yurttaşlığı kimliği ile hukukun üstünlüğünün egemen olduğu, demokratik laik bir yaşam için birlikte mücadele etmenin zorunlu olduğu bu sürecin gerçekleri ile hareket edilmesi gerektiğinin altını çizer.

4.⁠ ⁠Bir Afrika Atasözü der ki; “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra birlikte kaçıyorsa, orman yanıyor demektir!” Artık net olarak herkesin de gördüğü gibi Kıbrıslı Türklerin toplumsal varlığının devamı tehlike altındadır ve bu süreç, Türkiye’nin, adanın kuzeyinde İslamcı bir rejimi yerleştirmekle ilgili müdahaleleriyle birlikte yol almaktadır.

5.⁠ ⁠YKP, Kıbrıs’ta çözüme ancak ve ancak tüm Kıbrıslıların kolektif mücadele ve dayanışması ile ulaşılabileceğine vurgu yapar. YKP, halkın katılmadığı, sahip çıkmadığı ve şeffaf bir biçimde bilgilendirilmediği bir çözüm sürecinde hem çözümün hem de barışın kalıcılığına inanmaz. Çözüm sürecinin gücünü ve yetkisini halktan almasına, toplum liderlerinin de halkla birlikte çözüme hazırlanması gerektiğine inanır.

6.⁠ ⁠Türkiye’deki siyasal İslam’ın son yıllarda adanın kuzeyinde yaşamın pek çok alanında artan müdahalelerine ve Ortadoğu’daki savaşlara bağlı olarak da YKP, Kıbrıslıların, Türkiye ve Yunanistan halklarıyla daha fazla dayanışması gerektiğine vurgu yapar.

7.⁠ ⁠Erdoğan ve AKP kurmayları ile yerli işbirlikçilerinin federasyondan vazgeçip öne sürdüğü adanın kalıcı bölünmesine yol açacak “iki devletli çözüm” alternatifi hiçbir şekilde BM’nin gündeminde değildir. Ankara’nın da talimatıyla önerilen iki devletliliği açık veya örtük savunan adaylar adanın taksiminden ve Türkiye’ye bağlanma gayretleri bizleri, ülkemizi ve bölgemizi geriye dönüşü olmayan tehlikelere sürükleyecek riskler yaratmaktan başka bir amaca hizmet etmezler ve bu nedenle de YKP, halkı bu adaylara oy vermemeye çağırır.

YKP, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde yukarıdaki ilkeleri ve tespitleri çerçevesinde, İslamcı faşist Türkiye iktidarına ve yerli işbirlikçilerine karşı herkesi taraf olmaya çağırır.

YKP, yukardaki ilkeler çerçevesinde hareket edenlere yardımcı olacak, onlarla işbirliği yapacak ve destekleyecektir.

YKP, içinden geçtiğimiz bu süreçte özellikle TC’nin istirdat, kolonileştirme ve Sünni İslamlaştırma politikalarına karşı tüm kesimlerin ortak mücadelesine ihtiyaç olunduğunun altını çizer.

YKP bunların gereklerinin yerine getirilmesi için tüm ilerici demokratlara çağrı yapar.

30 Temmuz 2025, Lefkoşa

Diğer yazıları

20 Temmuz’da, Yeni Kıbrıs Partisi, Sol Hareket ve Devrimci Komünist Birlik olarak sokağa çıkıyor

Sol Hareket, Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) ve Devrimci Komünist Birlik (DKB), 20 Temmuz’da...

Kıbrıslılar Barış ve Dayanışma Hareketi, Cumhurbaşkanı Hristodulides’i ziyaret etti

Yeni Kıbrıs Partisi, Birleşik Kıbrıs Partisi ve Arif Hasan...

YKP, Sol Hareket ve DKB’den Levent’e destek: Teslim olmayacağız!

Yeni Kıbrıs Partisi (YKP), Devrimci Komünist Birlik ve Sol...

Kutlu Adalı 29 yıl sonra hâlâ adalet bekliyor

YKP, Devrimci Komünist Birlik ve Sol Hareket, 29 yıl...

YKP, Sol Hareket ve DKB: Kutlu Adalı cinayetinin hesabını soruyoruz!

Gazeteci Kutlu Adalı’yı öldüren “katillerin” hala yakalanıp adalet önüne...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,051TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Hırıltı ile mizah arasında hırs: aynı amaca hizmet eden iki farklı dil – Levent Atikoğlu

Hırs, çoğu zaman ilerlemenin, başarmanın, hayatta iz bırakmanın önemli...

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Dönüş Mümkün Mü? – Şener Elcil

Londra Konferansı’na isteksizce giden Makarios, orada Kıbrıslı Türklere devlet görevlerinde...

Kıbrıs’ta işlenmiş olan suçlarla ilgili ‘evet, ama’ denilemez… – Mihalis Mihail

Kıbrıslırum araştırmacı yazar Mihalis Mihail, Kıbrıs’ta yakın tarihimizde işlenmiş...

Oklar Hizbullah’a doğru yöneltilirken – Özkan Yıkıcı

Amerikanın yeni elçisi, ilginç diplomatik açılımlarla uğraşıyor. Aslında daha...

Kaç Yüz Lazım? – Levent Atikoğlu

Politikanın yüzü yoktur derler. Oysa ben tam tersini düşünüyorum....

“Süreç”e vicdani retçilerin de sözleri var – Ercan Jan Aktaş

Ekim 2024 tarihinde başlayan, devlet/iktidar elitleri tarafından itina ile...

Gerçekten siz buna “seçim” mi diyorsunuz? – Hasan Kahvecioğlu

Gerçekten siz, Ekim ayında kurulacak sahneye “seçim” mi diyorsunuz? Her...

“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi – Ümit Kardaş

İtalya’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Kuzey’de, ulusal azınlıkları olan...

Canlı yayın